23.BÖLÜM

5.9K 371 142
                                    


Ömrüm boyunca arzu ettiğim, huzur ve mutluluğu fazlasıyla yaşıyordum.
Keşke şuan, zamanı durdurabilme imkanım olabilseydi. İşte o zaman ömrümün sonuna kadar, dilediğimce huzur ve mutluluğa hapsolmuş olurdum. Masallardan fırlamış bu yerde, Sonsuza kadar.. sadece ikimiz..

Şuan, geçmişte yaşıyor olmak garip hissettirse de, artık yavaş yavaş alışmaya başlıyordum. Burada her geçen gün, yeni güzellikler keşfediyordum. İlk keşfim Cihangirle başlamıştı. O, hayatım boyunca keşfedebileceğim en güzel varlıktı.
İlk başta o şekilde düşünmeyip, ona karşı ufak bi nefret duymuş olsamda, şuan daha iyi anlıyordum ki, onunla karşılaşmış olmak benim için en büyük şanstı..

Çiçeklerin arasında bir süre gezindikten sonra, karşımdaki çardakta oturan Cihangir ve Murad'ın yanına doğru yürümeye başladım. Onlara doğru yürüdüğümü fark ettikleri zaman, ikisi de kafasını bana doğru çevirip, yanlarına yaklaşana kadar beni izlediler. Bu ısrarcı bakışları beni fazlasıyla utandırmıştı. Onlara yaklaştığım zaman Cihangir'in oturduğu yerden ayağa kalkmasıyla, Murad'da onunla beraber kalktı.

Yavaş adımlarla, bana doğru gelmeye başladılar. Aradaki mesafe kapanıp, birbirimizin karşısında durduğumuz zaman ilk konuşan Cihangir oldu.
" At üstünde gezintiye çıkmak ister misin? " diye sorarak, elini bana doğru uzattı.

Ani olan bu teklifi beni birazcık şaşırttığı için, ona hemen cevap veremedim. Şuan at üstünde bir gezintiye çıkmak gibi bi arzum yoktu, ama madem o istiyordu, onu kırmayıp elini tutarak isteğini geri çevirmedim.

Kabul edişimin onu ne kadar mutlu ettiğini gördükten sonra, en doğru kararı verdiğimi fark ettim.
Onu mutlu görmek beni de mutlu ediyordu.

Atların olduğu alana doğru yöneleceğimiz zaman, Cihangir'in bize doğru gelen adamı fark etmesiyle, olduğumuz yerden kıpırdamayıp adamın bize doğru yaklaşmasını bekledik.
Adam, Cihangir'in birkaç metre ilerisinde durup, başını eğerek konuşmaya başladı.
" Valideniz biraz rahatsız Şehzadem. Sizi görmek istiyor " dedi.

Cihangir, bu sözleri duyduğu gibi yüzüne yayılmış olan sevinç kaybolup, yerini koca bir endişeye bıraktı.
Bana doğru dönüp, elleriyle yanaklarımı kaplayarak " Gitmem gerek.. Geri dönemeyebilirim, o yüzden bekleme beni. Burada kalıp istediğin kadar vakit geçirebilirsin. Gün sonunda seni alması için Mehpare Hatunu yollarım " dedi ve alnımdan öpüp hızla uzaklaşmaya başladı.

Murad'da o adamla birlikte, Cihangir'in arkasından yürümeye başladı. O sırada Cihangir, arkasını dönüp Murad' a bakarak 
" Sen Alya'nın yanında kal " dedi ve tekrardan önüne dönerek, hızlı adımlarına devam etti.

Benim tek kalmamı istememesini anlıyordum, ama keşke Murad'ı bırakmadan önce onun arkadaşlığını isteyip istemediğimi sorsaydı.

Murad, ondan aldığı emirle geri dönerek yanıma geldi. Hiç konuşmuyordu ve bu durum fazlasıyla rahatsız ediciydi.
Ondan uzaklaşma ümidiyle çiçeklere doğru hareket etmeye başladığım zaman, oda benimle beraber hareketlendi.
Koruma gibi, hiç konuşmadan sadece beni takip ediyordu.

En sonunda daha fazla dayanamayarak, bu tuhaf duruma bir son vermek amacıyla konuşmaya başladım.
" Neden beni takip ediyorsun? " diye sordum.

Sorduğum soruya anında cevap verdi.
" Amacım seninle gezmek değil..
Seni korumak "

Sonunda konuşmaya başlamıştı. Demek ki konuşması için, birinin dürtüklemesi gerekiyormuş.

" Beni korumak mı? Hıhh! Bu çiçeklere karşı mı? Yoksa şu karşıdaki ağaçlara karşı mı? Güldürme beni, burada tehtit oluşturabilecek hiçbir şey yok.. " dedim.

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin