32. Bölüm

99 19 0
                                    

Gözümü açtığımda kendimi bir hastane odasında bulmuştum. etrafa bakınmak için yüzümü yana çevirdiğimde bir pencere gördüm. Yatak hemen pencereye yakın bir yerdeydi ve pencerede sonuna kadar açıktı. Dışarıdan gelen kuş cıvıltılarını ve çocukların kahkaha ve bağırtılarını duyabiliyordum. Sanırım yakınlarda bir park vardı. Etrafa göz gezdirdiğimde karşıda soluk kahverengi ahşap bir koltuk ve hemen yakınında beyaz küçük kare şeklinde bir masa ve masanın üzerinde bir su şişesi ve içerisinde rengarenk çiçekler olan dışı mavi renkli ve üzerinde pembe bir kurdele olan cam bir vazo vardı. Bunlar benim en sevdiğim çiçeklerdi. Açık pencereden esen hafif rüzgarın etkisiyle kokular etrafa dağılıyordu. Bir an için susadığımı farkettim vazonun yanında duran şişedeki suyu almak için yeltendim ama vücudumu hareket ettirmekte zorlanıyordum. Biraz daha kendimi ittirmeye çalıştım ama olmadı.

Bir türlü kendimi hareket ettiremiyordum. Sonra aklıma gelen bir düşünceyle ayaklarımı kıpırdatmak için harekete geçtim. Ama bir yandan da içimden "Allah'ım ne olur düşündüğüm şey olmasın." Diye dua ediyordum.

Gözümü kapattım ve olanca gücümle ayağımı hareket ettirmeye çalıştım ama olmadı. Sonra tekrar denedim yine olmadı. Bunu birkaç kez tekrarladım ama her seferinde boşa çabalamıştım.

Bu nasıl olabilirdi. Ben en son ne yapmıştım? Ne zaman buraya gelmiştim? Neden bu haldeydim? Hiç bir şey hatırlayamıyordum.

Bugün günlerden ne? Ayın kaçı? Hiç bir fikrim yoktu. Zaman kavramını tamamen yitirmiştim sanki. Kafam da çok fazla soru vardı ama hiç birinin cevabını bulamıyordum.

Bir anda gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Çaresiz bir vaziyette öylece kalakalmıştım.

Bunun bir rüya olmasını o kadar çok istiyordum ki gözümü kapatıp açacaktım ve her şeye kaldığım yerden devam edecektim.

Gözlerimi sıkıca kapattım ve içimden beşe kadar saydım.

"Bir, iki, üc, dört ve beş."

Sonra yeniden gözlerimi açtım. Ama hâlâ hastane odasındaydım. Hayır buradan çıkmak istiyordum. Benim burada olmamam gerekiyordu.

Bir an aklıma geldi benim yarışta olmam gerekiyordu.

Bir anda sanki ciğerlerime bir baskı varmış gibi nefes almakta zorlanmaya baslamıştım.

Olanca gücümle bağırmaya çalıştım "imdaaatt." Diye ama sesim bir türlü çıkmıyordu.

O esnada kapının açıldığını duydum. Odaya yanında orta boylu, saçlarını arkadan at kuyruğu toplamış ince bir hemşire ve yanında da uzun boylu kırklı yaslarinda, hafif kırlaşmış saçları olan bir doktor girdi.

Ve hemen yanıma koşup nefes almamı kolaylaştırabilmesi için anlamadığım bir şeyler yaptılar.

Sonra bir an da gözlerim kapandı.

Tekrar uyandığımda ise ellerini ellerime sıkıca dolamış ve nemli kahverengi gözleriyle bana bakan annemle karşılaştım.

"Anne ne oldu bana?"

"Sonunda uyandın kızım. Çok endişelendim senin için. Dur hemen doktoru çağırayım."

FIRTINA ADIMLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin