Frigya'da

14 6 5
                                    

Bir arkadaşım vardı. Henüz on yaşında. Kıpkısa saçları var. Buradakiler saçlarını çok kısa kestiriyor. Sıcaktan. Adı Nill. Kız. Buradaki her insan gibi o da Soylu.
Onunla o kadar iyi arkadaş olmuştuk ki her şeyini anlatırdı bana. Geçen gün ateşi 40° oldu. Ailesi ne yapacağını şaşırıp onu göle batırıp çıkardılar. Ama ateşi düşmedi. Öldü.
Bugün de Lavinya hastalandı. Ateşi 38.5° oldu. Ve düşmüyor. Devam çıkıyor. Çok endişeleniyorum. Sıcağa dayanamıyorum artık. Her gün ölüm oluyor. Lavinya artık baygın yatıyor. Bir tişörtümü ıslatıp başına koyuyorum. Çocuklar, yaşlılar yerde hareketsiz yatıyorlardı. Ve ben bu görüntüye dayanamıyordum. Yere uzandım. Başım yanıyordu. Bir tişört daya ıslattım ve kendi başıma koydum. Lavinya'nın sesi çıkıyordu.
-Asenad.
-Ah, konuşuyorsun günler sonra. Nasılsın?
-Asenad, Nill iyi mi?
Ne diyeceğimi bilemedim. Ve doğruyu söylemeyi tercih ettim.
-Nill, serin cennete gidip kurtuldu bu cehennemden.
-O, öldü mü?
Cevap vermek yerine geri uzandım. Zaten anladı. O da geri gözlerini geri kapatmıştı. Ama ağlayıp ağlamadığını bilmiyordum.
Ertesi gün zaten Lavinya'nın ateşi 39.7° oldu. Yaşayacağını hiç sanmıyordum. Şehir dışındaki hastanelere götürsem bile hiç umut yoktu. En azından huzur içinde ölsün.
Akşama doğru öldü. Artık gerçekten dayanamıyordum. Gölün yanına gittim. Çocuklar su taşıyordu. Hava iyice kararmıştı. Yıldızlar ortaya çıkmıştı. Yere uzandım sırtüstü. Ellerimi yıldızları yakalamak istercesine uzattım. Havaya bir gül çizdim parmaklarımla. Hiç beklemediğim bir anda ellerimin arasında kıpkırmızı bir gül duruyordu. Gözlerimden sevinç yaşları akıyordu. Hayal miydi bu?
Dikenleri ellerime battı ve ellerim kanadı. Umurumda değildi. Bir tane ateşböceği çizdim. Minik ışık yayan bir ateşböceği uçuyordu şimdi. Mutluluktan ağlıyordum. Bulmuştum sonunda yıllar önce kaybettiğim gücümü. Yeniden Soylu olmuştum işte. Aklımda şu anım canlandı. Okula yazılacağım ilk gün. Okuldan atılmam. Babamın benimle alay etmesi. Ama yüzünü göremiyordum babamın. Tanrım lütfen son kez de olsa babamın yüzünü göreyim. Lütfen. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Gülü ellerimle sıkıca tutarken ellerinden kanlar dirseğime kadar akıyordu. Ve babamın sesini duydum.
-Sus! Yaratmak Allaha mahsustur. Sen sadece oluşturuyorsun.
Ve yüzünü gördüm. Muzipçe gülüşünü. Son kez. Bahar festivali. Anneme oluşturduğum gülü verişini. Babamın ölümü. Gücümü kaybedişim. Brian. Arkadaşlarım. Babam ölürken benim bağırışım. Ve babamın en sevdiğim hâli. Muzipçe gülüşü. Son kez.

AlfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin