The Protector -Stark

We lost

Önceki bölüme olan ilginiz için çok çok çok teşekkür ederim 🙋🏻‍♀️
İyi okumalar 😘

*İlahi bakış açısı*

Tony, Hera'nın yere yığıldığını görünce bağırdı.
"Hera!" Herkesin dikkati oraya dönerken Tony önüne gelen her şeyi yıkarak sevgilisine ilerledi. Genç kadının yüzünü avuçları arasına aldı. İçini bir kaybetme korkusu kaplamış, kalbi sıkışmaya başlamıştı. Tony farkında olmasa da gözleri dolmuştu.
"Hera, Hera bak bana. Lütfen, lütfen ölme. Seni de kaybetmeye dayanamam lütfen. Yalvarırım beni yalnız bırakma." Yanlarına gelen ilk kişi Stephen oldu.

"Tony kendine gel! Ona lazımsın!" Tony genç kadını kucaklarken Stephen kulenin sağlık bölümüne bir portal açtı. Herkes oldukça sinirliydi.
"Herkes buradan çıksın! Burayı yerle bir edeceğim!" Thor adeta kükrediğinde Avengers portala koşmaya başladı. Stephen, Clint için jete bir portal açtı. Clint gitmeden bağırdı.
"Thor jette bekliyorum!"
Diğer herkes çoktan kuledeydi.

Thor oldukça kızgındı. Mjolniri kaldırdı ve kükreyerek bu eski depoyu kalan adamlarla birlikte tarihe gömdü.

Avengers kulesinin sağlık bölümü, görev zamanlarında her şeye hazırlıklı olurdu. Tony hemen doktorları çağırdı ve sevdiği kadını sedyeye yatırdı. Doktor, ameliyathaneye giderken emirler yağdırmaya başlamıştı bile. Tony olduğu yere çöküp küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladı.

Steve ve Stephen yanına gidip onu teselli ederken Nat da ağlayan Wanda'yı kolları arasına aldı. Bir abla gibi onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bruce ise tekrar yeşil adama dönmemek için olağan üstü bir çaba sarf ediyordu. Sam şoku atlatamamış gibi öylece duvarı izliyordu. Hera'nın gözünün önünde bıçaklanması ona Riley'yi hatırlatmıştı.

Tony birden ayağa kalktı.
"Nerede?! Nerede o?!" Herkes Tony'nin Hera'nın kardeşinden bahsettiğini biliyordu. Stephen onu sakinleştirmek için yeterli olacak bir cevap verdi.
"Onun orada kalmasını sağladım Tony. Thor dediği gibi orayı yerle bir ettiyse öldü. Onun ruhunu sonsuz zamana hapsettim. Thor'un orayı yıktığı zamanı sonsuza dek yaşayacak."
"Onu ben öldürmeliydim!"

Tony bir panik atak krizi geçirmek üzereydi. Düzenli nefes alamıyor, sinirden titreyen bedenini kontrol edemiyordu. Bunu fark eden Steve onun sakinleşmesi için konuşmaya başladı.
"Tony, artık sadece Hera'yı düşünmeliyiz. Onu o aptal heriften kurtardık. Hera da iyileşecek. Görmedin mi nasıl yaktı ortalığı? Hera hepimizden daha güçlü. Kurtulacak. İyi olacak." Stephen, kendi her ne kadar berbat durumda olsa bile Tony'yi sakinleştirmeliydi. Hera böyle isterdi.

"Tony, Hera ateşin muhafızı. Ve ateş, muhafızını korur. İyi olacak."
"Ama önce sen iyi olmalısın."

Hera, ameliyatta yaşam mücadelesi veriyordu. Güçlü bedeni yaşamaya kararlıydı ama yorgun zihni ona rüya göstermeyi bırakmıyordu.

Hera, nerede olduğuna baktı. Eski evindeydi. Annesi ve babası salonda oturuyordu. Kardeşi yoktu. Babası onu görünce ayağa kalktı. Hera hemen ona sarıldı.
"Özür dilerim baba."
"Şhh.. sen doğru olanı yaptın. Ama ben bu yükü sana yıktım. Ben özür dilerim. Kardeşinin seni suçlaması benim yüzümden. Kendini suçlama güzel meleğim." Sonra babası birden kayboldu. Yanında Tony belirdi.

"Tony?"
"Gidelim ateşli kız. Bizimkiler bekliyor. Clint tüm yemekleri midesine indirmeden gidelim." Tony sevgilisinin elini tutuyor ve birlikte evden çıkıyorlar.

Clint ve Thor çoktan kuleye gelmiş, bekleyenlere katılmışlardı. Thor, Tony'nin yanına geldi.
"Tony, eğer istersen onu hemen Asgard'a götürebilirim. Bizim şifacılar ilgilenir."
"Ameliyatı bölemeyiz Thor. Ama sağ ol."