Çılgın Prenses

Hayır

Üç hayırla seni evine yolluyoruz
(┛✧Д✧))┛彡┻━┻

Ahdjf bu espiriyi yapmasam olmazdı shshsjs┻━┻︵└(՞▽՞ └)

Medyada ki imparator Adrian. 

💕💕💕💕💕

İmparator Adrian öğleden beri çalışma odasında volta atarak Orion'un sorununa bir çözüm bulabilmek için düşünüyordu.

Şimdiye kadar bulduğu çözümler fazla yetersizdi. Her çözüm belli bir zamana kadar işe yarardı. Ondan sonraysa kan gövdeyi götürürdü ve böylece de imparatorluk yıkılırdı.

Dean'ın da daha önceki çözümleri faydasızdı. 

Orion bu imparatorlukta o gözlerle kalması zordu. Fakat imparatorluk soyundan gelmesi işleri imkansızlaştıyordu.

Aynı şekilde büyükbabasında da kalamazdı. Tek sorun yakut gözleri değildi. Büyücü kulesinin efendisi olarak bir çok düşmanı vardı. Ve bu düşmanlar en ufak zayıflığı bile kolluyorlardı. Şimdiye kadar Orion'u önemsiz gördükleri için fazla güçlü olmayan önemsiz birkaç bin suikastçı göndermişlerdi. Ancak komaya girdikten bir süre sonra bu suikastçiler azalmış ve gelmeyi bırakmıştı.

Bunun ise iki ana nedeni vardı. İlki büyücü kulesinin efendisi Orion'u bir kez bile ziyarete gelmemişti. Haliyle düşmanlar Orion'un önemsiz olduğunu düşünmüştü.
İkinci neden ise Orion'un imparatorluk ailesinden gelmesinden kaynaklanıyordu. Büyücü kulesinin efendisi için değersiz olduğu anlaşıldıktan sonra imparatorluğu karşılarına almak istemeyerek suikastleri durdurmuşlardı.

Ancak Orion, büyükbabasının yanında yaşamaya başlarsa suikast girişimleri yeniden başlayacağı kesindi.

Aslında Velverosa imparatorluğunun dışına çıkarsa gözleri bir problem olmaktan çıkardı. Ancak imparator kızının gitmesini hiç istemiyordu.

Tk! Tkk!

Çalınan kapı sesiyle daldığı derin düşüncelerden çıkan imparator, derin bir nefes alarak her zamanki soğuk sesiyle konuştu.

"Gir."

İçeri giren baş hizmetçi ilk önce selam verdi.

"İmparatorluğun Güneşi Çok Yaşa,
Jack Kordion, Majesteleri imparatorla görüşmek istiyor efendim. Ne yapmamızı istersiniz?"

Jack Kordion'un kendisiyle neden görüşmek istediğine bir anlam veremeyen imparator, yinede hizmetçiye  eşlik etmesini söyleyerek masasına oturmuştu.

İçeriye omzunda yatmakta olan Lie'yle dalan Jack fazlasıyla heyecanlı görünüyordu.

(Y.n: Unutanlar için Lie, Jack'in yarasa Baykuşu. Dönüp bakmadım aklıma geldi öyle. Fakat bunun bir de soyadı gibi bir tane daha ismi vardı sanki onu hatırlayamadım bir türlü. Bikmiyi di isiniyim..ಥ‿ಥ) 

Karşısındaki sahneyi bir sirk gösterisi gibi izleyen imparator, Jack'e yönelik konuştu.

"Sizi buraya hangi rüzgar attı. Ahh, oturun isterseniz. Her an ölecekmişsiniz gibi görünüyorsunuz."

Jack, o kadar mutlu ve heyecanlıydı ki imparatorun alaylarını bir gram umursamayarak çalışma masasının sağ tarafında olan koltuğa çöktü.

İmparator ise bu duruma şaşırarak, Jack'in neyin böyle mutlu ettiğini merak etmişti.

"Evet majeste, sizinle çok önemli bir konuyu konuşmaya geldim."