You're my heart

2K 212 96
                                    

İyi okumalar😘

Tony dudaklarımızı ayırıp hızlıca tişörtümü çıkardı ve kalçalarımdan tutup beni kucakladı. Ben tekrar onun dudaklarına uzanırken bir ağlama sesi duyduk. Bir an ne olduğunu kavrayamayıp durakladığımızda Brian'ın sesi kulaklarımıza doldu. Hızla Tony'nin kucağından inip yerdeki tişörtümü aldım ve oğlumun odasına koştum. Tony muhtemelen pantolonunu giymekle uğraşıyor.

"Bebeğim?" Brian sesimi duyunca bağırmayı bıraktı ancak kızarmış gözleriyle bana bakmayı sürdürdü. Beklemeden onu kucağıma aldığımda göz yaşlarını sildim. Tony de kapıda belirirken ikimize bakıyordu.
"Sorun ne?" Brian'ın alnına dudaklarımı bastırırken o küçük kollarını boynuma sarmıştı. Onun küçük bedenini kontrol ederken ağrıyan bir yeri olup olmadığını düşünüyordum. Ateşi de yoktu.
"Sanırım bir kabus gördü."

Tony yanımıza gelip onun alnına bir öpücük bıraktı.
"Stark'ların peşini bırakmayan kabuslar.." Brian dudaklarını büzüp bize bakarken ikimizde onu burada bırakamayacağımızı biliyorduk.
"Sanırım bu gece bir misafirimiz var." Tony bir iç çekti.
"Pekala. Uyutalım beyefendiyi." Ben onun yüz ifadesine güldüm. Yanından geçerken kalçamı sıkmasıyla dönüp hafifçe eline vurdum ve bizim odamıza adımladım.

Brian'a kısık sesli bir şarkı mırıldanırken yatağımıza uzandım ve onu boynumda yatırmaya devam ettim. Tony de peşimizden gelip yatağa yattı ve başını boynumun diğer tarafına koydu. Brian onun yaptığına gülerken küçük elini Tony'nin yanağına koydu. Tony ikimize de sarılıp uyumaya çalıştı. Bu gece uyumak onun için kolay olmayacak gibi.

***
"Tamam yeter bu kadar." Çocukların itiraz eden mırıltılarına güldüm.
"Sadece tuval boyayacaktık ama siz tuval dışında her yeri boyadınız." Çocukların üzerine ve kendi kıyafetlerime bakarken konuşmuştum. Çocuklar doğduğundan beri resim yapmak için çok fırsatım olmamıştı. Bugünse onların boyalarımın yerini keşfetmesiyle her yer boya olmuştu. Bende onlara boş bir tuval çıkarmış ve parmaklarıyla boyamalarına izin vermiştim.

"Boya savaşı yaptınız ve beni çağırmadınız mı?" Tony'nin sitemli sesi üzerine çocuklar ona koştu ve ellerindeki boyayı Tony'nin yüzüne, kıyafetlerine sürmeye başladılar. Tony ise gözlerini sıkıca kapatmış, saldırının geçmesini bekliyordu. Dudaklarımdan bir kahkaha kaçarken Jarvis'e bu anı kaydetmesini söyledim. En saçma anlarımızdan oluşan bir aile albümümüz vardı ve her günümüz bunun için yeni bir anı demekti.

Tony çocukları kucaklayıp bana döndü.
"Bu tuvali seninkilerin yanına asmalıyız."
"O zaman sen de boya ve hepimiz yapmış olalım." Tony sırıtarak çocukları yere indirdi ve kutudan kırmızı boyayı aldı.
"Elinizi alabilir miyim bayan Stark?" Merakla ne yapacağına bakarken sağ elimi ona uzattım. Baş parmağımı boyaya batırdı ve beklememi söyledi. Daha sonra kendisi için gold, yaldızlı boyayı alıp parmağını batırdı ve benim elimi tutup aynı anda resmin köşesine bastı.

"Bu tabloyu çocuklarımız yaptı. Çocukları da biz. Dolayısıyla imza kısmı sadece bizim olabilir. Kırmızı, ateşle senin rengin ve siz Iron Man zırhının kalbisiniz. Birlikte Iron Man'i oluşturuyoruz." Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşurken kollarımı onun boynuna sardım.
"Seni seviyorum Tony."
"Bende seni kalbim." Hafifçe geri çekilip onu öpeceğim esnada pür dikkat bize bakan çocuklarımızı fark ettik ve ayrıldık.

"Bunu daha sonra yapalım."
"Kesinlikle." Koşarak çocukları kucakladık ve onları banyoya götürüp küveti doldurduk. Onlar kendileri için olan koku toplarını oyuncak sandıkları için büyük bir keyifle alıp küvetin içine atıyor ve suda çözünmesini çığlık atarak izliyorlardı. Tony ördekleri suya atarken söylendi.
"Ama siz her banyoda tüm topları küvete atarsanız olmaz."

The Protector -StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin