Sabah kalkar kalkmaz ilk iş olarak Alfa'ya bakmaya gittim. Kapıyı yavaşça açtığımda balkonda oturduğunu gördüm. Rahatsız etmek istemedim. Zaten dün yorulmuştu. Aşağıya inip Sarah'ya baktım. Kolları ve bacakları ince beyaz sargılar içinde başının üstünde de ıslak bez duruyordu. Durumu sandığımdan kötüydü. Karnında zaten derin bir kesik vardı. Ama artık kan akmıyordu. James de sabaha kadar Sarah'nın başında beklemişti.
-Günaydın Timsah.
-Günaydın Lavinya.
-Alfa nasıl? Uyanmış mı?
-Evet. Balkonda oturuyor.
Lavinya bir yandan da masayı hazırlıyordu. Uzanıp kumandayı aldım ve televizyonu açtım. Haberlerde hep Kral Frank Rogers'ın ölümü vardı. Ama ortalık o kadar karışıktı ki bizim olduğumuz görünmüyordu bile. QWA da ülkeyi Farnk Rogers'ın oğlu yönetecekti artık. Dün gece Dalia'yaya gelmişti bile.
Herkes masaya geldiğinde kahvaltıya başladık. James ve Asenad da vardı.
-Alfa, biraz daha iyi misin?
-Evet. Sanırım daha iyiyim.
-O zaman artık sorgulama vaktidir. Önce Ann, ardından Asenad.Aldora ve Philip sessiz kaldılar.
-Ann! Konuş.
-N-Ne ko-konuşayım ki?
-Ne halt ettiysen onu!
-Bakın inanın ben bir şey yapmadım!
-1.'si savaş alanında değil kuledeydin
2.'si yardım dahi etmedin.
-Be-Ben korktum ve gücümü kaybettim. Hepsi bu.
-Sana inanmıyorum.Alfa konuştu;
- Edward haklı Ann. Ve cezanı biliyorsun. Akşam cezalandırılacaksın. Kaçarsan ne olur biliyorsun. Zaten kaçmazsın!Senin cezanı Edward verecek.
-Ama Gece! Ben bir şey yapmadım!
-Konu kapandı! Ben sana açıklamamı ilk günden yapmıştım.
Asenad'ın titrediğini görebiliyordum.