KURŞUNLAR

1.9K 135 33
                                    

Viskisinden bir yudum aldı ve karşısındaki adamın deniz mavisi gözlerine baktı. Ortağıydı bu adam. Sözde ortak. İkisi de biliyordu ki aralarındaki sadece çıkar ilişkisiydi. İstediğini aldıktan sonra ona ne olduğu önemli değildi. Adam eğildi ve sigarasının külünü döktü.

"İkimizde biliyoruz da torunun bu işi başaramayacak Yıldırım. O nasıl derler... Fazla hümanist. Kimseye kıyamıyor ama ben kıyarım! Kemalimin intikamını alacağım!"

"Hakkın var. Çocuk fazla yumuşak ama zekasını küçümseme Saim. Yapamaz dediğim ne varsa yaptı. Azer'i destekleyenleri yok etti, mallarını aldı ve kız kardeşini kendine bağladı. İsteyipte alamayacağı hiçbir şey yok!"

Viskisini tek dikişte içti. Artık genzi yakan acı tadı bile hissetmiyordu. Kemal'in ölümü ruhunda büyük yara açmıştı. Hayattaki tek dayanağı da gitmişti. Ailesi yok olmuştu. Abisinin emanetini koruyamamıştı. Canı yanıyordu ve bunun tek suçlusu o lanet Azer Kurtuluş'tu. Ortaya çıktığı günden beri Adana'ya bela olmuştu.

"Benimde isteyipte alamadığım bir şey yok Yıldırım! Ve kan istiyorum. Azerin kanını! Kemalimden akıttığına karşılık!"

"Ne yapacaksın Saim?!"

"Öyle bir şey yapacağım ki Azer'in kalbi cayır cayır yanacak! Ölmek isteyecek ama ölemeyecek..."

"Nasıl olacak o iş?"

"Ailesininden herkesi gözlerinin önünde kaybedecek. Hemde aynı günde! Öyle bir durumda kalacak ki, kurtarmak için hangisine koşacağını bilemeyecek!"

Yıldırım onu baştan aşağı süzdü. Aklında planlar olduğu belliydi. Umursamadı. Azer ve ailesinin gebermesi için her şeyi yapardı.

Karacadan gelen mesaja baktı ve gülümseyerek ekranı kapadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karacadan gelen mesaja baktı ve gülümseyerek ekranı kapadı. Son zamanlarda onunla çok ilgilenememişti. Savaştaydı ve ailesini korumak zorundaydı. Üzerinde büyük yük ve baskı vardı. Bunaldığını hissetti. Kan görmekten ve stratejik oynamaktan bıkmıştı. Kucağındaki dosyayı açtı. Adamlar yeni bilgilere ulaşmıştı. Fotoğrafları inceledi. Hepsi bildiği şeylerdi. Etrafındaki hainler... Son fotoğrafa gelince durdu ve iyice baktı. Şok olmuştu.

"Ceylan!! Ceylan!" diye mırıldandı ve dişlerini sıktı. Yine bir kardeşi daha düşmanıyla arkasından iş çeviriyordu. Fotoğrafa iyice baktı. Ceylan ve yeşil gözlü piç parkta oturuyorlardı. Ceylan'ın başında beyaz bir şapka vardı. Sinirlendiğini hissetti. Fotoğrafı buruşturdu. Sakin olmalıydı. Gözlerini kapattı ve nefes almaya çalıştı. Şu an sadece adam döverse siniri geçerdi.

Yeşil gözlüyü düşündü. Kim olduğunu çözmüştü. Yıldırım'ın torunuydu. Nergisin oğluydu. Yeşil gözlü Nergis... Azer ona yapılan işkenceleri biliyordu. Tanışmıştı da onunla. Tutsaktı o zamanlar. Yusuf'un haberi yoktu annesinin yaşadığından. Söyleme demişti Yıldırım. Ona zarar verir, iyi bir kadın değil demişti ama Azer çok sevmişti Nergis'i. Güzel bir kadındı. Zümrüt gibi yemyeşil gözleri vardı ve upuzun siyah saçları. Nergis çok güzeldi ama kaderi güzel değildi. Yıldırım onu tek kurşunla öldürmüştü ve çocuklarını elinden almıştı.

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin