2. Bölüm

453 57 4
                                    

Kafamı çevirip baktığımda karşımda uzun boylu, esmer, ellili yaşlarda bir adam yüzünde kızgın bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Sen ne arıyorsun burada? Görmüyor musun? At var sana zarar verebilir. Bir daha seni bu bahçede görmeyeyim."

Adam o kadar sinirli bakıyordu ki korkudan bir anda ağaca tırmanıp çitlerin karşı tarafına atlamıştım.

Hemen Zeynep'in elinden tuttum ve arkamıza bakmadan koşmaya başladık. Eve yaklaştığımızda kan ter içinde kalmıştık.

Anneanneme korktuğumuzu belli etmemek için hemen çeşme de yüzümüzü yıkayıp biraz bekledikten sonra evin bahçesinden içeri girdik.

Girmemizle anneannemin karşımıza çıkması bir oldu. Yüzünde endişeli bir ifade vardı.

"Çocuklar nerede kaldınız sabahtan beridir sizi arıyorum. Bakmadığım yer kalmadı. Hem bisikletleriniz nerede sizin?"

O korkuyla bisikletleri bile almayı unutmuştuk.

"Şey."

"Tamam, neyse yarın getirirsiniz. Hadi gelinde yemeğe oturun. Sabahtan beri bir şey yememişsinizdir şimdi."

Anneannem arkasını dönmüş mutfağa doğru giderken Zeynep ile birbirimize bakıp güldük. Neyse ki hiçbir şey anlamamıştı.

Karşıdan Sevda ablam üzerindeki beyaz çiçek desenli dizlerine kadar inen pembe elbisesiyle, saçlarını iki yandan örmüş bize doğru geliyordu.

"Sahra neredeydin bu saate kadar? Doğru söyle bana. Anneannemi kandırabilirsin ama beni kandıramazsın."

Ona doğruyu söylemeye hiç niyetim yoktu. Eğer bunu ona söylersem o da hemen gidip anneme ispiyonlardı. Annemde bir daha oraya gitmeme ve atı görmeme izin vermezdi.

Bu yüzden doğruyu söylemek yerine yalan söylemeyi seçtim. Ama bunun ileride başıma sorun açacağını bilmeden.

"Sadece sokaklarda biraz oynadık. Oyuna daldığımız için saatin farkına varamadık."

"Pek inanmadım ama şimdilik öyle olsun. Bir daha kine daha erken gelin. Hadi şimdi yemeğini ye."

Sevda ablam aslında beni çok sever bende onu ama benim için endişelendiği zaman biraz sert çıkabiliyor.

Zeynep'le anneannemin bahçede bizim için hazırlamış olduğu sofraya oturup bir güzel karnımızı doyurmaya başladık.

O kadar acıkmıştık ki sofrada ne varsa bir an da silip süpürdük. Malum o kadar yolu koşa koşa gelmiştik. Evle meyve bahçesi arası oldukça uzaktı ve bisikletleri orada unuttuğumuz için de koşmak zorunda kalmıştık.

Bu da bizi epey acıktırmıştı. Anneannem bizim böyle yediğimizi görünce,

"Yavaş yeyin kızım boğulacaksınız daha yemek var bir yere gitmiyor. Tabi sabahtan beri koşuşturursanız olacağı bu." Dedi.

"Merak etme anneanne ben bu kadar daha yerim."

Anneannem şaşırmış bir halde yüzüme bakıp gülmeye başladı.

Akşam olmak üzereydi ve benim erkenden uykum gelmişti.

Bahçedeki koltukta otururken uyuklamaya başladım. Hâlbuki saat daha çok erkendi ve ben genel de bu saatte hiç yatmazdım.

Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu. Sonunda anneannem

"Hadi kalk yatağına yat kızım. Bugün çok yoruldunuz herhalde ne yaptıysanız artık."

FIRTINA ADIMLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin