NEFES

2.7K 153 65
                                    

Karanlık bir ormanın içinde yürüyordu, sanki buradan çıkış yok gibiydi. Etrafında ne bir ses vardı, ne de bir yaşam belirtisi. Ölüyorum ben galiba, diye düşündü. Üstü başı kan ve toprak içindeydi. Ne yaptıysa kurtulamamıştı. Etrafa bir daha bakındı ve sürekli tekrarladığı ismi tekrarladı.

"Karaca!!"

Neden sürekli onu çağırdığını bilmiyordu. İçinde sürekli onu çağırması gerektiğini söyleyen bir his vardı. Gelmeyeceğini biliyordu ama vazgeçmiyordu. Gözlerini kapattı ve uyanmaya çalıştı. Eğer rüyada ise bu bir kabustu. Asla bitmeyen ve onu hapseden bir kabus...

Biraz dinleyince rüzgarın bir fısıltı taşıdığını duydu.

"Hain... Hain... Hain..."

Etrafına bakındı. Kimse yoktu. Yapayalnızdı. Koşmaya başladı. Nereye gittiğini bilmiyordu ama koşuyordu. Korkuyordu çünkü. Sesin sahibini ilk kelimeden tanımıştı. Savaş'tı bu. Kardeşi Savaş.

Koştu, koştu, koştu. En sonunda yere kapaklandı. Arkasına baktığında karanlıktan başka hiçbir şey göremedi. Gölgeler peşindeydi. Hissediyordu. En sonunda başını kaldırdığında onu gördü. Kardeşi Savaş biraz ilerisinde dikilmiş, öfkeli gözlerle onu izliyordu. Vurulduğu yaralarından kanlar akıyordu ve kan damlaları yere düşüyordu.

"Hainsin sen..." dedi Savaş. "Benim katillerimden intikamımı almadın! Hain! Bak benim kanım yere dökülüyor abi! Kanıyor... Durmadan kanıyor! Hani beni seviyordun?"

"Seviyorum Savaş... Çok seviyorum kardeşim..." sesi titriyordu ve ağlıyordu. Savaş haklıydı. Haindi o. İntikamını almamıştı... Başını yere indirdi ve toprağa baktı. Savaştan akan kan yanına gelmişti.

"Hain..." dedi başka bir ses. Hızla arkasını döndü. Karşısında dikilen Seyhan'dı bu sefer. Biricik kızı Seyhan...Onunda kanı akıyordu. Hiç durmadan akıyordu. Azer onun gözlerine baktı. Üzgündü ama kızgındı da.

"Hainsin sen. Benim hayatımı mahvettin. Neden intikamımı almadın? Neden katillerimi cezalandırmadın?! Benim katilim sen misin baba?!"

Duydukları ile nefesi kesildi. "Hayır... Hayır ben değilim Seyhanım!! Ben değilim bacım. Yemin ederim değilim..." diye haykırdı. Seyhan dinlemiyordu. Onun gözlerinde sadece öfke vardı.

"Hain!" dedi sonra başka biri. Azer onun da kim olduğunu biliyordu. Kollarında can vermişti. Sağ tarafına döndü ve ona üzgün halde bakan Kadir'i gördü. Gözlerinde hüzün vardı. Yaraları kanıyordu.

"Beni neden korumadın abi? Neden unuttun beni? İntikamımı alacaktın hani? Ama sen gittin onlardan birini sevdin... Hainsin sen!"

"Öyle değil... Öyle değil abim... Unutmadım ben seni. Hiçbirinizi unutmadım ben!"

Kardeşleri ona baktı ve hepsi bir ağızdan "hain!" dedi. Azer'e bakarak haykırıyorlardı. Kanları Azer'in yanına kadar gelmişti. Azer ellerinin kan olduğunu gördü. Kardeşlerinin kanı hiç durmadan akıyordu ve sebebi Azer'di.

"Hainim ben..." diye fısıldadı. "Onları ben öldürdüm. Katilleri benim..."

"Azer..."

Duyduğu ses ile soluna döndü. Karaca gelmişti. Buradaydı ve ona gülümsüyordu. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Yavaşça yanına gelmeye başladı. Azer onu seyretmeye başladı. Melek gibiydi. Yanına gelince durdu ve kalkması için elini uzattı. Kardeşlerinin hepsi ona bakıyordu. Azer elini tuttu ve ayağa kalktı. Karaca ona sarıldı. O an kardeşlerinin yüzünü gördü Azer... Hepsi öfkeliydi.

"Hain! Hain! Hain!" diye bağırıyorlardı. Parmakları ile Karaca'yı işaret ediyorlardı. Azer nefes alamadığını hissetti. Korkuyordu. En sonunda kollarındaki Karaca'sına baktı. Göz göze geldiler ve Karaca kayboldu. Kollarında yoktu. Etrafına bakındı. Kardeşleri de yoktu. Kalbi deli gibi atıyordu.

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin