Şaşkınlık

3.8K 312 100
                                    


"Yani usta bu yeteneksiz değilim mi demek?"     
  

"Bak Orion bunu bir kere söyleyeceğim." Ciddi bir yüz ifadesiyle konuşan ustama dikkatle baktım.
"Diğer yetenekler senin yanında halt etmiş."  
Bunu o kadar ciddi bir ifadeyle söylemesine rağmen bana yine de komik geldi.  
   

"Sen yüz yı- hayır bin yılın gelmiş geçmiş en olağan üstü dahisisin Orion. Ustan olduğum için çok gururluyum."   
Bana mutluluktan ağlayacakmış gibi bakan ustama şaşkınlıkla baktım. Kocaman adam şimdi oturup çocuk gibi ağlayacaktı karşımda.    
Biran önce konuyu değiştirmek umuduyla konuşmaya giriştim. 
  

"Usta şimdi Piti yetişkin bir Karasu Tavşanıysa o benim gibi bir çocukla neden anlaşma yapsın ki?"   
   

Dediklerimden sonra ufalarak omzuma yerleşen Piti'ye 'ne oldu?' Dercesine döndüm. Yüzüme yüzünü yaklaştırarak başını yanağıma dokundurdu güven verircesine.  
Bu içime bir sıcaklık yayılmasını sağlamıştı.
  

Ustam Piti'nin hareketleriyle dona kalmıştı. Sanki sorumu bile duymamıştı. 
 
"Orion şu an tanık olduklarıma diyecek bir şey bulamıyorum. Daha önce tarihte hiç bunun gibi bir olay yaşanmadı. Eski kayıtlarda bile buna benzer yok. Ustan olarak bu sorunu nasıl cevaplıyacağımı bilemiyorum hiç." 
 

Üzgün görünen ustama teselli amacıyla konuşmaya giriştim.
"Bu o kadar da önemli değil usta. Piti'yle biz anlaşıyoruz sonuçta. Bunun dışındakiler önemsiz."    

(Y.n: kendimi hiç duyguyu veremiyormus gibi hissediyorum. Sırf bugünkü moral kaynağım sayesinde devam ediyorum.😧😧 yazarınız çok üzgün ve mutsuz hissediyor.😭😭 ama bölümü bekleyenler adına devam edeceğim.😘😘)

"Haklısın Orion. Bunun geçmişte olmaması şimdide olmayacağını göstermez. Sonuçta hayatta her zaman bir ilk vardır. Önemli olan bunu kabullenebilmekte."   
 
Bilge bir tavır sergileyen ustam ortamdaki tüm havanın değişmesini sağlamıştı.  

"Peki usta bu durumu kabullenebildi mi?" 
Gülümseyerek sorduğum soru karşısında ustam öksürmeye başladı.
   

Öhhöm öhhöm  

"Tabiki de Orion. Bu kadar şey ustanı şaşırtamaz."  

Bu sözleri duyan Piti sanki bilerek kucağıma yatarak okşanmak istediğini belirtti.  
Bunun üzerine ustamın sağ gözü segirmeye başladı. Bense kendimi gülmemek için kasıyordum. Ama çok komik bir durumdu.
Pitiyi severken gülmemek için konuyu bir an önce değiştirme kararı aldım. Kızaran ve gözü seğiren ustamı görmeye daha fazla dayanamayacaktım.   
 
"Usta derse geçmeye ne dersin?" 

"Öhhöm. Pekâlâ. Dantianını uyandırdığına göre artık simya öğrenmeye başlayabilirsin. Ama daha okuma yazma bilmediğini var sayıyorum. Bu...."   
 
"Usta okumayı ve yazmayı ben dün öğrendim."  
  
Ustamın kan kusacakmış gibi duran yüzüne karşılık benim boş bakışlarım savaş verirken, derin bir nefes alan ustam konuşmasına devam etti.  
  

"Pekâlâ. Biliyorsan bugün sana simyayı anlattıktan sonra bir kitap vereceğim. Onu okuduktan sonra simya kolyesi yaparız sana. Kalıbı senin için bu gün hazırladım. Şimdi derse geçelim.
Simyaya başlamak isteyen biri yeterli bilgi birikiminin yanında en başta simya kolyesi yapmalıdır. Simya kolyeleri simyacilara hapı yapmada yardımcı olmanın yanında içine simya malzemeleri de saklanabilir.
Simya kolyeleri kişi taktıktan sonra üzerine kanını damlatarak sahiplik kazanıldıktan sonra vücutta dövme şeklini alırlar.   
Simya kolyelerinin bunun dışında farklı renklere ayrılarak seviyeleride bulunmaktadır. Sırasıyla beyaz, sarı, turuncu temel düzey; yeşil, turkuaz, mavi orta düzey; kırmızı, mor, lacivert ise üst düzeydedir. Bunlar da kendi içerisinde seviyelere ayrılır. Mesela beyaz ile sarı arasında oldukça büyük bir fark vardır. Sarı beyaza göre daha çok alana sahipken beyazdaki alan daha küçüktür. Aynı şekilde simya yaparken sarı beyazdan daha kullanışlıdır.
Şimdiye kadar anlamadığın bir yer var mı bakalım?"    
  

Yeni öğrendiğim bilgileri biraz hazmettikten sonra
"Hepsini anladım usta. Usta senin simya kolyen hangi renk?"  Dedim merakıma engel olamayarak.  

 
Ustam gururlu bir ifadeyle konuşmaya başladı.
"Morcivert."  
 
"....." sadece anlamsızca bakıyordum. Saydığı renkler arasında böyle bir renk yoktu. 

"Usta benimle dalga mı geçiyorsun. Bahsettiğin renklerde böyle bir renk yok."   
 
 
Ustam ukala bir tavırla burun kıvırarak
"Tabikide yok. Bazı simya kolyeleri sahibinden dolayı mutasyona uğrar. Sahibinin potansiyeli var olan renklerden daha üstün olduğunda gerçekleşir bu durum." Dedi. 
 

"Anladım. Yani ustam var olan seviyelerin bir üstünde mi oluyor."   
 
 
"Aynen öyle. Renkler birbirine ne kadar yakınsa seviyeler de ona göre anlaşılır." 
  
"Hm. Acaba benim kolyem hangi renk olur belki de mavidir."    

  Ustam yüzünü buruşturarak
"Kendini bu kadar küçük görme Orion. Kimse senin gibi Karasu taşanına evcil gibi davranamazdı. Diğer başardıklarını saymıyorum bile. Sen en az mor veya lacivertsin. Belkide bir morcivert ya da daha üstü bile olabilirsin."       

-------------------------------------         
   
O sırada imparatorun çalışma odasında.              
 
  

"Majesteleri prensesin büyük babası hakkında tüm bilgi bu zarfta."   

Ciddi bir ifadeyle elindeki zarfı uzatan Dean oldukça tedirgin görünüyordu. Bu tedirginlik imparatorun gözünden de kaçmamıştı. Hiç bir şeyin böyle Dean'ı tedirgin edemeyeceğini bilen imparator, kendisini de bununla birlikte tedirgin olmaktan alamadı. Zarfta ne olabilirdi ki.
Daha beklemeden hızla zarfı açarak içindekilere göz geçirdi.    
  
İçindeki bilgilerle hem hayrete hemde dehşete düşen imparator gördüklerine inanamadı.  
 

💕💕💕💕💕💕💕💕💕

Öncelikle bencede çok kısa bir bölüm oldu.😞
Ama benim de her yazarın yaptığı gibi p*ç bitiriş yapasım geldi. 😆😆
Bunun dışında başka bir olayı yok.😁😁 

Herneyse  

Sizce imparatoru bu kadar şaşırtan bilgi neydi acaba?
 
Prensesin büyükbabası da kimdi böyle? 
  
Imparator niye bu kadar dehşete düştü?   
  
Korktu diyenler kimler?😂🙌

Kafamda deli sorular😥 
 
 
Eğer neler olduğunu merak ediyorsanız diğer bölümde görüşmek üzere.

Hadi sağlıcakla.😘😘

































Kahika

Çılgın PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin