İyi okumalar 😘
"Onun, kurşunlarla delik deşik olmuş bedeni... gözümün önünden gitmiyor." Wanda'nın gözünden bir damla yaş düştü. Uzanıp masanın üzerinde birleştirdiği elini tuttum. İkizinin ölmesini tam anlamıyla atlatamamıştı. Anne karnından beri yanında olan, senden hiç kopmayan birini kaybetmek korkunç olmalıydı.
"Ona kızgın mısın?" Gözlerinden yaşlar düşmeye devam ederken burnunu çekti.
"B-bilmiyorum. Clint'i ve kucağındaki çocuğu korumak istemişti sadece. Ama ben, beni hiç düşünmedi mi?!""Sen onun ikizisin, Wanda. Hayatı boyunca yanındaydın. Birçok kez aynı şeyleri hissettiniz belki de. Senin onu anlayacağını düşünmüştür. Siz her daim birbirinizi anlarsınız. Hem, son anda Ultron'u bırakıp Avengers'ın tarafına geçtiğinizi söyledin. Senin yalnız kalmayacağını, Avengers'ın ailen olacağını anlamıştır. Yoksa seni böyle bırakmazdı."
Göz yaşlarını silip tebessüm etti.
"Bırakmazdı." Kardeşini onu yalnız bıraktığı için suçluyordu, sesli söylemese bile. Onu kabullenmesi için affetmesi gerekiyordu.
"Onu affediyor musun?" Tebessümü gülümsemeye dönüştü.
"Nasıl affetmem ki?" Sonra bana sarıldı.
"Teşekkür ederim, Hera. Seninle konuşmak bana çok iyi geldi." Sarılışına karşılık verirken cevapladım."Ben hiçbir şey yapmadım."
"Hayır yaptın! Sen olmasaydın kafamdaki sorular asla bitmeyecekti. Onu affedemeyecektim."
"Yanılıyorsun, affedecektin. Sadece kendi kırgınlığın bunun önüne geçiyordu." Ayrılırken yüzüme baktı.
"Yine de-" yüzümü buruşturdum.
"Teşekkür etme artık!" Kafa sallarken kahkaha attı. O esnada salona giren Tony, bana ve gözünden yaşlar düşmesine rağmen kahkaha atan Wanda'ya deliymişiz gibi bakıyordu."Beni korkutuyorsunuz." Wanda göz yaşlarını silip sırıttı.
"Korksan iyi edersin Stark." Tony göz devirip mutfağa ilerledi. Ayağa kalkarken konuştum.
"Kahve alacağım istiyor musun?"
"Hayır. Gidip Vision'a baksam iyi olacak." Onu onaylayıp mutfağa girdim. Kendime bir kupa alırken Tony'nin konuşmasıyla ona baktım."Pietro hakkında mı konuşuyordunuz?" Kupamı kahve makinesine bırakırken onayladım.
"Evet."
"İyi olacak mı?"
"Tam anlamıyla iyi olmasını bekleyemeyiz. Pietro onun bir parçasıydı. Kendini eksik hissetmesinin önüne geçemeyiz; ama onun yanında olarak bu hissi azaltabiliriz. Artık en azından sürekli aklını meşgul edip ona kötü hissettirecek soruları da yok."Tony kafasını hafif sağa eğmiş, gözlerini kısmış, gülümseyerek bana bakıyordu. Sanki şey gibi.. hayran olmuş gibi? Ama neden böyle baktığını anlamamıştım. Aslında bir davranış bilimcisi olarak en kötü ihtimalle bir tahminimin olması gerekiyordu. Ama Tony, bakışlarıyla kalp ritmimin bozulmasını sağlarken tahminde bulunamıyordum.
Bu tuhaf bakışmamız kahve makinesinden çıkan tiz sesle bölündü. İkimizde hipnozdan uyanmış gibi irkilerek başka yönlere bakmaya başladık. Tony mutfaktan çıkarken ben de kahvemi alıyordum. Az önce ne oldu öyle?
Israrla çalan telefonumu aldım. Dergideki asistanım arıyordu. Saçlarımın ıslak olmasını önemsemeden açtım.
"Alo?"
"Bayan Mills, müsait misiniz?"
"Evet Mila, dinliyorum."
"Bayan Gabriela, sizin bu aya ayarladığınız Andre Bonnet röportajını erteledi, efendim."
"Ne?! Ne demek erteledi?! Hangi hakla?!"
"Bayan Gabriela sizin yokluğunuzda patron gibi davranıyor efendim. Bay Bonnet New York'a iniş yaptı bile. Adam şu an otelinde sinir krizi geçiriyor olabilir."Sinirle elimi saçlarımdan geçirdim. Andre Bonnet, dünyaca ünlü psikolog ve davranış bilimcisiydi. Genç yaşına rağmen yazdığı kitaplar, yaptığı çalışmalar, bulduğu tedavi yöntemleriyle psikolojide çığır açmıştı. Ben bu adamın dergime röportaj vermesi için aylardır uğraşıyordum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Protector -Stark
Fanfiction"Bana. Seni. Öldürmemem. İçin. Tek. Bir. Sebep. Söyle. Tony!" "Çok yakışıklıyım." "Ve dünyaya bir Stark daha getirmeden ölmek istemiyorum." 🎖 #1 ironman 🎖 #1 Marvel