Ann'in ardından kaç gün geçti bilmiyorum çünkü uzun yıllar olmuş gibiydi. Saat gece biri geçmişti. Tam olarak kaçtı bilmiyorum. Odamdan çıkıp Philip odasına yöneldim. İyilik tanrısının önerilerine ihtiyacım vardı. Kapıyı hiç düşünmeden tıklattım. Ses yoktu. Acaba uyuyor mu diye düşündüm ama kesin duyardı,Philip' in bu kadar derin uykusu yoktu. Bir kere daha tıklattım. Sonra içeri girdim. Yatağı hiç bozulmamıştı. Balkonuna çıktım. Onu bulmuştum. Hatta bazı kaçakları da öyle. Edward, Philip, Lavinya aşağıdaydılar. Aşağıya indim usulca. Ama yanlarına gitmektense gizlice dinlemek istedim. Salonun terasa açılan kapısına çömeldim. Arka bahçedeki ceviz ağaçlarının altında oturuyorlardı. Hava çok sakindi. Yumuşacıktı. Havada yıldızlar pırıl pırıl, büyük dolunayı sönük bırakıyorlardı.
Lavinya: Edward sen nasıl girdin gruba?
Edward:Alfa aldı beni. İlk karşılaşmamızda.
Lavinya: Özel hayata girmek gibi olmasın ama nasıl aldı?
Philip:Ben biliyorum, Alfa anlatmıştı. Öncelikle şunu kendine sindirmen gerek ki Edward küçükken çok öfkeli bir çocuktu.Bu hikayeyi Philip'ten dinlemek istedim. Bu masum öfkelinin hikayesini.
Philip:Pekala. Anlaştığımıza göre başlıyorum. "
*** "Edward'ın ailesi çok mutlu ve durgundu. Askerler ilk önce babasını aldılar. Bir gün babası eve gelmedi. Ama Edward ne olduğunu asla sormadı. Sadece kaybolmuştu. Askerler sonra annesini aldılar. Edward'a Maya bakıyordu artık. Bir gün Maya'ya sinirlenip evden kaçtı. Haa bu arada çok da küfürbazmış bizim Maviş. Kaçıp sahile gitmiş. Maviş mazaradan da anlıyor."Edward Philip'e dirsek atarken gülmeden edemedim.
"Sonra bizim Maviş başlamış kendine kızmaya küfretmeye. Ağzı bozuk işe yaramaz işte."
Edward Philip'e ikinci dirseği de attı.
"Tamam kızma Maviş gözlü. Sonra bu kendine soru sormuş. Kendi kendine konuşuyor ya işte. 'Bir daha Maya'yı üzmek yok tamam mı' diyor. Sonra kendi dışında 'tamam'diye ses duyunca korkuyor. Ve biri tarafından dinlendiği için kendine kızıyor."Yere oturdum iyice. Bildiğim bir şeyi başkasından duymak hoşuma gidiyordu. Birazdan Maviş, karşısında beyaz kısa ve kahküllü saçlı minik bir kız görecekti.
"Sonra Edward karşısında beyaz kısa saçlı ve kahküllü, uçuk yeşil gözlü kızı buluyor.Başlıyor sonra laf kavgası."Lavinya: Alfa mı?
Philip: Cevabını bildiğin soruları sorma Lav.
"İşte nereden bilebilir ki bizim Maviş, Timsah nereden bilebilir? O kızın Edward'ı küfürden uzaklaştıracağını?"
Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Philip'in anlattıkları sahne sahne gözlerime seriliyordu.
"Ha, Lav. bu yaşam mücadelesi veren iki çocuğun tanışma hikayesi."
Edward: Bence benim kerizliğimin hikayesi.
Yukarı doğru toz olmuştum bile.