4.BÖLÜM

8.8K 442 121
                                    

Bu ormanda başıma bir şey gelmeden önce hemen atağa geçip hislerim doğrultusunda yürümeye başladım.
Hangi yöne gitmem gerektiğini bilmiyordum, sadece hislerime güveniyordum. Nereye gittiğimi bilmeden korkuyla yürüyordum ki.. tam o sırada sağ tarafımda bir insan sürüsü gördüm, benden biraz uzaktaydılar.
Onlara yaklaşmadan önce güvenilir olup olmadıklarını anlamam gerekiyordu, onlar beni fark etmeden önümdeki çalılara gizlendim.

Beni fark etmelerine imkan yoktu. Önümde sırayla dizili olan çalılar beni çok güzel kamufle ediyordu. Bu sayede onları inceleyebilirdim..
Hepsi erkekti ve çok garip giyinimliydiler. Ayrıca hepsinin birer tane kılıcı vardı, kiminin kılıcı belinde asılıydı kimininki de ağaca yaslıydı. Tarihi dizilerden fırlamış gibi görünüyorlardı. Detaylı inceleyince hepsinin aynı giyinimli olduğunu fark ettim, biri hariç.. Hepsi sakallı, geniş omuzlu ve karizmatik adamlardı, ama içlerinden birinin diğerlerinden çok farklı bir havası vardı. O uzun boylu, geniş omuzlu ve kaslı bir vücuda sahip olmakla birlikte artı olarak çok yakışıklı bir yüze sahipti.

Kaslı olduğunu nereden mi biliyorum?
Çünkü benim onu dikizlediğimden habersiz bu adam, önümde kaslarını kamufle eden o ince eski tarz bluzunu çıkartıp bir kenara bıraktı. Mankenlere taş çıkartacak kadar kusursuzdu vücudu, onu bütün gün seyredebilirdim..
Onları izledikçe bu garipliğe mantıklı bir açıklama bulmuştum. Dizi çekiyorlardı ve oda bu dizinin yıldız başrolüydü..

Bu düşünceler arasında kaybolmuşken birden çalılardan ses geldi, tam kafamı çevirip nedenine bakıyordum ki ensemden birinin yakalamasıyla irkildim..

Bu o garip giyinimli adamlardan biriydi.
" Casus buldummm " diye ilerideki adamlara bağırmaya başladı. Şimdi hepsi bize doğru bakıyordu. Ona defalarca " Ben casus falan değilimm!! " dememe rağmen bana aldırış etmeyip, adamların olduğu alana doğru sürüklemeye başladı. Beni bir bok çuvalı misali o yakışıklı adamın önüne attı, ve ardından
" Çalılara gizlenmiş sizi izliyordu Şehzadem.. " dedi.

Adamların hepsi tuhaf bir şekilde beni inceliyordu. Kendimi çıplakmışım gibi hissetmeme neden oldular.

Utanç ve sinir karışımıyla beni fırlatan adama dönerek " Sen ne yaptığını sanıyorsunn. Bu kadar kaba davranmak zorunda değilsin.. ayrıca ben sizi izlemiyordum "

" Yalan söylüyor Şehzadem, bizzat kendi gözlerimle gördüm. Sinsi bir yılan gibi çalılara gizlenmiş sizi gözetliyordu." Bunu duyduktan sonra kan beynime sıçradı, öfkeden çıldırıyordum. Nasıl böyle iğrenç bi tabir kullanabilir..

" Üslubuna dikkat et! karşında bir kadın var! "
Kısaca öküzleşmeye gerek yok.. keşke bunu yüzüne karşıda söyleyebilseydim.. ama ne yazık ki belinde duran şey dilimi mühürlüyordu.

Açıklama bekleyen bu insanlara, kendimi nasıl izah edeceğimi bilmiyordum. Setlerini uzaktan rahatsızlık vermeden izlemiştim neden bunu bu kadar büyütüyorlardı ki..

Tam bu sırada Şehzade Hazretleri sert bir tonda " Seni kim gönderdi? " dedi.

" Ne demek istediğinizi anlamadım. " Sonra dank etti.. sanırım beni setten biri sanıyordu.
Bu sefer daha sert bir tonda " Seni kim gönderdi diye sordum? " dedi.

" Beni kimse göndermedi.. inanmayacaksınız ama dün gece yatağımda uyurken sabah gözlerimi bu ormanda açtım. Sonra biraz yürüdükten sonra sizi gördüm, bana yardım edebileceğinizi düşündüm ama önce güvenilir olup olmadığınızdan emin olmam gerekiyordu. Bu yüzden sizi mecburiyetten izlemek zorunda kaldım. " Bunları söyledikten sonra kocaman bi kahkaha patlattı. Bu kadar komik olan neydi?

Sadece şaşkınlık içinde onları seyrettim. Sonra Şehzade tekrar konuşmaya başladı.
" Doğru düşünüyorsun, inanması güç bir hikaye. Karşımda böyle saçma bir hikaye uydurarak zekama hakaret mi edersin? " bunları söylerken sinirlenmışti.

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin