24.Bölüm

560 38 48
                                    

EUN Mİ'DEN

Banyodan çıkıp, gözümü ovuşturarak aşağı inmeye başladım. Abim nereye gitmişti sabah sabah? İçeri girdiğimde Jungkook ve abimi gördüm. İkisinin bakışları bana dönerken elimi gözümden indirdim.

- Günaydın abicim.

Koltuğa geçip, yarı uzanır şekilde oturdum.

- Gün daha aymadı bana.

Çatlak çıkan sesimle yüzümü buruşturdum. Boğazımı temizlediğimde gülmeye başladılar. Üşüme hissiyle başımı yasladığım yerden kaldırıp kollarımı sıvazladım.

- Burası soğuk mu, bana mı öyle geliyor?

İkisininde gülüşü donduğunda başımı 'ne var' der gibisinden salladım.

- Y..yeni uyandın ya güzelim. Ondandır. Hırka getireyim mi sana?

Başımı iki yana sallayıp yavaşça ayağa kalktım.

- Ben alırım.

Odama girip dolabıma yöneldim. Siyah kalın hırkamı giyinirken aklıma dank etti.

Anemi denilen illet vardı ya bende!

Oflayıp, ellerimi cebime soktum. Hırkanın kapşonunu kafama çektiğimde yüzümün yarısı gitmişti. Çokta umurumdaydı ya.

Odadan çıkıp aşağı indiğimde bir bedene çarptım. Al işte. Şapkayı geçir kafana. Önünü göreme. Sonra bir bedene çarptım. Cidden harika!

Ufak bir kıkırtı sesinden sonra şapkam çekilmişti.

- Hırkanın içinde kaybolmuşsun.

Omuz silkip kapşonu tekrar kafama çektim. Yüzümün yarısı yok olurken onu görmek için başımı kaldırdım.

- Çünkü bedeni büyük Bay Jeon.

Dediğimde gülmüştü. Bende tebessüm edip başımı eski haline getirdim.

- Hadi içeri geçelim.

Birlikte içeri gidip, telefonla konuşan abimin yanına kurulduk. Gerçi ben karşılarındaydım. Ama konumuz bu değil.

- Tamam hyung. Görüşürüz.

Telefonu kapattığında beni gördü. Gülmeye başladığında başımı kaldırıp, kapşonun aralığından baktım.

- Donuyorum burada. Kes sesini.

Gülüşünü durdurduğunda başımı normal haline getirdim. Karnımın ağrısıyla gözlerimi sıkıca yumdum. Lanet ağrı yine beni bulmuştu. Oturduğum koltuğa uzanıp, cenin pozisyonunda uyumaya çalıştım...

JUNGKOOK'TAN

- Uyudu sanırım.

Diyip, ayağa kalktım. Yanına gittiğimde çömelip, şapkasını hafifçe kaldırdım. Yüzündeki kızarıklar ve morluklar daha da belli olmaya başlamıştı.

- Jungkook, az bir dursana. Bir şey bakacağım.

Yanıma gelen Jimin'le ona döndüm. Titrek elleriyle, yavaşça hırkasını ve t-shirtünü yukarı doğru sıyırdı. İkimizinde gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

Karnının neredeyse her yerinde morluklar vardı. Bu sadece tekme yerse oluşacak bir şeydi.

- Bu. Bu gerçek olamaz. Bu kadarını yapmış olamaz. Kız ağrıdan duramıyordu resmen.

İnanamaz şekilde konuştuğunda, sinirle nefes verip, sakinleşmeye çalıştım. Olmuyordu. Şuan o adamı gebertmek istiyordum. Deli gibi vurup, bu kıza yaptıklarının aynısını yapmak istiyordum. Geberene kadar dövmek istiyordum.

MY TEACHER BAY JEONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin