"Prenses, daha yeni uyandınız. Şimdiden kendinizi bu kadar zorlamanızı istemiyorum. Ve büyücülük konusunu da rastgele birisinden değil, ustanızdan öğrenmelisiniz." Dedi Martha yüzünde gördüğüm en ciddi ifadesiyle.
Hem kendisine rastgele biri derken ne demek istiyordu? Biliyorum bu konuyu ustam Jack'e danışmanlıyım ancak bu demek değil ki Martha da bir yabancı.
"Martha, sen nasıl rastgele biri olabilirsin ki? Bu zamana kadar bana sen baktın. Hatta komadayken bile. Kendi öz ebeveynlerimden bile daha yakın ve daha özelsin benim için." Dedim Martha'ya.
Sanırım konuşurken ki sesim ve görünüşüm oldukça acıklı olmasından dolayı Martha telaşa kapılmıştı.
"Prenses lütfen öyle şeyler demeyin. Aileniz sizi seviyor. Siz komadayken ne kadar üzüldüler hiç bir fikriniz yok. Yani lütfen böyle düşünmeyin."
Martha hangi aileden bahsediyordu acaba? Simdiye kadar bir tek imparator olan babamla bir kaç etkileşimim olmuştu o kadar.
Ustamdan bahsediyorsa konu değişir. Onlada sadece birkaç etkileşimim olmasına rağmen benim için çok çalışmıştı. Fakat bu kadardı. Ne daha fazlası ne de daha azı. Daha hiç görmediğim bir büyükbaba, tanışmadığım büyük ve küçük kardeşler hatta ve hatta beni doğar doğmaz reddeden bir anne. Şekil A'da görüldüğü üzere Martha çok büyük bir yanılgıya düşmüştü.
Önceki yaşamım -bir yetimdim- ve bu yaşamımda -yine istenmeyen bir çocuk oldum- aile konusunda tamamen şanssızdım. Belki de yakut gözlerim gibi bende uğursuzumdur?
Her neyse bu konuyu daha fazla uzatmak istemeyerek konuyu değiştirdim."Pekala Martha. O zaman ben diğer kitabı okuyacağım. Bu arada sende bana Yaratık Ansiklopedisi kitabının devamını ve biraz da atıştırmalık getirir misin? Ahh, ayrıca maskemin göz kısmına dışarıyı gösteren ve içini de göstermeyen bir tül yaptırır mısın? Bu şekilde en azından gözlerim konusunda rahatlatabilirim."
Ani konu değişikliğiyle ve sesimdeki donuklukla biranlığına afallayan Martha, konuşmamı bitirdiğimde kendine gelerek bu sefer beni cevaplamıştı.
"Elbette prenses."
Beni onayladıktan sonra masadan maskeyi ve geldiğinde dolu şimdi ise boş olan tepsiyi de alarak odadan ayrıldı.
Bende bu arada diğer kitabı alarak okumaya başladım. Ancak hemen ardından Martha'nın odaya girmesiyle dikkatim dağılarak o yöne baktım.
Kapıyı kapatan Martha, kapının önünde durarak pür dikkat bana bakmaya başladı.
O kadar dik bakıyordu ki başka bir şeye odaklanmama imkan yoktu."Martha, bana neden öyle bakıyorsun?" Diye sormaktan kendimi alamadım.
"Prensesin herhangi bir çılgınlık yapıp yapmayacağını kontrol ediyorum."
"Ahh, anlıyorum."
Aslında fındık içi kadar bile anlamamıştım. Ama daha fazlada sorgulamayacaktım. Çünkü sebebi oldukça barizdi. Kendi başıma yürümemden bahsediyordu.Olanca dikkatimi toplayarak önümdeki kitaba yoğunlaşmaya çalıştım.
Önceki kitap büyücülerin uzun tarihini anlatmıştı. Bu kitap ise elementleri ayrı ayrı sıralayarak özelliklerini ve kullanımlarını anlatmıştı. İlk başta 4 temel element olan Hava, Su, Ateş ve Toprak anlatılmıştı. Daha sonra yan elementler Yıldırım, Buz, Zehir, Doğa, Metal, Uzay. En son ise kadim elementler olan Işık ve Karanlık anlatılmıştı.Hava Elementine Giriş
Hava çok yönlü bir elementtir. Kullanıcının ve saldırılarının hızını arttırmasına olanak sağlar.
Saldırı ve savunma içinde kullanılabilir.. Yeni başlayanlar rüzgar bıçakları ve rüzgar mermileri ile alıştırma yapmaya başlarlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çılgın Prenses
FantasiaTanıtım; Sessiz, sakin ve işsiz olan Orion Black' in haftalar boyu evde kalarak düzensiz beslenmesi ve günlerce uykusuz kalması sonucu 26 yıllık hayatı kitap okurken ölmesiyle sonuçlanmıştı. Ancak ölüm onun için bir son olmamıştı. Şimdi ise tanrını...