33.BÖLÜM

3.3K 208 93
                                    



Keyifli okumalar.. ☘️

Büyük bir ağacın arkasında bir süre hiç konuşmadan beklemeye başladık.
Murad, ağaca yaslanmış beni izliyordu.
Ben ise Cihangir'i en son gördüğüm yere odaklanmış, onun bir an önce gelmesini ümit ediyordum.

Dakikalar geçiyordu, ama Murad bir an olsun bakışlarını üzerimden çekmiyordu.
Son zamanlarda gözü sürekli üzerimdeydi ve bu artık yavaş yavaş sinirlerimi bozmaya başlıyordu.

Bu duruma daha fazla sabır gösteremeyerek, sinirli bir şekilde
" Neden sürekli bana bakıp duruyorsun? " diye sordum.

Bakışlarını kaçırıp, ufak bir tebessüm etti.

" Hadi gidelim artık " diyerek, hareketlenmeye başladı.

Sözlerimi duymazlıktan gelmesi daha çok sinirlenmeme neden olmuştu.

" Sana bir soru sordum? "

Yaklaştı ve
" Kendini bu kadar önemseme,
sana baktığım yok "  ,  " Arkandaki şu çalılarda bir şey gördüğümü sandım " dedi.

Gözümün içine baka baka yalan söylüyordu.

" Daha iyi bir yalan bulamadın mı? "  diye sordum sorgularcasına.

Gülmeye başladı. Ben ne kadar sinirlenirsem o, o kadar eğleniyordu.

" İster inan ister inanma, gerçek bu.. " diyerek klişe bir cümle kullandı, ardından sözlerine devam etti.

" Yoksa sen farklı bir nedenin mi olmasını istiyorsun? "  diyerek topu bana attı.

Artık sinirden ellerimi sıkmaya başlamıştım. Resmen benimle dalga geçmeye çalışıyordu. Onun alaycı sözleri ve bakışları, artık sabrımı yavaş yavaş taşırıyordu.

Sinirli bir şekilde
" Saçmaladığının farkındasındır umarım " dedim, artık ses tonum öncekine göre daha yüksek çıkıyordu.

Bu durumdan hala keyif aldığı her halinden belliydi, yüzünde sıcacık bir tebessüm hâkimdi.

" Tamam, dediğin gibi olsun, saçmalayan benim "  ,  " Şimdi artık gidelim buradan.. " diyerek önden yürümeye başladı.

Konuşmanın tam ortasında bir anda kestirip atması, sinirlerimi daha çok zıplatmasına neden olmuştu. Daha önceden de bu şekilde yapmıştı, ama bugünkü kadar sinirlerimi bozmamıştı. Bu yaptığı şey hiç hoş bir davranış değildi, ama öte yandan onu anlamaya çalışıyordum.
O, bir şeylerin uzayıp gitmesinden pek hoşlanmayan tiplerden olmalıydı.
Konuşmanın hoşlanmayacağı yerlere gitmesindense, kısa kesip uzaklaşmayı seven tiplerden olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Aslında bir bakıma yaptığı şey mantıklıydı, kendince tartışma çıkmasını önlemeye çalışıyordu.

Ama o ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın,
bu işin peşini bırakmayacaktım.
Aklımda ona dair bir sürü soru işareti vardı ve hepsine olmasa da birçoğunu cevaplamak zorundaydı.

Arkasından koştum ve hızla önüne geçerek, daha fazla yürümesine engel oldum.

" Dur! Henüz konuşacaklarımız bitmedi " dedim.

Bu yaptığım şey onu şaşırtmıştı.

" Ne duymak istiyorsun? " diye sordu.

Güzel bir yere parmak basmıştı.

" Sorularıma dürüstçe cevap vermeni istiyorum "  diyerek karşılık verdim.

Murad artık daha ciddi görünüyordu.
Yüzündeki sıcak tebessümden artık eser kalmamıştı.

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin