11.BÖLÜM

6.4K 413 63
                                    


MURAD

Şehzade Cihangir'in emriyle Nefi ve adamlarını teker teker yakalayıp, sıkıca bağlayıp bir köşede topladık. Bu plan başlarda beni çok tedirgin etmişti. Kızın zarar görebileceğini düşünüyordum ama benim aksime Şehzade Cihangir oldukça sakin davranmıştı. Onun bu kendinden emin hali beni azda olsa rahatlatmıştı.

Çünkü o kaybedeceği savaşa asla girmezdi, başarılı olacağına gönülden inanıyordu. Her zaman kıvrak zekasıyla işin üstesinden gelirdi, bu sayede karşı konulamaz bir özgüvene sahipti.

Ona herkesten çok güveniyordum, o asla masum bir insanın zarar görmesine müsaade edecek biri değildi. Sert görünümünün aksine, o çok şevkatli ve merhametli bir adamdı. Otoritesini korumak adına, adamlarının yanında çok fazla gülümsemezdi. Aslında genelde de çok gülen bir insan değildi, ama beraber büyüdüğümüzden dolayı benim yanımda, olması gerektiği gibi değil de olduğu gibi davranırdı. Görünürde onun yardımcısı olsam da, aslında her şeyi paylaşan iki yakın dosttuk.

Ağaca yaslanmış o kızla olan konuşmasını izliyordum. Yüzünde ara ara gülücükler oluşuyordu. Uzun zamandır ilk defa onu bu kadar mutlu görüyordum.

Onu bu kadar mutlu eden neydi?

İnsanlara karşı gösterdiği otoriteden eser yoktu, oldukça sevecen görünüyordu. Bu hali beni oldukça şaşırtıyordu, onu benim dışında kimsenin yanında böyle sevecen davranırken görmemiştim. Hatta Validesinin ve kız kardeşinin yanında bile..

Tahtın varisi olmanın verdiği ağırlıktan kaynaklanan bir durumdu. Küçüklüğünden beri özel dersler alarak bu şekilde yetiştirilmişti. Kimseye zayıf tarafını gösteremezdi, her zaman sert ve otoriter olması gerektiğini bilirdi ve ona göre davranırdı. Böylece kimse onun kararlarına itaatsizlik etmeyi aklının ucundan bile geçiremezdi.

Uzun bir sohbetin ardından nihayet kız uzaklaşmak için hareketlendi. Cihangir'i yalnız bıraktığı sırada olduğum yerden fırlayıp, Cihangir'in yanına doğru harekete geçtim..

CİHANGİR

Alya ateşin olduğu tarafa doğru yürümeye başladığı sırada, ateşin etrafında oturan adamlarıma başımla uzaklaşmaları gerektiğini işaret ettim.

İşaretimle beraber, oturdukları yerden kalkıp uzak bir köşeye geçtiler. O sırada Murad yanıma gelerek, tatlı bir sitemle

" Sonunda sizi yalnız yakalayabildim Şehzadem " dedi.

" Çok asi bir kız.. ona ne söylersem söyleyeyim hep aksi konuşuyor. Onunla hemen bi sonuca varmak imkansız! "

" Evet, çok dik başlı bir kız ve size karşı çok saygısızca konuşuyor "

" Fazlasıyla.." ufak bi gülümsemenin ardından tekrar konuşmaya devam ettim. 

" Bana karşı takındığı tavrın farkındayım, ama nedense o kıza kızamıyorum. Sanırım hayatım boyunca önümde el etek öpen kişilerden sıkılmış olmalıyım ki, bu kızın karşısındaki kişi kim olursa olsun, ayırt etmeksizin kendine özgü hareketleri ve konuşması hoşuma gidiyor olmalı " dedim.

" Öyle olmalı Şehzadem.. daha önce hiçbir kız size karşı bu şekilde davranmaya cüret edememişti. Aksine size hoş ve güzel görünmek için bütün hünerlerini sergilerlerdi. Bu kızın diğerlerine göre, sizin gözünüzde daha çekici ve farklı olduğu aşikar " dedi.

Cevap vermek yerine sadece gülümsemekle yetindim, ama onun susmaya hiç niyeti yoktu.

" Cüretimi maruz görün Şehzadem, ama merak ettiğim bi mevzu daha var " dedi.

" Bugün keyfim oldukça yerinde, istediğin şeyi sorabilirsin! "

Bu sözlerim onu fazlasıyla cesaretlendirmişti..

" O kızın yanında oldukça mutlu görünüyorsunuz. Saygısızlığına rağmen sizi bu denli gülümsetip mutlu etmesi oldukça şaşırtıcı Şehzadem.. " dedi

" Yaşadığı garip olay çözülene kadar bizimle beraber saraya gelecek. Orada olduğu süre boyunca, onu tanıyıp konuşmak için çok zamanın olacak. Belki o zaman beni nasıl bu kadar gülümsettiğinin cevabını alırsın " dedim.

Bunu beklemiyor olacak ki, fazlasıyla şaşırmıştı.
" O kız bizimle beraber saraya mı gelecek? "

" Evet. Söylediklerinin yalan çıkması durumunda ortalardan kaybolmasını istemeyiz öyle değil mi? Yoksa bi itirazın mı var? "

Sorusuna soruyla karşılık vermiştim, bu sefer beni anlamış olacak ki şaşkınlığını yüzünden silip
" Hayır! Olur mu öyle şey Şehzadem. Size karşı gelmek ne haddime. Ben sadece onu saraya götürme fikrinize biraz şaşırdım " dedi.

Sağ elimi omzuna atıp hafiften sıktım, ve ardından bizi meraklı gözlerle çaktırmadan izlediğini düşünen Alya' ya dönerek hafif bir tebessüm ettim.

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin