1.5

113K 2.9K 736
                                    

Medya: Yazgı Karadağ

"SÜRTÜK DEDİĞİN BENİM KARIM OLACAK! KARNINDA BENİM VARİSİM VAR!" NE?

"VARİS?" Cihangir Karadağ şaşkınlıkla bana döndüğünde felç edici bir dalga hızla beynime vurdu.

Acıyla bir kez daha inlediğimde Yazgı'nın karanlık yeşillikleri beni buldu ama artık çok geçti.

"EVİMDEN SİKTİR GİT!" Yazgı saygısızca babasını kovarken silahı kararlılıkla ona tutuyordu.

Bedenimdeki acıyla tekrar çığlık attım.

Karnında benim varisim var.

Ruhumun bedenimden çekildiğini hissederken vücudum hareket işlevini yitirdi. Zihnimdeki onlarca ses ve gürültü idrak etmemi engelliyordu.

Bedenimde yanlız değildim. Bir can taşıyordum ve ben bunun sorumluluğuna hazır değildim.

Annemden annelik görmemişken nasıl bir bebeğe annelik yapabilirdim? Yazgı baba olabilecek bir adam değildi. Psikopattı.

Odada yükselen sesler kulağıma arabaların asvaltı delme sesi gibi geliyordu. O kadar çok karışıktı ki beynim algılayamıyordu. Bedenim tamamen uyuşmuş tepki yetisini kaybediyordu.

Daha fazla buna dayanamayacağımı anladığımda karnımdaki sancıyı şuan umursayacak bile değildim. Başım zemine düştüğünde gözlerim kolumdan aşağı akan ve elime bulaşan kana kaydı.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken ölmeyi diledim.

İnsanlar kendi hayatını kendileri şekillendirirdi fakat bazıları istisnaydı. Güçlülerin zayıfları ezdiği kendi amaçları için kullandığı insanların hiçbir yaşam gayesi bulunmazdı. Ya buna boyun eğerdi yada tutundukları küçük bir kozla güçlüyü ezerdi...

Gözlerimi alan beyaz ışıkla açtığımda bedenimi hareket ettiremeyecek haldeydim. Başımdaki dayanılmaz ağrı ve kulaklarımın uğuldaması bunu katlıyordu.

Gözlerim kendiliğinden kapanırken kabullenemediğim olaylara karşı dik duramıyordum.

Kimse yanımda yoktu ve tek başıma dayanamıyordum.

Onu öldürmeyi denediğim gibi kendi ölümümü diliyordum. Karnıma giren hafif sancı ile istemsizce inledim.

Hamileydim.

Elim karnıma giderken beklediğim bir gerçekti. Birçok kez birlikte olmuştuk ve hiç korunmamıştık. Gözlerimden düşen damlalar yanaklarımı ıslatıyordu.

Aptalsın Esila! Böyle biri değildin!

Yazgı gelmese büyük ihtimalle ölmüş olurdum. Bu gerçek kanımı dondururken düzene giren nefeslerim arada kesiliyordu.

Kilitli olan kapı yavaşça açılırken içeri fazlasıyla özlediğim Arven girdi.

"Esila." Uyanık olduğumu gördüğünde çığlık atarak koştu.
"Sonunda uyandın! Seni çok özledim."

Yatakta bedenimi zorlayarak kaldırdığımda kollarını zarifçe boynuma doladı.

"O iyi mi?" Onlarca sormak istediğim sorudan cevabını merak ettiğim tek soruydu. Bedenimi bedeninden uzaklaştırıp gözlerinin içine baktım. Hafif dolan gözleri cevabı veriyordu. Bebeği kastettiğimi anlamıştı.

NEFRET  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin