SAVAŞ

2.1K 137 49
                                    

Ağır adımlarla depodan içeri girdi. Adamları dediğini yapmıştı. Kemal Çetiner kolları tavana zincirlerle bağlanmış şekilde duruyordu. Haline bakılırsa adamlar onu hırpalamışlardı. Yüzünden kanlar akıyordu. Yavaşça ilerledi ve birkaç adım ilerisinde durdu. Kemal, inliyordu ve küfür ediyordu. İçinden onu suratına tükürmek geldi ama yapmadı. Uğraşmaya bile değmezdi. Kemal'in ölüsü, dirisinden daha değerli, dedi iç sesi.

"Umarım hizmetimizden memnun kalmışsındır Kemal." diye seslendi. Onu duyunca Kemal başını kaldırmaya çalıştı. Bir süre sonra onu görünce güldü. Ağzını açınca kırılan ve dökülen dişleri gözüktü. Kanı görünce tiksindiğini hissetti. Etraftaki koku ve gördükleri midesini bulandırıyordu.

"Azer... Yavşak piç! Ne yaptığını sanıyorsun?!!"

"Seni öldürüyorum."

Kemal'in kahkahası depoda yankılandı. Adamların gözü ikisinin üstündeydi. Azer yanında getirdiği bıçağı çıkardı ve parmaklarını yüzeyinde gezdirdi. Jilet kadar keskindi. Kemal'in iğrenç sesini duyunca gözlerini bıçaktan çekip ona baktı.

"Amcam seni gebertecek piç kurusu!"

"Hiçbir bok yapamaz. Senden sonra sıra ona da gelecek. Yaptıklarınızın cezası olmayacağını mı sandınız?!"

"Ne yaptığımızı bilmiyorsun!"

"Barış'ı ve Sedef'i kullanarak Yıldırım'a yardım ettiğinizi biliyorum. Çevirdiğiniz her haltı biliyorum. Siz sanıyorsunuz ki ben kolay avım. Benim adım Azer Kurtuluş! Ben bu ormanın kralıyım!"

Kemal iri gözlerle onu izliyordu. Kurtulmak için kollarını çekince zincirler şıngırdadı. Ses bütün depoda yankılandı. Azer onun gözlerine bakınca gördüğü tek şey korku oldu. Kemal korkuyordu. Ölmekten korkuyordu. Umursamadı. Ölmeyi hak etmişti.

"Orospu çocuğu!"

Azer dediğini duyunca güldü. Sinirle attığı bir kahkahaydı bu. Adamlardan bazıları birbirine baktı. Kimseden ses çıkmıyordu. Yavaşça ilerledi ve aralarındaki mesafeyi kapattı. Kemal'in saçlarından tuttu ve göz göze gelmelerini sağladı. Ondan gelen iğrenç kokuyu alıyordu. Elindeki bıçağı kalbine doğru kaldırdı. "Yapma..." diye fısıldadı Kemal.

"Cehennemdekilere de ki: Azer Kurtuluş'un selamı var!"

Bıçağı yavaşça kalbine soktu. Kemal'in gözlerindeki korku büyüdü. Ağzından kanlar süzüldü ve biraz çırpındıktan sonra kafası öne doğru düştü. Gözlerini kapatacak fırsatı bile olmamıştı. Azer onun iğrenç cesedine baktı. Kadir'e yaptığının bedelini ödedin, diye fısıldadı. Öldürürken kılı bile kıpırdamamıştı. Bıçağı elinden attı ve adamlara işaret etti.

"Bu piçi alın Saim yavşağının kapısının önüne atın. Üzerine de siyah zarf bırakın. Ne yaptığını bilsin."

Arkasını dönüp yürürken tamamen korkusuzdu. Artık savaş başlamıştı ve hiçbirine acımayacaktı.

 Artık savaş başlamıştı ve hiçbirine acımayacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin