ALCEY

1.8K 117 31
                                    

         OLANLARDAN 2 GÜN ÖNCE

Motoru park etti ve mekanın kapısını izlemeye başladı. Çok iğrenç bir yerdi. Girmek için bir sürü insan sıra bekliyor, dışarı çıkan ise zil zurna sarhoş çıkıyordu. Midesinin kalktığını hissetti. Alkolün iğrenç kokusu durduğu yere kadar geliyordu. Etrafta tekinsiz tipler vardı. Sedef bu mekana girmişti. İçeri girmenin bir yolunu bulmalıydı. Motordan indi ve etrafa bakınmaya başladı. Bir arkadaş grubu sıranın sonunda bekliyordu. Onların arasına karışabilirdi.

Sıranın sonunda onlara yakın durdu. Bir şey olma ihtimaline karşı tetikte duruyordu. Yanında kendini korumak için hiçbir şey yoktu. İçinden lanet okudu ve beklemeye devam etti. Sokağın sonundan gelen bağrışmaları duyunca o tarafa doğru baktı. Kalabalık bir grup mekana geliyordu. Hepsi erkekti ve kıyıcı tiplere benziyordu.

"Cio! Bekle lan!" diye bağırdı gözlüklü adam. Cio hangisi görmek için sağa doğru döndü. Hala görememişti. Çok tanıdık bir kahkaha duyunca ürperdi. Abisi yerini bulmuştu. Etrafına bakındı. Sıradan çıkıp gitmemek için kendini zor tuttu. Kalabalık grup yanlarından geçip giderken onu gördü. Abisi grubun arasında ilerliyordu. Şaşırdı. Ne ara içerden çıkmıştı ki? Karaca avukatın uğraştığını söylemişti.

"Abi?" dudaklarından dökülen kelimeye kendi de inanamamıştı. Abisi başını çevirince göz göze geldiler. Ağlayacak gibi oldu. Onu ne kadar çok özlemişti. O yokken her şey çok zordu... ve karmaşık. Kahverengi gözlerine baktı. Derin toprak rengi gözlerini bile çok özlemişti. Ceylan'a bakarken hep şefkatle bakardı ama şimdi öyle bakmıyordu. Tanımıyormuş gibiydi. Arkadan biri gelip abisinin boynuna koluna sarınca irkildiğini gördü. İkiside durmuş birbirine bakıyordu.

"Hadi Cio baba ne beklüyün?!" Cio kolunu saran adama baktıktan sonra güldü ve gözlerini çekip içeri girdi. Sıra bile beklememişlerdi. Ceylan şok olmuş vaziyette arkasından bakakaldı. Cio mu? dedi iç sesi. Ne yani o abisi değil miydi? Bir insan bu kadar benzeyemezdi. Şokun etkisinden çıkmaya çalıştı. Az önce yaşananları anlayamıyordu. O abisi olamazdı. Azer abisi asla o kadar rahat giyinip, böyle mekanlarda takılmazdı. O daha ciddi bir tipti.

Arkadaş grubuna fark ettirmeden onlarla içeri girdikten sonra etrafa bakınmaya başladı. Sedef buralarda bir yerlerde olmalıydı. Mekandaki kokuyu alınca öğürmemek için kendini zor tuttu. Çok yüksek sesli müzik vardı ve insanlar kendilerinden geçmiş gibilerdi. Ben nasıl bir yerdeyim? diye düşündü. Korkmaya başladı. Daha önce hiç böyle bir yere gelmemişti ve kimseye haber vermemişti. Burada ölse gitse onu bulamazlardı.

İnsanları iterek geçmeye çalıştı. Bar kısmına ulaşana kadar nefesini tuttu. Buradaki iğrenç havayı solumak bile istemiyordu. Nasıl böyle bir yerde eğlenebilirsiniz?! diye çığlık atacaktı birazdan. Etrafa bakmaya devam etti. Barmen çocuğun onu izlediğini fark etti ama aldırmadı. Sonuçta yanlış bir hareket yapmıyordu. Tabi gizli yerleri aramak dışında(!).

Yukarı kata çıkan merdivenleri görünce oraya gitmeye karar verdi. Belki Sedefi orada bulabilirdi. Bar kısmında veya dans pistinde yoktu. Kim bilir ne haltlar çeviriyordu. Yukarıya çıkıp hızla göz gezdirecekti. Eğer orada da yoksa çıkıp giderdi. Buradan ne kadar erken çıkarsa o kadar iyiydi.

Birden ışıkların karardığını gördü. İnsanlar çığlık atıyordu. Olduğu yerde kalakaldı. Birileri ona çarpıp duruyordu. Korktuğunu hissetti. Bir an önce buradan çıkmalıydı. Aniden birileri kollarından tuttu ve sürüklemeye başladı. Çığlıklarına engel olamadı. Karanlığın içinde bir yere sürükleniyordu. Kolunu tutan eller resmen pençe gibiydi bir türlü kurtulamıyordu. Ayaklarını yere basmaya çalıştı ama başaramadı.

Bir süre sonra bir ses duydu. Demir kapı sesiydi. Kulakları uğulduyordu. Onu tutanlar eller hızla savurdu. Yere düşünce canının acıdığını hissetti. Kolları, bacağı ve göğsü sızlıyordu. Gözlerini açtı bakmaya çalıştı. Uzakta sokak lambası yanıyordu ama yine de bir şey gözükmüyordu. Önünde iki tane adamın durduğunu gördü. Dev gibi cüsseleri vardı. Bir şeylere tutunup ayağa kalkmaya çalıştı ama yapamadı. Nefesi kesiliyordu. Canı yanıyordu ve korkuyordu. Her an bayılabilirdi. Görüşü bulanıklaşıyordu.

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin