GEÇMİŞİN GÖLGESİ

3.6K 144 12
                                    

Ayağıyla yerdeki taşa vurdu ve ileri doğru savruluşunu izledi. Elleri cebinde evine doğru gidiyordu. Hava kararmıştı. Anası kesin geç kaldı diye kızacaktı. Dayak yemezsen iyidir Azer, dedi kendi kendine. Taşın yanına geldi ve tekrar vurdu. Metrelerdir sürüklüyordu...

Parkın yanından geçerken bazı sesler duydu. Başlangıçta umursamamaya çalıştı. Yürümeye devam etti ama sesler gittikçe artıyordu. En sonunda dayanamadı ve parkın içine girip, seslerin olduğu tarafa ilerlemeye başladı. Heyecanlanmıştı.

Seslerin sahibini bulduğunda saklandı ve izlemeye başladı. Dört kişi, bir tane çocuğu ortalarına almış dövüyorlardı. Çocuk yerde yatmış vücudunu kendine doğru çekmişti. Kurtar onu, dedi iç sesi. Arkasını dönüp gitmek istedi ancak başaramadı. O çocuğun yerinde kendi kardeşleri de olabilirdi.

Bu mevzu Azer'i hiç ilgilendirmiyordu, hatta çekip gitmeliydi ama içindeki deliyi durduramadı. Oflayarak bir plan düşünmeye çalıştı. Bulamayınca içinden bir küfür savurdu. Azer için en iyi plan, plansızlıktı. Saklandığı yerden çıktı ve adamların yanına ilerledi.

"Lan !! Bırakın lan çocuğu şerefsizler !!"

"Velede bak lan bizi meydan okuyür. Sen hayırdır olum? Kimi sataştığını biliyün mü?"

"Kimsen kimsin kardeş ama adam deelsin. Küçücük çocuğu sıkıştırıp dövmek adamlığa sığar mı?"

"Bak hele velede lan Osman. Git getir şunu bana."

Adamlar, Azer'i yakaladı ve yerdeki çocuktan daha fazla dövdüler. İşleri bitip, gittiklerinde Azer yerinde doğruldu ve yere tükürdü. Piçler baya sert vurmuşlardı. Burnu kanıyordu ve vücudu sızlıyordu.

"Adam deelsiniz olum siz. Piç kuruları !!" diye bağırdı arkalarından. Dönüp gelseler yine kaçmaz dayak yerdi. Ayağa kalkmaya çalıştı.

"İyi misin?" diye sordu bir ses arkasından. Arkasına döndü ve sesin sahibine baktı. Daha demin dayak yiyen çocuktu. 10 yaşlarında gösteriyordu. Benden bir iki yaş küçük olabilir, diye düşündü.

"İyiyim. Sen?"

"Sayende iyiyim. Çok dövdüler mi?"

"Yok lan bu piçler acıtmaz canımı. Asıl eve gidince anamın atacağı dayağı düşünüyürüm ben. Kıracak bacaklarımı Allah'ıma."

Ayağa kalktı ve üstünü sirkelemeye başladı. Her tarafı kan olmuştu. Anam mahvedecek beni, diye düşündü. Ayağından fırlayan terliklerini giydi ve parkın çıkışına doğru sendeleyerek gitmeye başladı. Arkasından biri seslendi. Deminki çocuk koşarak ona doğru geliyordu. Yanına ulaştığında nefes nefese kalmıştı.

"Bekle... Dur...Teşekkür ederim. Kurtardın beni."

"Önemli değil kardeş. Sen olsan sende beni kurtarırdın. Kurtarırdın deme lan?"

"Kurtarırdım... Yusuf ben."

"Azer ben de."

~~~~~~~~~~

Karaca ve Ceylan salonda oturmuş fotoğraf albümüne bakıyorlardı. Ceylan ona aileyi tanıtmak istemişti. İlk olarak aile büyüklerini ve babalarını gösterdi. Muzaffer Kurtuluş... Karaca onun Azer'e ne kadar çok benzediğini görünce şaşırmıştı. Azer'in çene yapısı, burnu, gülüşü tıpkı babası gibiydi. Ceylan'ın anlattığına göre bazı huyları da babasına benziyordu. Azer hakkında bunları öğrenmek onu mutlu hissettirmişti.

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin