23. Bölüm

130 24 0
                                    


Serap abla jokey olduğunu söyledikten sonra şaşkın gözlerle ona bakmaya başlamıştım. Demek Serap abla bir jokeydi. Bir kadın jokey. Bu sanki o an hayatımda duyduğum en güzel haberdi.

"Neden öyle şaşırmış gibi bakıyorsun? Evet ben bir jokeyim. Bu işi sadece erkekler yapmıyor. Biliyorum Türkiye de çok fazla kadın jokey yok ama bu ise hevesli olan benim gibi kızlar da var."

"Biliyor musun? Ben kadın jokey yok zannediyordum ta ki seni görene kadar."

"Peki senin gibi bir ufaklığın burada ne işi var? Ama dur önce şu dizindeki yarayı halledelim sonra bol bol konuşuruz ha ne dersin?"

"Tabi olur."

Serap abla benim yerden kalkmama yardımcı olmak için koluma girip beni ayağa kaldırdı. Daha sonra az evvel gösterdiği kapıya doğru yöneldik. Kısa bir süre toprak zeminde yürüdükten sonra kapının önüne gelip içeri girdik. Kapıdan içeri girdiğimizde bizi karşıda ki köşede iki tane kahverengi koltuk ve ve aralarında demirden bacakları olan üzeri ahşap kare şeklinde siyah bir sehpa vardı.

Hemen yanımızda ki duvarda ise dikdörtgen şeklinde, beyaz bir ecza dolabı vardı. Oda kare şeklinde ve küçüktü. Karşıdaki penceriyi de hava alması için açık bırakmışlardı.

Serap abla köşedeki koltuklardan en yakında ki ne soldaki ne beni oturtup, ecza dolabından tentürdiyot ve pamuk alıp yanıma oturdu. Sonra pamuktan biraz eline alıp ilk önce üzerine tentürdiyot tan biraz döküp yaralanan dizime, sol dizime, hafif hafif dokundurarak yarayı yemizledi.

O temizlerken bağırmamak için kendimi zor tuttum. Bu canımı biraz acıtmıştı. Daha sonra Serap abla üzerine yarabandı yapıştırdı.

"Eee anlat bakalım ne işin vardı burada? Buraya genelde küçük çocuklar pek gelmezler."

"Benim bir atım var adı Yadigar. Demir abi onunla yarışıyor ben de onu izlemek için buraya geliyorum. Bugünde onun için gelmiştim."

"Şu ünlü Yadigar senin atın demek. Çok duydum Yadigar ın metnini belki bir gün ben de onunla yarışırım ne dersin?"

"Bu çok güzel olur? İstersen bizim çiftliğe de gelebilirsin? Babam bize bir at çiftliği aldı bir yıldır orada yaşıyoruz."

"Öyle mi babam kimmiş bakalım? Burada bircok at çiftliği biliyorum. Belki sizin kini de duymuşumdur."

"Babamın ismi Metin. Metin Saygın. Çiftliğin adı da Yıldız Güzeli at çiftliği. Önceki sahibi Akif amca bu çiftliği kurarken aldığı ilk atının ismimi Yıldız Güzeli koyduğu için çiftliğe bu ismi vermiş."

"Evet, bu Akif amcanın ciftliği. Daha önce bir yarışta Akif amcanın atlarından birisiyle yarışmıştım. Güzel bir çiftlik doğrusu. Kendi çevresinde bir üne sahip. Peki seni kim götürecek eve?"

"Aslında babam gelecekti ama biz buradayken bulması zor olacaktır. Hemen gidip onu bulmalıyım."

"Tamam gel bakalım senin yaralanmana ben sebep oldum sana yardım etmekte borcum olsun ne dersin?"

"Çok iyi olur."

Serap abla ile birlikte küçük odadan çıkıp geldiğimiz yönden ileri doğru gittik. Serap ablaya Babamı bulmadan önce Yadigar ın yanına gitmek istediğimi söyledim. Birlikte Yadigar ın bölmesine gidip onu görmeye karar verdikten sonra ağılın yolunu tuttuk. Biraz sonra ağıla geldiğimizde Demir abi Yadigar ın yanında durmuş onunla ilgileniyordu. Beni görünce selam verdi.

"Ah merhaba Sahracığım. Yarış nasıldı sence?"

"Yine her zaman ki gibi harika bir iş çıkardınız Demir abi. Bu arada bu Serap abla." Dedim onu işaret ederek. "Az önce düşüp dizimi yaraladım o da dizime pansuman yaptı. Ama merak etme küçük bir yara bir sorun yok."

FIRTINA ADIMLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin