BALTALI PSİKOPAT

3.8K 206 27
                                    

Günlerdir hastane koridorlarında sabahlıyordu. Sabırsızlıkla beklediği bir haber vardı. O haber geldiğinde... İşte o zaman katliam nasıl yapılır bütün Adana görecekti. Ailesine bunları yapanlar bedelini canlarıyla ödeyecekti. Azer Kurtuluş 'un yemini vardı. Ve o asla yeminini bozmazdı.

Koridorda yankılanan ayak sesini duydu ama dönüp bakmadı. Artık hiçbir şey umurunda değildi. Yoğun bakımdaki kardeşi ve kapısının önünde beklediği Karagül' ü hariç...Onların intikamını alacaktı. İçindeki öfkeyi herkes görecekti. En çokta o Yıldırım piçi. Onunla işi bittiğinde ondan geriye tek bir zerresini bile bulamayacaklardı.

Ayak sesleri yanında durdu. Gelen Murat'tı.

"Anlat."

"Adamları bulduk abi. Yarısı köprü altında yaşayan it kopuklarmış. Başlarındaki kişi de onları para verip tutmuş. Tilki Sedat diyorlarmış herife."

"Yerleri belli mi?"

"Para alanların yeri belli abim. Sedat denilen herifte saklanıyormuş. Haber saldım yerini bilen olursa bizi ayıktıracak."

"Gidelim."

Kalktı ve hızlı adımlarla hastanenin çıkışına doğru ilerlemeye başladı. Beklediği haber gelmişti. Kapıdan çıktığında araba kapının önünde hazır bekliyordu. Aniden kardeşi Barış önüne çıktı.

"Abim nereye?"

"İşim var Barış. Hastanede kal."

"Bende geleyim abim. Tek gitme."

"Dediğimi yap. Hastanede kal. Bir aksilik çıkarsa haber et. Birinizi daha kaybetmeyi göze alamam."

Sözlerini sert bir şekilde söylemişti. Yoksa Barış peşine düşerdi. Onu arkada bıraktı ve arabanın arka koltuğuna oturdu. Murat öne oturmuştu.

"Yanında emanet var mı abi?"

"O orospu çoçuklarına mermi sıkılmaz Murat. Silah istemiyorum."

"Abi emanetsiz gitme."

"Silah istemiyorum dedim. Balta getir lan bana !"

Köprünün altında duran gençleri seyretmeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Köprünün altında duran gençleri seyretmeye başladı. Bazıları uyuşturucunun etkisiyle kendilerinden geçmişti. Birkaç tanesi de ateşin etrafında toplanmış ot içiyordu. Azer tiksindiğini hissetti. Karagülüne bunlar mı dokunmuştu?

Arabadan indi ve gençlerin yanına doğru yürümeye başladı. Onu gören birkaç tanesi bıçak çekmişti. Böyle tipleri iyi bilirdi. Bunlar uyuşturucu için adam bıçaklar, kafayı bulmak her şeyi yaparlardı. Aslında hepsi korkak ve güçsüzlerdi. Hayatlarındaki sorunlardan ve acılarından korkan, savaşmak yerine kendilerini bataklığa sürükleyenlerdi. Azer böylelerine hiç acımazdı. Hayat en büyük acıları ona yaşattığı halde pes etmemiş, savaşmıştı. Asla bu bataklığa düşmemişti. Kardeşlerinin de düşmesine izin vermemişti.

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin