3.2

43.9K 1.6K 585
                                    

Barlas'ı yatağın üstüne bırakıp yanına uzandığımda yatak odasına sızan güneş ışığı rahatsız ediciydi. Her şey elimin altındayken asla hiçbir zaman hoşnut olamayacağım hissi bedenime yayıldı.

Barlas'ın sıkıca tuttuğu yüzük parmağımdaki yüzük her kızın hayalindeki yüzük olmasına rağmen onu ruhuma sarılmış zincir gibi görüyordum.

Benim için bir anlamı yoktu.

Yazgı için ise, neyse.

Saat öğleye doğru gelirken Barlas'ı iyice kendime çekmiş sımsıkı sarılmış vaziyette yatıyorduk. Gözlerimi ışığı görmemek için kapattım.

Kapı yavaşça açıldığında sert adım sesleri önce duraksadı ardından sessiz olmaya özen göstererek içeri geçti.

Uyuduğumu düşünmüş olmalıydı. Bana uzun gelen fakat kısa olan bir kaç dakikalık zaman zarfında hareket etmeden bizi izledi.

Adım sesleri odanın diğer ucuna ilerlediğinde gideceğini düşünmüştüm fakat tekrar yatağa doğru adımladı.

Bedenimde ipek yumuşaklığı hissettiğimde Yazgı düşünceli bir eş ve baba olduğunu bir kez daha kanıtladı. Battaniyeyi boynuma kadar çektiğinde üzerime eğilerek alnıma neredeyse hissedemeyeceğim yumuşaklıkta buse bıraktı.

"Umarım kabus görmüyorsundur, aşkım."

Kelebekleri kusturan adam şuan karnımda huzurdan kelebekleri uçuşturuyordu.

Barlas huzursuzca kıpırdandığında onu yavaşça kucağına aldı. Saniyesinde bebeğimden gelen huzur ve güven mırıldanmaları kulağımdan silinsin istemedim.

"Ben yokken anneyi koruma görevini sana veriyorum. Benden çok... senin yanında güvende hissediyor. Onu koru Barlas." Öpücük sesleri odada yankılandığında Barlas'tan tekrar mutluluk kıkırtıları duyuldu.

Gözlerimi zorlukla açtığımda kelebekleri özgür bırakacak bir manzarayla karşılaştım. Yazgı, Barlas'ın bebek kokusunu iyice içine çekmek ister gibi sarılmış boynuna öpücükler konduruyordu.

Tapılasıydı.

Son bir haftadır gördüğüm kabuslar uyumaktan nefret ettirecek kadar iğrençti. Yazgı'dan soğumama sebep olacak kabuslar günlük hayatımı da etkiliyordu ve ben psikolog istemiyordum.

Yeşillikleriyle gözlerim birleştiğinde vücudum yandı. İfadesiz yüzüne ifadesizlik yakışıyordu. Bomboş hissi.

Barlas'ı yanıma bırakmak için yatağa geldiğini düşündüğümde ters köşe yapıp yatağın sol tarafına, Barlas kucağında oturdu.

"Anneye onunla konuşup konuşamayacağımı sorar mısın Barlas?" Gülümsedim.

Birkaç saat önce sesini bile duymak istemediğimi söylemiştim.

"Fikrim değişmedi." İfadesizliği devam etti.

"Nereye kadar böyle gidecek? Destek alman gerektiğinin farkında değil misin?" Arkamı döndüm. Bu git demekti.

"Ailemin evine gitmek istiyorum."

"Neden?" Sesi kırgın yada kızgın gibiydi.

NEFRET  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin