2.BÖLÜM

9.5K 417 56
                                    

ALYA

Alışverişi yapmak için tam bir saatimi harcadım. Market büyük olunca aradığın şeyleri bulmak hiç kolay olmuyordu. Eda'nın şimdiye kadar yanıma gelmiş olacağını düşünüyordum ama anlaşılan tahminimden fazla işi vardı. Onu işinin arasında rahatsız etmemek adına hiç aramadım. İşini bitirince o beni arardı. Alınması gereken her şeyi bulup alışveriş aracının içine attım. Çok fazla şey almıştım. Bunları tek başıma taşımak zor olacaktı, alışverişi bitirmeden hemen önce girişe taksi çağırdım.

Taksi şoförünün yardımıyla bütün poşetleri bagaja doldurduk.
5 dakika olmadan eve varmıştım. Taksiden inip poşetlerle beraber apartman girişine geldiğim esnada Eda'dan mesaj geldi.
Mesajında evde olduğunu ve ne zaman geleceğimi soruyordu. Ona cevap yazdıktan sonra asansörü çağırdım. Poşetler çok ağırdı ve ellerim fazla baskıdan sızlıyordu.
Neyse ki ellerimi kaybetmeden kapı önüne varabilmiştim. Ellerimin acısından anahtarı düzgün tutup kapıyı açmak hiç kolay olmadı, bir kaç deneme sonrası kapıyı açmayı başardım ama etraf beklediğimin aksine zifiri karanlıktı. Eda evde olduğunu yazmıştı ama daha salonun ışıkları açılmamıştı. Biraz şaşkınlıkla duvardaki ışık düğmesini aradım, ardından ışığı açar açmaz patlatılan konfeti ve çığlıklar daha fazla şaşırmama neden oldu.

Duvarda kocaman İYİ Kİ DOĞDUN ALYA yazıyordu.

Kendi doğum günümü unutmuştum bu yüzden duvarda ki yazıyı görene kadar bu kargaşaya anlam verememiştim. Eda hemen yanıma gelip beni çekiştirerek odama götürdü.

" Hiç merak etme seni şimdi doğum günü kızına benzeteceğim " dedi ve dolaptan hızlı bir şekilde kolları tül siyah mini bir elbise seçti.
Bu en sevdiğim elbiseydi ve bana çok yakışıyordu.
Eda bunu tastiklemiş olacak ki onca elbisenin içerisinde o elbiseyi seçti. Saçlarıma özenle maşa yaptı ve makyajımı da bana yakışır bir şekilde abartısız yapıp beni hemen salona götürdü. Eve girerken çok şaşırdığım için etrafı iyi inceleyememiştim, şimdi ayrıntılı bir şekilde inceleyebilirdim.

Etraf çok güzel süslenmişti. Gözlerimi alamıyordum, camın önüne kocaman bir masa konulup açık büfe yapılmıştı. Etrafta dolanan çoğu kişiyi tanımıyordum, büyük olasılıkla benim çok geniş bir çevremin olmadığından dolayı Eda kendi çevresindeki insanları davet etmişti. Ben bunları düşünürken, tam bu sırada Eda kollarını açmış " İYİ Kİ DOĞDUN PRENSESİM " dedi.

" SENİ ÇOK SEVİYORUM.. Bütün bunları ne zaman hazırladın " çok duygulanmıştım. Onun gibi bir dosta sahip olduğum için çok şanslıydım.

" İşten izin aldım ve bütün gün asla unutamayacağın bir parti hazırlamak için canla başla çalıştım. Hepsi senin için.. Bende SENİ ÇOK SEVİYORUM " dedi.

Ona sıkı sıkı sarılıp, onu çok sevdiğimi defalarca söyleyip durdum. Beni çok mutlu etmişti, böyle bir şey hazırlayacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. İşinin uzadığını söylediğinde ona körü körüne inanmıştım. Öyle ki onu arayıp rahatsız etmemeyi bile düşünmüştüm. Rolünü ustalıkla oynamıştı, ona da zaten bu yakışırdı.

Biz kendi aramızda eğlenirken yanımıza birden Emre geldi. Bu çocuktan Eda'yla birlikte tanıştığımız andan itibaren hoşlanmıyorduk. Emre görünüş olarak yakışıklı değildi fakat tuhaf bi çekiciliği vardı, ama saçma davranışlarıyla etrafındaki insanlar üzerindeki çekiciliğini kısa sürede öldürüyordu. Sürekli etrafımda dolanıyordu, onu geçen sene reddetmeme rağmen ısrarla şansını zorlayıp duruyordu.

Emre sırıtarak " Naber kızlar! Bana da aranızda yer var mı? " dedi.

Bu soruya Eda cevap verdi " İyiyiz Emre, var demek isterdik ama gördüğün gibi kız kıza takılıyoruz.. "

" Çok kabasın Eda. Neyse ki seni görmeye gelmedim " kınar bir şekilde söyledi ve ardından konuşmasına devam etti " Ben buraya doğum günü kızını görmeye geldim. Bir dans etmeden gitmemi asla beklemeyin " dedi.

Bunları söyledikten sonra bana bakıp tekrar aptal aptal sırıtmaya başladı. O an bu durumdan nasıl kaçacağımı bilemedim, ve aklıma gelen ilk şeyi söylemek zorunda kaldım.
" Emre seninle dans etmeyi inan ki çok isterdim ama biraz karnım ağrıyor dans edebileceğimi hiç sanmıyorum " dedim. Sağlık en iyi bahaneydi.

Ardından beni bu sözleri söylediğime pişman edecek derecede iğrenç ilgisine maruz bıraktı. Eda bu durumun farkına varmış olacak ki hemen Emre'yi " Seni biriyle tanıştıracağım" dedikten sonra kolundan tuttuğu gibi arkasından sürükledi. Günümü zehir etmesine daha fazla seyirci kalamamıştı. Bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaydı. Onu götürdükten sonra derin bir nefes vermiştim. İşte benim için şimdi parti başlıyordu..

Eda çok geç olmadan onu başka birinin üstüne salıp geri döndü. Yanımda biraz durduktan sonra mutfağa gidip pastayı getirdi.Pasta beklediğimden daha güzeldi, çok özenle hazırlanmıştı. Pastayı masaya koyduğu gibi herkes iyi ki doğdun şarkısını söylemeye başladı.. tam mumları üfleyecekken Eda beni durdurdu.

" Dilek tutmayı unutma! "

Onu dinleyip gözlerimi kapattım ve zihnimde sadece dileğime yoğunlaştım. Her zaman olmasını istediğim bir şeyi dileyecektim..
İçimden " BİR AN ÖNCE HAYATIMIN DEĞİŞMESİNİ DİLİYORUM " dedim ve ardından pastayı üfledim.
Alkışlar havada uçuştu. Hayatımda şimdiye kadar hiç bu kadar mutlu olduğum bir an olmamıştı. Eda kısa süreliğine tekrar yanımdan ayrılıp geri geldi. Ardından " Söz bundan sonra yanından ayrılmak yok! " dedi. Ona kafamı sallayarak tamam diye onayladım. Partinin bitmesine bir saatten az bir zaman kalmıştı, dolu dolu eğlenip öyle bitirmeye karar vermiştik.

Çok geçmeden misafirlerimiz yavaş yavaş ayrılmaya başladı. Kendini en sona bırakan ve ona özel bir uğurlama bekleyen namı değer Emre'yide güç bela gönderdikten sonra kendimizi salondaki koltuklara bir çuval misali attık. İkimizde çok yorgunduk. Etrafa alıcı gözüyle bakıp " Yarın çok işimiz var.. ben uyumaya gidiyorum, çok yorgunum sabaha kadar anca toparlanırım " dedim.

" Yaaa hayırr! Daha çok erken. Parti hakkında konuşacağız daha.. "
Onun hevesini istemeyerek kırmak zorunda kaldım.

" Bu gece olmaz, yarın söz istediğin her şeyi yapacağım ama önce lütfen bu gece uyuyup dinlenmeme izin ver! Konuşacak halim yok.. "

Sevimli bir şekilde " Peki dediğin gibi olsun ama yarın yakanı bırakmayacağımdan emin olabilirsin. " dedi.

" Okeyyy! İyi gecelerr.. " dedim ve beni daha fazla tutmasına fırsat vermeden yerimden kalkıp odama doğru yürümeye başladım.

Bu gece nedense çok garip bir duygu vardı içimde. Nedenini düşünmeye başladığım esnada zihnim bulanıklaştı, düşündüğüm her şey parça parça kayboldu.. sanki zifiri karanlıkla beni baş başa bırakmak için bir birleriyle yarışıyorlardı. 1 nolu düşünce 2 nolu düşünceyi yenmek için canını dişine takmış boşluğa doğru koşturuyordu, ama 2 nolu düşüncenin kaybetmeye hiç niyeti yoktu. Çok hırslıydı, bütün çabasını ortaya döküp 1'le kafa kafaya gelmişti. Sonuç, ikisinin beraberliğiyle bitti..
Bu yarışta emek ve hırs kazanmıştı. Bu yarışın iki kazananı vardı, ama ben kazananlardan biri değildim, onlarla yarışamayacak kadar yorgundum. Onların alanı terk etmesiyle beraber, zifiri karanlığın içinde çaresiz ve yapa yalnız..

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin