Başlangıç

42 10 3
                                    

Henüz işler yerli yerine oturmamıştı.
Annem ve babam her ne kadar bana ve ablama işkence etmese de ister istemez güçlerimizi kullanmamızda engel oluyorlardı. Ben henüz beş yaşımdaydım. En küçük kardeş bendim. Bir abim ve ondan da büyük ablam vardı. Aramızda birer yaş vardı. Abim altı, ablam yedi yaşındaydı. Abim ve ablam birbirlerine çok düşkünler. Bu eskiden beri hep böyleydi. Bense biraz daha soğuktum aileme karşı. Ablam bu hayatta sadece abime güvenir ve sırlarını James'e açardı yalnızca. Ben Alfa. Alfa Beta. Üçümüz de birbiri- mizden farklıyız. Ben doğuştan Soylu olduğumdan saçlarım biraz farklı ve hatta bana göre özel. Beyaz saçlarımı küçüklükten beri küt ve kahküllü kestiriyorum. Gözlerim uçuk yeşil. Dudaklarımsa olması gerekenden daha açık pembe. Ablam Sarah'nın siyah uzun saçları vardı. Simsiyah da gözleri. Teni buğday renkliydi. Hatta beyaz bile sayılabilir. Abim James ise bir başkaydı. Tüm herkes ona hayran onu severdi. Sarı saçları vardı. Vurdumduymaz havalı olmaya çalışıyordu hep ama aileye düşkündü. Ablam Sarah'ya çok değer veriyordu. Annem ve babam James'i çok seviyordu.
Bugün günlerden pazar ve hafasonu tatili. Babama bizi parka götürmesini söyledim. Ve olumsuz cevap aldım. Beni ve Sarah'yı pek dışarı çıkarmak istemiyordu.
-Olmaz.
-Ama baba bugün pazar.
Hiç cevap vermedi bile. Ablam ve abim yukarıda oturuyordu. Ben de yanlarına gittim. Hemen tanıdım. Ellerindeki şey Sarah'nın günlüğüydü.
-Ben de bakabilir miyim?
Hemen günlüğü James dolaba sakladı. Bu bir "HAYIR" demekti. Kapıyı ardımda kapattım.
-Babam ne dedi?
-Hayır dedi.
-Çok sert miydi?
James beni pek önemsemese de Sarah beni korumacıydı.
-Hayır pek değil. Ama asla götürmez bizi. Çok net söyledi.

James aklına bir fikir gelmişti ve heyecanla kolumu çekiştirdi.
-Babamın zihnine girip onu yönetsene. Fark etmez bile.

Sarah hemen atladı. James'e hiddetle bağırdı.
-Hayır saçmalama! Babam Alfa'yı öldürür. Zaten Soyluları sevmiyor.

Ayağa kalktım ve odama yöneldim. Ardımdan Sarah'nın sesi geliyordu.
-Sakın Alfa! Duydun mu beni.
Odama gittiğimde annem beni bekliyordu.
-Alfa, ben de seni bekliyordum.
-Niye?
-Çünkü, seninle sohbet edeceğim. Öğüt niteliğinde. Gel.
Eliyle yanını işaret etti. Ama ben sandalyeme oturdum. Pek takmadı zaten.
-Alfa, insan türü kaça ayrılır?

Hemen anlamıştım beni test edeceğine. Beni asla dövmezdi ama geçen hafta bana sinirlenip iki gün odamdan çıkmama yasağı vermişti.
-İkiye ayrılır. Soylular ve Sadıklar.
-Sadıklar nereden geliyor?
-Tanrıya Sadık olanlar. Tanrıya ihanet etmeyen ve gücü olmayanlar.
Birden annemin renginin attığını fark ettim. Telaşla ekledim.
-Yani gücü olan ama kullanamayanlar.
Daha da sinirlendi. Kendine engel olamadı ve yüzüme sert bir tokat savurdu. İlk kez beni dövmüştü. Yanağımdan gözyaşları süzülüyordu.
-Bilemedin! Yüz kere dedim sana. Papazlar sana sorduklarında bunu dersen seni asarlar! Duydun mu! Seni aptal kız.
Yetinemedi ve devam dövdü. Beş senelik hırsını alıyordu şimdi benden. Vururkenki gözlerindeki o öfke ve kin beni ürkütüyordu. Hiç ses çıkarmıyordum. Sadece ağlıyordum. Sarah geldi koşarak. Nasıl duyduğunu anlamamıştım. Ama gelmişti işte. Birden annem ona da tokat attı. Sarah yere düştü. Annem yaptığından pişman olmuştu. Ama iş işten geçmişti. Bizden korkuyordu. Ben annemin çığlık atmasını engelledim. O kadar direniyordu ki zihnini yönetmekte zorluk çekiyordum. Sarah yılan olmuştu ve annemi soktu. Annemin cansız bedeni yerde yatıyordu. Odam kanlar içindeydi. Sarah bedenine geri döndü. Fısıltıyla konuşuyordu.
-Alfa , iyi misin?
Evet anlamında başımı salladım.
-Babam, annemin öldüğünü duyarsa bizi öldürür. Anlıyor musun? O yüzden babamı öldürmeliyim Alfa.

Gözlerimden yaşlar seller gibi akıyordu. Ama Sarah'nın ölmesindense babamın ölmesini tercih ederdim.
Aşağı indik. Babam bize bakmıyordu bile. Ama geldiğimizin farkındaydı. Sarah mutfaktan bir elma ve bıçak aldı. Babamın her iki tarafına oturduk.
-Alfa sana söyledim. Park yok! Boşuna uğraşmayın.
-Hayır baba. Park ile ilgili değil. Öylesine geldik. Elma alır mısın?
Bir yandan da elmayı dilimliyordu.
-Ah, evet. Ama bunun arkasında kesin bir iş var. Yoksa elbise mi istiyorsun?

Sarah cevap vermek yerine sadece tebessüm etti. Bıçağı tuttuğu eliyle bir elma dilimi aldı ve babama uzattı. Babam gülümseyerek elmayı aldığında Sarah çabucak bıçağı karnına sapladı. Babam çığlık atıyordu. Ama Sarah durmadı. Bıçağı iyice sapladı. Babamın nefesi kesildi. Son olarak dudaklarından kesik kesik şu sözler çıktı.
-Siz Soylular bir gün hepiniz öleceksiniz. Siz katil ve_
Nefesi cümlesine yetmedi. Yarım kaldı. Ben babama şok olmuş hâlde bakıyordum. Sanki birazdan babam kalkacak ve beni azarlayacak gibiydi.
Korkuyordum hem de çok.
James'i merdivenden bize bakar hâde bulduk. Çok ağladı. Akşama kadar ağladı ama hiç bize kızmadı. Bizi sorgulamadı.

AlfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin