Bölüme geçmeden bir şey sormak istiyorum. Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?
********************
JİMİN'DEN
Dizimi titreterek, o doktorun şu iğrenç odadan çıkmasını bekliyordum. Ve kardeşimi bir an önce görmek istiyordum.
- Jimin!
Koridorda yayılan sesle kafamı kaldırdım. Dedemle babaannem gelmişti. Hep beraber ayağa kalktık.
- Nerede?
- İçeride dede. Daha çıkmadı doktor.
Başını sallamıştı ki kapı açılmış, doktor ve elinde değişik şeylerle hemşire çıkmıştı. Dedemleri bekliyordu anlaşılan!
- İyi mi?
Bıkkınca bir nefes verdi.
- Bünyesi çok zayıf. Devamı gelirse iyi şeyler olmaz. Anemi ilerlemeye başladı. Böyle giderse hipoksi dediğimiz oksijen yetersizliği baş gösterir. Hastalığıda ilerlemeye başladı. Kötü halde. Az kalsın kalbi duruyordu. Cidden hala yüzsüz gibi nasıl bu hale getiriyor kızı?
Başımı eğdiğim de kolumu sıvazladı.
- Bir kaç test yapacağım. Serumu da bitince çıkabilirsiniz.
Başımı salladım. Gitmeye başladığı gibi odaya daldım. Uyuyordu. Yanına oturup elini tuttum.
Belki beni hisseder umuduyla...
~~~~~~~~~~~
- Abi yürüyebilirim. Bırakır mısın?
- Hayır küçük hanım, yürüyemezsin. Ayarımı bozma! Sana sinirliyim! Nasıl bana yalan söylersin?!
Başını eğdiğinde, derin bir nefes verip, hastaneden çıktım. Jin arabanın kapısını açtığında, yavaşça Eun'u oturttum. Bende yanına oturduğumda, dedemlerde geldi.
- S..siz, beni nasıl buldunuz?
Ters ters bakıp, önüme döndüm.
- Jungkook'u aradım. Seni bıraktığı yere götürdü bizi. O sırada o adamda yeni çıkıyordu yanından. Aldık geldik işte. Niye sorguluyon?
Kaşlarını çattı.
- Jungkook nerede?
İmalı imalı sırıttığımda 'ne var' dermiş gibi salladı başını.
- Hm. Birileri Jungkook'u görmek istemiş anlaşılan.
- Ya of abi. Neyden ne çıkartıyorsun Tanrı aşkına?
Güldüğümde, göz devirdi.
- Annesi aradı onu. Kabus mu ne görmüş, Jungkook'un yaşadığından emin olmak istedi.
Diyip güldüğümde, o da güldü. Seviyordu da işte, o adam yüzünden hayatını bile kendi yönetemiyordu. Değişmişti. Kimsenin bilmediği anlamadığı bir anda değişmişti.
Nereden bilebilirdim ki kardeşimin bu hale gelip, gülüşünü bile zamanla kaybedeceğini...
EUN Mİ'DEN
Ağrıyan karnımla, elim istemsizce oraya gitti.
Dayan Eun. Eve az kaldı. Abinin seni böyle görmemesi lazım. Şimdi olmaz. Dayan.
Dolan gözlerimden, yaş akmaması için savaş veriyordum. Şuan olmazdı. Odamda, herkes uyuyuncaya kadar beklemem lazımdı. Zorundaydım.
Eve geldiğimizde abim hızla arabadan inip, beni kucağına aldı. Ne kadar alma desemde, iyi ki bırakmamıştı. Çünkü bu ağrıyla yürüyebileceğimi sanmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER BAY JEON
FanficSenin karanlığına ışık tutma görevine geldim. Görevimi tamamlamama izin verir misin? ~~~~~~~~~~ Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?