Zemburg tam bir aydır Sadık-Soylu Savaşlarıyla çalkalanıyordu. Mecburen savaşlara katılıyordum. En son sırtımdan darbe almıştım. Sırtımda derin bir yarık açılmıştı. Kan kaybı yaşıyordum. Kafam aşırı zonkuluyordu. James'den beni son kez Waleria Nehrine götürmesini istedim. Nehrin kenarına yatırdı beni. Nefes dahi alamıyordum. Ben asla Ecel olmamıştım. Ama şuan gerçek Ecel beni almaya gelmişti. Hissediyordum. James ağlıyordu.
-James.
-Sarah, efendim?
-Şu üç şeyi asla unutma. Birincisi sen dünyadaki en iyi kardeş ve sırdaşsın. Seni çok seviyorum. İkincisi Alfa bana_
Durmak zorunda kaldım. Zaten fısıldayarak konuşuyordum. James yanıma eğildi. Gözleri kızarmıştı.
-Alfa bana ilk defa 'abla' dedi. Ve ben onu hep çok sevdim. Bunu ona söyle.
Üçüncüsü de_
Ağlıyordum artık. Tüm ömrüm şuan bitiyordu biliyordum. Hızlandım.
-Ben kötü biri değildim asla.
James başını salladı. James'in ellerini tutmaya çalıştım. Ama tutamadım. Gözlerimi kapattım. Son duyduğum şey James'in hıçkırıkları ve bağırışıydı. Beni sarsıyor "Sarah,kalk"
diye bağırıyordu. Ruhumu soğuk ferah bir su tabakası kapladı. Ferah. Yeniden canlanma gibi bir his. Waleria Nehriydi. Zor da olsa yüzüme bir gülücük yerleştirdim.