"Kimsiniz siz?" diye tısladı.
- Bak Asenad, bize Sadık mı Soylu mu olduğunu sorduk değil mi? Soruya soruyla cevap verme! Söyle?
-Gece, ona güvenemeyiz! O bir Sadık!
- Sadık değil çetesi olan bir Soylu!
- Tamam susun! Asenad, hadi söyle!
Gece ay beyazı kısa küt, kahküllü saçlarını düzeltti. Tartışma çıkan arkadaşlarını susturdu.
-Kimsiniz ya siz! Bırakın beni diyorum!
-Alfa, rahat bırak artık hadi.
- James, sen yukarı çık ve karışma işimize. dedi Timsah.
James yumuşakbaşlılıkla yukarı çıktı. Asenad da peşinden bakıyordu. James gittiğinde daha da tedirgin oldu. Öfkeyle korku arasında sıkışıp kalmıştı.
- Bakın neyin peşindesiniz bilmiyorum ama hoşuma gitmiyor! Bırakın beni dedim.
- Asenad, Sadık mısın Soylu mu?
- Bırak dedim! Kolumu ağrıtıyorsun!
Timsah Asenad'ın kolunu sıktıkça sıkıyordu. Kızın yüzü mosmor olmuştu.
- Bırakın lütfen.
Bir fısıltı gibi dudaklarından usulca çıkmıştı bu sefer.
Artık vicdanıma boyun eğmiştim.
-Edward bırak!
- Nesin sen ha? Soylu mu?
- Bırak beni lütfen.
- Edward bırak dedim ya! dedim.
Parmaklarımın üzerindeki siyah üçgen izlerle dolu elimle O'nu gösterdim.
-Bugünlük üst kattaki boş odayı verin. Yarın konuşuruz.
Kız neredeyse titriyordu. Titremeye korkar hâli vardı. Öfkeliydi. Grup ,Kızla birlikte odadan çıkarken Timsah'a seslendim.
-Edward, Lav., Philip siz kalın.
Dedim tok bir sesle. Arkam dönük de olsa Edward'ın şuan sinirden morardığına yemin edebilirdim. Çünkü Timsah'ı en iyi ben tanırdım.
Edward, Lavinya ve Philip geri geldiler. Yanımdaki sandalyelere oturdular.Lavinya kendinden emin;
- Gece, sence O'na güvenilir mi? Bugün burada kalması bizi riske atar biliyorsun bunu. Tabi başkan sensin. Son söz senin.
