Loş ışık geniş taht odasını aydınlatmaya çalışırken nafile bir çaba harcıyordu. Boydan boya uzun ve geniş odanın içinde heybetli tahttında oturan Adrian her geçen saniye daha da strestli bir hale girerek oda sıcaklığında keskin bir düşüşe neden oluyordu. Merak içini kemirirken 1 gün ona yıllar gibi gelmiş ve öyle de devam ediyordu. Sabah ki olan karşılaşma oldukça kısa sürmüş, tadını bile almasını engellemişti.
Tıp! Tıp!
Geniş ve boş taht odasında sessizliği delen tek şey Adrian'nın tahtın kolçağına ritmik şekilde vurduğu parmağından çıkan sesti. Ölüm sessizliği yerini kan donduran seslere bırakmıştı.
Dakikalar sonra Adrian'nın parmağı durarak karşısındaki boşlukta dumanın bir araya gelerek oluşan insan silüetinin tamamlanmasını sabırla bekledi.
"Efendim, prenses bu öğlen çarşıya bir gezi yaptı. Bu gezide kendisine aldığı birkaç önemsiz şey dışında; bir kara elf, bir orman elfi ve 5-6 yaşlarında bir köle aldı. Sonrasında şifacıya gidip geri Jack Kordion'un malikanesine döndüler."
"Orion'a birşey mi oldu!? Neden şifacıya gittiler?"
"Hayır efendim. Küçük köle için gittiler. Prenses onu satın aldığında yarı ölü bir haldeydi."
Orion'a birşey olmadığını duyan Adrian, tahtan doğruluğundan bile habersiz bir şekilde rahat bir nefes alarak geri yerine yaslandı.
"Orion'u uzaktan korumaya devam edin. Herhangi bir ihtiyacında direkt karşılaştığınızdan emin olun. Şimdi çekilebilirsin."
Gölge şövalyesini kovalayan Adrian, pencereden dışarıya bakarken gözlerinden yanlızlığını belli ederek uzaklara daldı.
______________________
Burnumun ucundan geçen kapının arkasından baka kaldım. Ustamın koltuğu tam kapının karşısında olmasından dolayı ne yazık ki benim kadar şanslı olamadı. Kapı tam üzerine uçarak çarpmıştı. Ancak ustamın yaralanmış olabileceğini düşündüğüm sırada beklenen gerçekleşmemiş ve kapı parçalara ayrılarak her yöne saçılmıştı. Yine bir tehlike durumuydu benim için. Neyse ki Piti küre şeklinde bir bariyer yaparak yaralanmamı engellemişti.
Tehlike durumundan çıktığımda ustam ve Martha'ya yeniden bir göz attım. Martha'nın tepkisi bunun her zaman olduğunu belli ederken, ustamın üstü başı karışık durumundan habersiz kapıya bakarken gözü ise sinirden seğiriyordu.
Her şeyin ardındaki suçluyu görmek için bende başımı kapıya doğru çevirdim. Yerde iki ayağının üzerinde kendinden emin bir şekilde poz veren beyaz kartopu, daha önce odamın kapısına da uçurmuş olan çılgın tavşandan başkası değildi.
Tanrı aşkına! Bu küçük tavşanın kapılarla olan derdi de neydi böyle? Her karşılaşmamızdan önce bir kapı uçuruyordu. Dikkatimi çeken bir diğer şey de Piti'ye karşı olan ilgisiydi. Bunların arasında bir şeyler vardı kesin. Eninde sonunda da öğrenirdim zaten.Önümüzde ki absürtlüğü düşünecek olursak eğer Piti'nin kurduğu izalosyon bariyeri sadece içerideki seslerin duyulmasını engellemekle kalmıyor, dışarı ile olan iletişimi de kesiyordu.
Aynı odamda olduğu gibi bariyer kalktığı an kapının uçmasını sağlamak için de devamlı olarak kapıya saldırmış olmalıydı.
Şu an ise aklımdaki tek soru bu kartopunun Piti'den ne istediğiydi? Ama bunlara ayıracak pek bir vaktim yoktu. Hayallerimdeki rahat hayat hiç de böyle değildi. Birazcık güç kazanıp serbestçe dilediğim gibi yaşamak istemiştim. Fakat bunu seviye atlamadan nasıl yapabilirdim ki? Temel kaynak alemindeki seviye 1 hizmetçiler bile beni sollayarak geçerken bu şekilde nasıl rahat yaşayacaktım!? Güzel yemekler bile güce bakıyordu. Yüksek seviyeli canavar etlerinin lezzetini çıkarmam ne kadar zor olacaktı kim bilir. Dur bir dakika! Benim en büyük sorunum bu değildi. İmparatorluk ailesinin özelliği olan gözlerim yerine lanetli olduğu düşünülen kırmızı gözler zaten bu imparatorlukta olan yaşamımı zorlaştırıyordu. Saraya geri dönmenin imkansızlığına da diyecek sözüm yoktu. Şimdi birde üstüne seviye atlayamamam da ne demekti? 'Hayatım kutsanmış'mış kıçım! Bu nasıl bir kutsanma. Doğduğumdan beri sıkıntılı durumlar yakama çamur gibi yapışmış, bırakmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çılgın Prenses
FantasiaTanıtım; Sessiz, sakin ve işsiz olan Orion Black' in haftalar boyu evde kalarak düzensiz beslenmesi ve günlerce uykusuz kalması sonucu 26 yıllık hayatı kitap okurken ölmesiyle sonuçlanmıştı. Ancak ölüm onun için bir son olmamıştı. Şimdi ise tanrını...