0.6

171K 3.9K 1K
                                    

Bir insanın canı kaç defa üst üste yanardı?
Fiziksel ve ruhsal hissettiğim dinmeyen acılar. Üzerine Yazgı'nın varlığı eklenince dayanılacak gibi değildi.

"Hadi ama Esila yemek yemelisin." Arvenin sesini bile duymak istemiyordum.

"Git burdan!" Gözlerimi açmadan mırıldandım. Sesim içime kaçmış, günlerdir konuşmuyordum.

"Esila serumlarla hayattasın kendine gel. Halini görmüyor musun?" Gülmek istedim fakat yapamadım.

Halimi görüyordum. Geçmişte görmediklerimi şimdi net görüyordum.

Eskiden onları umursamazsam geçerdi. Şimdi ise geçmiyordu ve geçmeyecekti.

"Esila yalvarırım." Sesi yavru kedi gibi çıkarken gözlerimi açıp ona baktım.

Yatağın kenarında oturmuş sargılı elimi tutuyordu. Acıyı hissetmiyordum. Ben bileğimi kesmiştim değil mi?

Kendine aşık bir kadına bunu yapmaya zorlamıştı...

"İstemiyorum Arven!" Dedim gözlerimi bileğimden çekmeden.

"Yiyeceksin o yemeği!" Kapının çarparak kapanmasıyla korkuyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Gelmişti.

"Abi gelmişsin." Dedi Arven kollarını sevinçle boynuna dolarken.

Bakışları bende Arven'in beline kollarını doladı. İtalya'daydı birkaç gündür hislerimin katili.

Ayrıldıklarında ceketini çıkarıp yatağın kenarına attı.

"Yemiyorsa yedireceksin Arven."

"Yemiyorum!" Arven gülerek bizi izliyordu.
"Komik olan ne?"

"Pardon. Ben sizi yanlız bırakayım." Odadan çıktığında Yazgı'yla beni yalnız bırakmıştı.

O bir şeytandı. İstediğini yaptıran acımasız ve katildi. Bunu defalarca kez dile getirebilirdim.

"Bana dokunmanı istemiyorum." Dedim yatakta diğer tarafa dönerken.
Arkamda kaldı. Sıkıntıyla derin bir nefes aldı.

"İçine girmem için yalvarıyordun birkaç hafta önce. Şimdi dokunmamı istemiyorsun?" O günü yaşamak yerine ölmeyi tercih ederdim.

"Zavallı olduğunu söylemiş miydim?"

"Yemeğini ye!"

Kolumdan tutup kendine çevirdi. İtiraz etmeye halim yoktu. Oturmama yardım ederken yatak başlığına yaslandım.

"Seni gerçekten vuracaktım." Yemek tepsisini önüme aldı. Yedirecek miydi gerçekten?

"Vuramazdın. Buna cesaret edebilecek kimse yok." Kaşığı ağzıma uzattı. Kusacak gibi hissediyordum.

Zorlukla yuttuğumda midemde hareketlenme oldu. Kusacaktım.

"Silah namlusunu bana tutabilme cesaretine sahip sayılı kişiden birisin. Etkilendim Esila." Şaka mı bu?

"Etkilen diye yapmadım. Seni hala vurabilme potansiyelim var?" Kaşığı tekrar uzattı.

"Biliyorum." Gülümsedim. Üçüncü kaşığı uzatırken eline uzun uzun baktım. Bunu o da farketti.

"Bu ellerden, kanlı ellerimden yemek yiyorsun." Dudaklarından dökülen kelimelerle öylece kaldım. Boğazımda kocaman bir yumru oluşurken midemdeki uyarı gitgide arttı. Kusmamak için kendimi sıktım.

Kanlı ellerinden.

Can alan bu eller hayat vermek istiyordu.

"Neden yediriyorsun?" Koyu yeşilleriyle maviliklerime uzunca baktı. Ardından dudağını yalayarak konuştu.

NEFRET  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin