1.BÖLÜM

18.7K 557 184
                                    

Arkadaşlar Merhaba, ilk kısmı başrolümüz Alya'nın ağzından okuyacaksınız. Umarım beğenirsiniz 🙏🏻 İyi okumalar..🤚🏻💕

Herkes gibi bende bir noktadan sonra hayatının değişeceğine inanan tayfadanım. Keşke bunun ne zaman olacağını bilme şansımız olsaydı. Yakın gelecekte mi? veya uzak gelecekte mi? Yada hiç biri mi?
Bu konuda herkes gibi benimde hiç bir fikrim yoktu..
Bu konuya çok kafayı yorduğumu biliyorum, ama sizinde benim ki kadar şansızlık ve trajediyle dolu bir hayatınız varsa eğer, bunu düşünmemek maalesef ki elde değildi.Her şeyin bir gün değişeceğine inanmak bana bir sonraki güne uyanmam için umut veriyordu. Bundan daha iyi bir teselli olabilir miydi?

Hiç sanmıyorum..

Bu düşünceler arasında gözlerim ağırlaştı ve yavaş yavaş uykuya teslim oldum.

Alarmı sabah 07:00 ye kurmuştum, uykum hafif olduğu için alarm çalar çalmaz uyanabilen şanslı tayfadandım. Umarım hayatımda ki şans yüzdemin büyük bir kısmını bu durum karşılamıyordur. Gerçi hayatıma dönüp baktığım zaman sanırım evet fazlasıyla karşılıyordu. Çok geç olmadan bu saçma düşüncelerden sıyrılıp hemen üzerime kot pantolon ve ince bir bluz geçirdim. Yarım saat içinde evden çıkmam gerekiyordu. Kahvaltı yapmak yerine makyaj yapmayı tercih ettim. Kahvaltı yapmadan evden çıkabilirdim ama makyajsız asla.
Kendime güvenimin olmadığından değil sadece makyajsız yüzümün soluk ve hastalıklıymışım gibi görünmesinden nefret ediyordum. Düzenli olarak cilt bakımı yaparsam aslında bu durumdan kurtulabilirdim fakat o pahalı cilt ürünlerini alabilecek kadar kazanmıyordum.

Evden apar topar çıktım ve karşılaştığım ilk pastaneden en sevdiğim zeytinli açmalardan aldım. Bu günlük bunlar idare ederdi belki bir sonra ki gün alarmı 20 dakika daha erkene kurup kahvaltı yapmaya vakit ayırabilirdim.

Durağa geçer geçmez en yakın arkadaşım artı ev arkadaşım olan güzeller güzeli Eda'yı uyandırmak için aradım. Eda kızıl, mavi gözlü, 1.70 boylarında güzel bir kız ve ayrıca çocukluğumdan beri yanımdan ayrılmayan tek dostumdu..

" Aloo..Günaydın babyy. Uyanma vakti! "

her sabah onu uyandırmakla görevliydim. Benim aksime hiçbir alarmın uyandıramayacağı türde biriydi. Bu nedenden dolayı istemeyerek bu görevi kabul etmek zorunda kaldım.

Uykulu bir sesle " Hııı " demekle yetindi.
" İşe geç kalmak istemiyorsan yataktan hemen çık ve elini yüzünü yıka! " biraz sert bir dille söylemiştim çünkü bu görevi başladığı ilk günden beri hiç sevmemiştim.

" Pekii! Kalktım! Bunu daha kibar bir şekilde söyleyemez misin? İnan bana buna mecbur olmasam senide mecbur etmezdim " dedi. Bu sefer oda bana aynı şekilde karşılık vermişti. Haklıydı.. uzatmaya hiç niyetim yoktu.

" Tamam haklısın! Biraz daha kibar olabilirdim " , " Normalde ne kadar kibar bir insan olduğumu biliyorsun. Bu sabah biraz kendimde değilim. Özür dilerim! " dedim.

" Tamam, sorun yok.. " , " Senin ne kadar kibar bir insan olduğunu benden iyi kimse bilemez.." diyerek gülmüştü.

Sıcak bir tonda, " Evet, senden iyi kimse bilemez.. " dedim ve o tatlı gülümsemesine eşlik ettim. Benim onu ne kadar çok sevdiğimin ve onu asla bilerek incitmeyeceğimin farkındaydı. İş çıkışı market alışverişi için sözleştikten sonra telefonu kapattık.

Öğle saatlerinde dışarıya yemek yemeğe çıktığımda dışarısının önceki günlerden daha sıcak olduğunu fark ettim. Temmuz aynının sonlarındaydık ve dışarıda çok yakıcı bir sıcak vardı. Daha fazla bu sıcaklığa katlanamayarak iş yerime yakın olan cafe ye yemek yemeğe gittim ve o gün şansıma klima bozulmuştu. Yemeğimi hızlı bir şekilde yiyip hemen iş yerine döndüm.

Bugün diğer günlere göre baya yavaş geçiyordu. İçimden defalarca iş saatimin hemen geçmesi için dua edip durdum. Çok bunalmıştım, bu günün bitmesi için her şeyi yapardım.
Zamanla bir savaş halinde gibiydik, benim işler içerisinde kıvrandığımı gördükçe adeta zevkine zevk katarcasına daha yavaş akıyordu.

Bütün ısrarlarına rağmen o zamanı alt edip, sonunda beklenen saate ulaşmıştım. Bu savaşın kazananı bendim, büyük bir sevinçle alışveriş yapacağımızı hatırlatmak için Eda'yı aradım, ama telefonu ısrarla çaldırmama rağmen açmadı. Tekrar tekrar aradım ve en sonunda 5.aramama cevap verdi.

" Aloo babyyy.. çok özür dilerim, telefon sessizde olduğu için aramalarını yeni fark ettim.. İşten çıktın mı? " dedi heyecanlı bir şekilde.

" Tamam aşkım sorun yok, ben işten yeni çıktım. Ya sen? " telefonunu açmayınca onun için endişelenmiştim ama sesinde tuhaf bi mutluluk vardı, çok merak etmeme rağmen bu konuda hiç bir şey sormadım. Sonuçta birazdan yanıma gelecekti, o zaman konuşmak için fazlasıyla zamanımız olacaktı.

Üzgün bir şekilde " Ben daha çıkamadım Alya, patron iş üstüne iş verdi bunlarıda bitirip öyle çıkmam gerekiyormuş " dedi.

" Hadi yaa.. alışveriş yarına kaldı o zaman "
" Hayırrr hayırrr! Sen git bende hemen işlerimi bitirip arkandan geleceğim. Hem biliyorsun evde çok eksiğimiz var, akşam da yeni tarif deneyecektik unuttun mu? "

" Ahh doğru.. çıkmış aklımdan. O zaman ben önden gidiyorum işten çıktığın zaman mutlaka ara beni "

" Tamamdır aşkım. Görüşürüz. Öptümm.. "

" Görüü... " benim sözümü bitirmeme fırsat vermeden hemen telefonu kapattı. Normalde telefonun aniden suratıma kapatılmasından hiç hoşlanmazdım, gerçi kim hoşlanır ki? Daha önce yaptığı bir şey değildi, işinin yoğunluğundan kaynaklandığını düşünüp bu konuyu içimde daha fazla uzatmadım. Şuan yapmam gereken daha önemli şeyler vardı, alışveriş yapmak gibi mesela.. Beni sinirlendirecek düşüncelere yer yoktu.

Evimizin ilerisinde kocaman bir AVM vardı. Her zaman alışveriş yapmak için orayı tercih ederdik.
Uzun bir yürüyüşün ardından AVM'nin marketine varabildim. Nelerin alınması gerektiğini iyi bildiğimden Eda gelene kadar sorunsuz ilerleyebilirdim, hatta gelemezse bile sıkıntı olmazdı..

EDA
Alya'ya yalan söylemek zorunda kalmıştım. Aslında işten izin alıp erken çıkmıştım. Yalan söylememin tabi ki geçerli bir nedeni vardı!

Ona hayatında ki en güzel Doğum Günü Partisini hazırlamak. Geçen sene ki doğum gününde Ankara'da ailemin yanındaydım, bu nedenle yanında olamadığım için kutlayamamıştık. Aileside söz konusu Alya olunca bu tarz şeylere pek önem vermezdi, gerçi annesi Alya'yı babası ve abisinin aksine çok severdi, o sadece özel günleri hatırlayamazdı.

Alya için doğum günü hatırlandığı zaman özeldi hatırlanmadığı zamanlar ise sıradan günlerden farksızdı. Bu yüzden geçen sene ki doğum gününün onun için sıradan günlerden bir farkı yoktu, ama bu sene ki doğum gününün öyle olmasına izin vermeyecektim, partisini büyük bir önem vererek hazırlıyordum. Bu doğum günü partisini asla unutamayacaktı. Misafirleri karşılayıp en son kontrolleri de yaptıktan sonra Alya'ya eve geçtiğimi ve ne zaman geleceğini sormak için mesaj attım. Umarım onu ektiğim için sinirli değildir.

Apartmanın girişinde olduğunu ve asansöre bineceğini yazdı. Şimdi ise sadece ışıkları kapatıp kapıyı açmasını beklemek kaldı. Kapıdan içeriye girer girmez yüzünde belirecek olan o şaşkınlığı görmek için sabırsızlanıyordum..

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin