The Protector -Stark

Little Tony

Konuk oyuncumuz medyadadır jsjsjs😏
İyi okumalar 😘

"Tony abartmıyor musun?" Tony, kucağındaki benle Avengers salonuna girdi.
"3 farklı yerden dikişin var. Doktor dikkat etmen gerektiğini söyledi. Ben mi abartıyorum?" Beni salondaki koltuklardan birine oldukça yavaş bir şekilde bıraktı. Sesimizi duyanlar çoktan salona gelmeye başlamıştı. Nat mutfaktan çıktı. Güzel kokulara bakılırsa yemek yapıyordu kızıl ajan.

"Hoşgeldiniz. Bebeğim nasıl hissediyorsun?" Herkes salona toplanmıştı. Kızarmış gözlerimden haberi aldığımı anladılar. Nat yanıma oturmuştu.
"İyiyim." Nat kollarını sıkıca bana sardı. Bir şey söylemesine gerek yoktu. Konuşmadan da anlaşabiliyorduk.
"Hey! Burada bir kız kardeşiniz daha var! Kıskanıyorum!" Wanda'ya gülerek kollarımızı açtık.

"Hey, benden uzak dur!" Tony'nin bağırışıyla sarılmamızı sonlandırıp ne olduğuna baktık. Thor, Tony'ye sarılmaya çalışıyordu. Tony ondan uzaklaşınca Thor sinirlendi ve mjolniri çağırıp Tony'nin üstüne koydu. Tony küfürler ederek yerde yatarken Thor kollarını açıp bana geldi.
"Geçmiş olsun Leydi Hera." Kısa sarılmamızın ardından yerde yatan sevgilimi kurtarmalıydım.

"Thor, sevgilimin üzerinden çekicini alır mısın?"
"Biraz daha kalması gerektiğini düşünüyorum leydim."
"Sen almazsan ben almaya çalışacağım. Üç dikişimle bunu mu yapayım?" Thor pes edip elini kaldırdı ve mjolniri çağırdı. Tony yerden kalkıp yanıma geldi ve koltuğun kenarına oturup kollarını bana sardı.

Natasha ayağa kalkıp mutfağa ilerlerken konuştu.
"Yemek birazdan hazır olur." Herkesin yüzünde tuhaf bir ifade vardı.
"Yemesek mi?"
"Zehirlenir miyiz?"
"Sizi duyabiliyorum!" Nat'ın bağırmasıyla fısıldaşmayı kestiler. Tony'ye dönüp konuştum.
"Odama çıkabilir miyiz? Duş almak istiyorum."

Tony sırıtıp beni kucağına aldı.
"Zevkle." Odama girdiğimizde hayretle etrafa baktım. Odamın her yerinde kırmızı güller vardı. Kaşlarımı çatıp Tony'ye baktım.
"Tony.. bununla bir alakan olabilir mi?"
"Sevgilim, sana geçmiş olsun demek için herkes gibi bir demet çiçek alamazdım. Ben Tony, Stark'ım."
"Sen de bir kamyon gül alayım mı dedin?" Cevap vermek yerine sevimlice sırıttı.

Ona bu haline gülümsedim.
"Teşekkür ederim." Banyoya girip beni lavabo mermerine oturttu.
"Etme. Benim sana teşekkür etmem gerek, hayatımı güzelleştirdiğin için. Kimsenin yanımda durmadığı huysuzluklarımı bile sevdiğin için. Herkesin aksine bir kalbim olduğuna inandığın için; bir kalbim olduğunu bana hatırlattığın için. Beni kendine layık gördüğün için. Seni seviyorum ateşli kız." Yüzünü avuçlarım arasına aldım.

"Herkesin söylediğinin aksine senin kocaman bir kalbin var. Ve ben o kalbe aşığım Tony Stark." Tony dudaklarıma tutkulu bir öpücük bırakıp ayrıldı. Yanağıma, burnuma, göz kapaklarıma öpücükler bırakıp bizim için küveti hazırlamaya başladı.

Minik duş keyfimizden sonra yemeğe indik. Yemek boyunca herkes beni neşelendirmek için uğraşmıştı. Clint hafızasındaki tüm bayat esprileri yaptı. Herkes onu öldürmek istese de ben, Clint üzülmesin diye güldüğüm için bir şey demediler.

Yemeğin ortasında aniden duyduğumuz gök gürültüsüyle Thor'un geldiğini anladık. Thor bir saat önce buradaydı. Ne ara gidip geldi bu? Birkaç dakika sonra Thor salona girdiğinde herkes kaşlarını çattı. Çünkü yalnız değildi. Siyah-yeşil, tuhaf kıyafetleri olan bir adam vardı yanında. Ve adamın elleri zincirliydi. Ayağa kalkıp salona adımladık.

"Thor, bu geyik kafalının burada ne işi var?!" Tony hem hızlıca hem de canımın yanmasından çekindiği için kibarca beni arkasına çekerken olanlara anlam vermeye çalışıyordum.
"O kim?" Sorumu Steve yanıtladı.
"Loki. Thor'un kardeşi." Loki düzeltti.
"Üvey kardeşi. Sizinle tanışmamıştık leydim." Tony kötü bakışlarını ona dikti.
"Thor'u fırsat buldukça bıçaklayan, New York saldırısını yapan ve Asgard'da sürekli savaş çıkartan fesatlık lordunu tanımasan da olur."