Tony's wild cat 🐈

5.9K 367 233
                                    

Medya..🤤🤤
İyi okumalar 😘

Nefes alışverişlerimi düzenlemek için alnımı Tony'nin çıplak göğsüne yasladım. Belimdeki tutuşunu sıkılaştırıp benimle birlikte yatakta geriye yattı. Üstünde olmaktan mutluydum. Başımı boynuna koyduğumda, biraz önce yaşananlardan dolayı hala titreyen bedenimi sıkıca sardı. Çarşafı üstümüze çekip alnıma bir öpücük bıraktı.

"Seni seviyorum ateşli kız." Yorgun bedenimi uykuya teslim etmeden önce mırıldandım.
"Seni seviyorum Demir adam."

***

Bakışlarımı tabağımdan ayırmıyor, utancımı gizlemeye çalışıyordum. Dün gece Tony'nin ensesine bıraktığım tırnak izleri rahatlıkla görünüyordu. Ve herkes bunu tabiki fark etmişti. Benim boynumda bulunan morluk da fark edilmeyecek gibi değildi. Kimsenin konuşmamasını istiyordum. Ama Thor sırıttığında kurtuluşumuzun olmadığını anladım.

"Tony, ensene bir şey olmuş." Tony bu durumdan hiç rahatsızlık duymuyordu.
"Vahşi bir kedi tırmaladı." Tony cümlesinin bitişiyle eş zamanlı bana göz kırptığında yerin dibine girmek üzereydim.
"Sanırım bu kediyi tanıyorum." Natasha'nın ayağına masanın altından bir tekme geçirdiğimde sinsi sırıtmasını bozmadı. Ama bu kez sessiz kalmayacaktım.

"Ben de Bruce'un laboratuvarından çıkmayan birini tanıyorum." İşlerin kızışmasıyla Clint ve Thor kahkaha attı. Bruce'un yanakları kızarırken Steve de sırıtarak bizi izliyordu. Wanda ise nefes almayı bile bırakmış verilecek cevapları bekliyordu. Vision ise olan biteni anlamaya çalışıyordu. Tony sitemle konuştu.

"Bruce'un laboratuvar fantezisi mi var?! İnanmıyorum! Bebeğim bizimde garajda bir şeyler yapmamız lazım."
"Tony!" Bruce'un yanakları iyice kızarırken Nat ve ben birbirimize sırıtarak bakıyorduk.

***

Toplantı odasına Tony'nin girdiğini gördüğümde bilgisayarı biraz kapattım. Tony sırıtarak bana yaklaştı ve arkadan kollarını bana sardı. Yanağıma bir öpücük bıraktı. O öpücükleriyle boynuma inerken kendimi bırakmış, rahatlamaya çalışıyordum. Öpücüklerinin arasında konuştu.

"Ben sana Bruce'un bile laboratuvar fantezisi var diyorum, garaja gelmen lazım diyorum sen yanıma bile uğramıyorsun." Kıkırdadım.
"İşlerim vardı. Bugünlük beni affet."
"Bakabilir miyim o işlerine?" Cevabımı beklemeden biraz kapattığım bilgisayarı açtı. Ben de onu engellemek için bir hamle yapmadım. Ekranda ailemi öldüren adamın, Luther Greenwood'un, resmini görünce şaşırmadı. Yanımdaki sandalyeye oturup bilgisayarı kendine çekti.

"Bulabildin mi bir şeyler?"
"Henüz değil. Ama aramaya devam edeceğim. Bir anda hayalet adam olmuş olamaz. Bir yerde illaki patlak vermiştir, bir yerde görünmüştür."
"Onu bulduğunda ne yapacaksın?" Omuz silktim.

"Ölmesini istiyorum. O çok istediği ateşimle yanarak ölmesini istiyorum. Ailemi geri getirmeyecek, bana bir şey katmayacak, benden bir şey almayacak ama bunu istiyorum. Sence ben kötü biri miyim?" Tereddüt etmeden başını iki yana salladı.

"Hayır. Sen daha geçen gün baskında insanların yanmasını istemediğin için dövüşmeyi tercih ettin. Düşmanımızdı onlar. Ama sen onlara merhamet ettin. Ama bu adam senin merhametini hak etmiyor. Sen de bunu biliyorsun." Bilgisayarı kapatıp bana uzandı. Beni kucağına alırken konuştu.
"Yeter bu kadar. Biraz benimle ilgilen." Kahkaha atarken kollarımı ona sardım.

***

"Wanda, Thor'u öp."
"Ne?! Tony Hayır!" Ağzım şaşkınlıktan açılmıştı. Kulede canımız sıkılınca biz de şişe çevirmece oynamaya karar vermiştik. Başta herkes bu çocuk oyununu mu oynayacağız dediyse de sonra eğlenmeye başlamıştık. Şimdi de Wanda, Tony'ye öldürücü bakışlarını atıyordu. Vision ise bunun hiç olmamasını istiyordu. Ama oyunun başında herkes verilen görevi yapacağına söz vermişti. Thor da sitem etti.

"Dostum, hayır!" Tony ise yüzündeki muzip sırıtışla omuz silkti.
"Ben anlamam." Wanda sinirle yerinden kalktı.
"Bunu sana ödeteceğim Tony!" Sonra gidip utana sıkıla Thor'u birkaç saniyeliğine öptü. Ayrılıp yerine oturduğunda yüzü kıpkırmızıydı. Thor da ise hiçbir şey yoktu. Vision ise bakmamıştı bile. Wanda şişeyi çevirdi. Thor ve Clint'e geldi.

"Clint, doğruluk mu cesaret mi?" Clint kendinden emin tavrıyla konuştu.
"Cesaret." Thor kahkaha attı. Onun kahkahası bizi de güldürürken ne diyeceğini tahmin etmeye çalışıyorduk. Thor gülmesini durdurdu ve konuştu.

"Odandaki turşu stoklarını bana hediye et." Şimdi hepimiz gerçekten kahkaha atıyorduk. Clint'in yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu. Mecburen ayağa kalktı ve bütün stoklarını alıp geldi. Elleri titreye titreye Thor'a uzattı. Thor ise memnuniyetle alıp şişeyi çevirdi.

Şişe Wanda ve benim aramda durdu. Wanda sinsi sırıtmasıyla Tony'ye baktı. Sonra tekrar bana döndü.
"Hera, bebeğim cesaret demek zorundaydın değil mi?" Önceki iki el doğruluk dediğim için buna mecburdum. İç çekip kafa salladım.
"Evet." Tony ise intikamın geleceğini anlamış, gergince Wanda'ya bakıyordu. Wanda odadaki herkesi tek tek süzüp tekrar bana döndü. Korkmaya başlamıştım.

"Hera, Nat'ın kucağına otur ve ona iki dakikalık güzel bir öpücük ver."
"Hayır!" Tony'nin sesi salonda yankılandı. Wanda Tony'yi taklit edip omuz silkti ve konuştu.
"Ben anlamam." Tony ayağa kalktı.
"Biz oynamıyoruz." Bu kez herkes kızdı.
"Saçmalama Tony."
"Biz yarım saattir neler neler yaptık!"
"Oynamak zorundasın." Tony yerine oturdu ve bana bakmaya başladı. Bunu yapmamı istemediğini biliyordum. Ben de istemiyordum ama zorundayım, söz vermiştik.

"Hadi Hera." Wanda'nın cümlesi üzerine Nat sırıttı ve elini bana uzattı.
"Bebeğim." Kalkıp uzattığı elini tuttum ve kucağına oturdum. Nat, Tony'ye sinsi bir sırıtış attığında aramızdaki mesafeyi kapattım ve öpmeye başladım. Nat elini yanağıma koymuştu ve ben deli gibi utanıyordum. Az sonra Clint'in sesini duyduk.

"Daha 1,5 dakikanız var. Tadını çıkarın." Az sonra Tony homurdandı.
"Yeter bu kadar!"
"Daha 1 dakikaları var Tony."
"Resmen Romanoff'un gözümün önünde sevgilimi sömürmesini izliyorum!"

"Onlar gayet zevk alıyor gibi Tony."
"Kapa çeneni Clint!"
"Süre bitti." Nefes nefese ayrıldığımızda biri beni belimden tutup kaldırdı. Bunu beklemediğim için minik bir çığlık kaçtı ağzımdan. Tabiki Tony'den başkası değildi. Tony kendi yerine oturup beni kucağına çekti. Herkes onun bu haline göz devirdi.

"Bitti. Oyun falan yok."
"Ne abarttın Tony ya." Tony, Wanda'ya öldürücü bakışlarını attı. Bruce da Nat'a bakamıyordu. Bense hiçbir şey söylememeyi tercih ediyordum. Çünkü huysuz bir Stark'ın çenesi, konuyu uzattıkça uzatabilirdi. Wanda'nın intikam aldığını anlatmaya çalışsan asla kabul etmezdi. Bu yüzden hiçbir şey anlatmamayı seçtim. Elimi yanağına koydum. Elime öpücük bıraktı. Güldüm.

Herkes kendi halinde bir şeylerle uğraşmaya başlamıştı.
"Çalışmak istiyorsan garaja inebiliriz." Tony cümlem üzerine sırıttı ve birlikte garaja indik. Önce bugün yaptığı şeyleri anlattı sonra da şimdi yapacaklarımızı.

***

Huzurla uyurken saçımın oynandığını hissedip gözlerimi araladım.
"Tony." Tony anlaşılan yine uyumamıştı.
"Özür dilerim, uyandırdım seni." Ofladığında doğruldum. En son o biraz daha çalışacaktı. Sonra beni uyandırmamak için kendi odasında uyuyacağını söylemişti. Elimi yanağına koydum.

"Saçmalama. Kabus mu gördün?" Kafasını sağa sola salladı.
"Daha da kötüsü." Oturur pozisyona gelip ona iyice yaklaştım.
"Ne gördün? Anlatmak ister misin?"
"Natasha ve sen bizi bırakıp kaçıyordunuz." Kesinlikle daha farklı bir şey bekliyordum. Kahkaha attım. Oysa elini ağzıma kapatıp sesimin çıkmamasını sağladı.

"Gülme. Çok kötüydü." Gülmemi durdurabildiğimde ona sarıldım. Tony ise surat asıyordu. Yanağına bir öpücük bıraktım.
"Sen de kaçıp kaçmadığıma bakmaya mı geldin?" Kıkırdadım.

"Hayır. Seni kollarım arasına alıp rahatlamaya geldim." Birlikte uzandık. Başını boynuma gömdü. Saçlarını biraz okşayıp öptüm ve onun kokusuyla tekrar uykuya daldım.

Tony&Hera ikilisinin resmi ship adını söylüyorum; Hony 🙃🤩 harika bir çift olmadılar mı sizce?
Oy verip yorum yapmayı unutmayın 😘

The Protector -StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin