Zemburg tarihi
Zemburg iki tane Rogers Sarayı'na ev sahipliği yapıyordu. İkisi de karşılıklı ve ortalarından nehir akıyordu. Waleria Nehri. Birinci Rogers Sarayı'nı III.Jack'in torunu Veliaht Prensi Romeo yaptırmıştı. Romeo Rogers tahtta en fazla dört yıl kalmıştı. Ama sonra Soylu olduğu gerekçesiyle Sadıklar tarafından öldürülüp başı Waleria Nehrine atıldı. Bedeni ise yakıldı. İkinci Rogers Sarayı ise bu olaydan yani Romeo Rogers'ın öldürülüşü sonra yine Soylu Kral olan Alric Nick tarafından inşa edilmiş. Rogers soyundan değildir. Ama Romeo Rogers cinayetinin haksız olduğu gerekçesiyle Rogers isimli ikinci Saray'ı da karşısına yaptırmıştır. Alric Nick'in Soylu olduğu ortaya çıktığında yine karışıklıklar meydana geldi. Ama bu kez Alric Nick öldürülmek yerine tahttan indirildi. Ve ikinci Rogers Sarayının bir kısmı yakıldı. Yangın söndürüldüğünde Saraya "Halb Verbrannter Palast " yani "Half Burned Palace" denmiştir. (Yarısı yanık-yanmış Saray). Bu iki Rogers Sarayı eskiden müze olarak kullanılsa da bir süre sonra "Halkı kışkırtıyor" bahanesiyle kapattırılmıştır. Son on yılda ülkeyi yeniden Rogers'lar yönetmeye başlamışlardı. Sonuncusu yani şuanki Alex Rogers. Çoğu onun da bir Soylu olduğunu iddia ediyor.James ile Waleria nehrine geldik. Hem ilk defa Alfa'nın bana 'abla' demesi hem de yol yorgunluğundan dirençsiz kalmıştım. Ama yüzümde yok olmayan bir tebessüm vardı. Zemburg'un tarihini tabii ki biliyordum. Kim bilmez ki? Hele hayranı olduğumuz Alric Nick'i. Ama şuan ölmüştü tabii ki. Kaç sene geçmisti. Yaşlanıp ölmüştü.
Waleria nehrine bakan bir banka oturduk. Her iki tarafımızda da Rogers Sarayları'nın olması gibi bir mucize var mıydı? Muhteşemdi tek kelimeyle. Ve Soylular Alric Nick ve Romeo Rogers'ın anısına burada yaşıyordu çoğu. Yani Zemburg'da Soylular çoğunluktaydı.Zemburg'un eski konumu
Dünya genelinde olan Sadık-Soylu savaşlarından önce eski hükümetlerden olan eski Almanya'nın Hamburg şehridir. QWA çok geniş bir hükümet olduğundan bir çok eski ülkeyi içine alır. Eski Çin'in iki katıdır. Dünyadaki en büyük hükümettir. İkinci olarak da 'Pacyin' geliyordu.James bana doğru baktı sonra bakışlarını yere indirdi.
-Ne oldu?
-Hiç.
-Hadi söyle James.
-Asenad. Keşke bizimle olsaydı.
Hiçbir şey söylemedim. O da nehri seyrediyordu zaten. Asenad'ı hiç ama hiç tanıma fırsatım olmamıştı.