"..."
Yarasa Baykuşu Jack'e doğru anlamsız bakışlar attı. 'Konuşam bile anlayamazsın ki, bu neyin sorusu!?'
Elbette, bu geçtiğimiz günlerde Yarasa Baykuşuyla Jack'in arasında bir dostluk gelişmişti.
Hatta Jack, Yarasa Bakuşuna da bir isim vermişti 'Lie'.
Jack ve Lie gecenin karanlığında ilerlemeye devam ettiler. Onlar ilerlerken az önce duydukları sesler de gittikçe onlara doğru yaklaşıyordu.
Haşır haşır!
Jack ve Lie'nin etrafı Tibe Kurtları tarafından sarılmıştı.
Kurtlar etraflarında daire çizerken bir yandan da keskin ve sivri dişlerini göstererek onları korkutmak için hırlıyorlardı.
Her dairede ise alan biraz daha daralmaktaydı.
Düşük kademe savaşçı sınıfında olan Tibe Kurtları iki metrelik boya bir boya sahiptiler. Sürü halinde gezen ve avlanan bu canlılar pekte zeki değillerdi.
Jack, Lie'ye doğru dönerek,
"Bizi izleyen Yarasa Baykuşuyla sen ilgilen, burasıyla da ben ilgilenirim. Dikkatli ol senden 3 seviye yukarıda."Jack aslında bu saldırganları baskısıyla da öldürebilirdi. Ama Lie'nin hem deneyim kazanmasını hemde güçlenmesini istediği için böyle yapmaya karar vermişti.
"HUUU!"
Lie, Jack in düşüncelerinden habersiz bir şekilde onu onaylayarak, sinsice fırsat kollayan Yarasa Baykuşunun olduğu yere doğru uçtu.
HUUUUU!!
İki Yarasa Baykuşuda başka bir şeyle ilgilenmeye cesret etmeyerek, kendi aralarında dövüşmeye başladılar.
Jack, bir kaç saniye boyunca Lie'nin dövüşünü izledikten sonra başını iki yana sallayarak Tibe kurtlarına doğru ilerlemeye başladı.
Maalesef ki Lie'nin dövüşü tahmin ettiği üzere çok kötü geçiyordu. Ve Jack'in kurtlarla biran önce ilgilenip Lie'ye destek olması gerekiyordu.
"Tibe Kurtları çekirdekleriniz, postlarınız ve geri kalan yerlerinizin iyi bir amaç için kullanılacağından emin olabilirsiniz."
Jack, aklına gelen fikirle kenidisini bu cümleyi kurmaktan alıkoyamamıştı.
"Evet, gelgelelim size. İstediğiniz bir ölüm var mı?"
Jack, sorduğu sorunun ardından ileriye doğru atılarak Tibe Kurtlarını hızlı ve temiz bir şekilde öldürmeye başladı.
30 kadar Tibe Kurdunu öldürmesi sadece birkaç saniyesini almıştı.
Öldürme işlemi tamamlandıktan sonra Lie'ye doğru bir bakış attı.Lie'nin durumu gerçekten de iyi değildi. Omzunda hala kanamakta olan derin bir kesik ve vücudunun çeşitli yerlerinde de büyüklü küçüklü bir çok kesik bulunmaktaydı. Saldırgan Yarasa Baykuşunda ise bir kaç ufak kesikten başka birşey yoktu.
Jack, biraz daha izlemeye devam ederse, Lie'nin oracıkta öleceğini bildiğinden hızla atılarak tek darbede saldırgan Yarasa Baykuşunu öldürmüştü.
Daha sonra uzay yüzüğünden çıkarmış olduğu bir sifacıyı bile geride bırakabilecek düzeydeki yenileme hapını Lie'nin ağzından içeriye attı.
Lie, Jack'in zarar vermek isteseydi bunu her şekilde yapabileceğini bildiğinden, hiç düşünmeden hapı yutmuştu.
Jack'te bu duruma karşı başını memnun bir şekilde sallayarak, yerde ölü bir şekilde yatan saldırgan Yarasa Baykuşunun yanına gidip çekirdeğini çıkardı.
Bu çekirdeğin yanında içmesi için bir de ilaç yapmak üzere simya kolyesinden kazanını ve gerekli malzemeleri çıkarmaya koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çılgın Prenses
FantasyTanıtım; Sessiz, sakin ve işsiz olan Orion Black' in haftalar boyu evde kalarak düzensiz beslenmesi ve günlerce uykusuz kalması sonucu 26 yıllık hayatı kitap okurken ölmesiyle sonuçlanmıştı. Ancak ölüm onun için bir son olmamıştı. Şimdi ise tanrını...