The reason

2.3K 236 194
                                    

İyi okumalar😘

"Hiçbir şey çıkmadı." Sıkıntıyla bir nefes verdim. Dünden beri sudaki tuhaflığı çözmeye çalışıyorduk. Bruce burada kurabildiğimiz küçük laboratuvarda suyun kimyasını incelemiş ancak absürt bir şey bulamamıştı. Tony ise otel kameralarından suyun köpürüp yükseldiği zamanları incelemiş ancak o da kayda değer bir şey bulamamıştı.

Brian ve Linda oteldeki çocuk alanında oynarken biz onlara yakın olan masada oturmuş ne yapmamız gerektiğini konuşuyorduk. Sudaki tuhaflığın sebebini anlamadan buradan ayrılmamaya karar vermiştik. Daha büyük bir tehlike olursa bunu engelleyebileceğimizi düşünüyorduk. Dünden beri su bazı zamanlarda köpürüp yükselmeye devam etmiş, bazense hiçbir şey yokmuşçasına sakindi.

Hiçbirimiz denize girmiyorduk ancak çocuklar bu durumdan fazlasıyla sıkılmıştı. İkiside suyla oynamayı seviyordu ve sürekli gördükleri denize onları götürmediğimiz için fazlasıyla huysuzlardı.

"Neden gidip daha yakından bakmıyoruz?" Bakışlarımız birasını içen Thor'a döndü.
"Ne demeye çalışıyorsun Odinson?"
"Eğer suda bize karşı bir tehlike varsa, biz ondan uzak durdukça tehlike de olmayacak. Ama biz yaklaşırsak tüm olasılıklarını düşündüğümüz tehlikeyi de harekete geçiririz."
"Ne olduğunu anlamak istiyorsak denize girmeliyiz."

Tony, Thor'un cümlesini tamamladığında huzursuzlardım.
"Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim."
"Sadece ne olacağını göreceğiz leydim. Ben denize girerim."
"Wanda ve Peter kıyıda beklesin. Ben de Thor'un üzerinde uçup göreceğimiz şeyleri kayda alacağım." Gerildiğimi anlayan Tony elimi tutup dudaklarına götürdü ve elimin üzerine bir öpücük bıraktı.

"Sorun yok bebeğim. Thor'a bir şey olmaz. Bende sadece uçup geleceğim. Tamam mı?" Kafa salladığımda Tony şakağıma bir öpücük bıraktı. Thor, Tony, Peter ve Wanda ayaklanıp dışarı çıkarken bizde ayaklandık.
"Ba-ba!"
"Peet!" Linda'nın çığlığı üzerine biz oraya döndük. Linda kollarını bana uzatırken Natasha da Brian'ı kucakladı. Onların görmemesini sağlamamız gerekiyordu. Ancak babasının ve abisinin denize ilerlediğini çoktan gören Linda fazla kızgındı.

"Baban dönecek şimdi güzelim." Nat ve ben onların dikkatini çekmeye çalışıyorduk. Bir yandan konuşuyor ve çevremizdeki oyuncakları olağanüstü bir şeymiş gibi gösterip dikkat çekmeye çalışıyorduk. Ama bu çocukların umrunda değildi.

İkisini de avutma çabamız boşaydı. Sürekli huysuzlanıyor ve denize gitmek için o taraftaki babalarını işaret ediyorlardı.
"Yine başlıyor." Steve'in sesi üzerine başımı çevirip onlara baktığımda denizin tekrar köpürüp yükselmeye başladığını gördüm. Wanda ve Peter denizden uzaktaydı. Thor kıyıya yakın bir yerde yüzüyordu ve Tony onun üzerinde havada zırhıyla duruyordu.

İçimdeki kötü hissin gitmesi için en azından çocuklarımı sakinleştirmeye çalışıyordum. Onların dikkatini çekebilmek için işaret parmağımın ucunda küçük, parlak alevden kırmızı bir top belirmesini sağladım. Ateşten ya da korkutucu bir şeyden ziyade parlak bir topa benzediği için ikisinin de dikkatini çekebilmiştim. Beni hiç ateşimi kullanırken görmemişlerdi.

Dikkatleri parmağımdan kayıp elimin içinde dolaştırdığım ateş topundaydı. Fazlaca etkilenmiş görünüyor ve bakışlarını elimden ayırmıyorlardı. Şu an her ne kadar arkamı dönüp Tony'nin ne yaptığına bakmak istesem de çocukların dikkatini dağıtmak istemiyordum.
"Denizin köpürmesi bitti. Dönüyorlar." Steve'in sesi üzerine rahat bir nefes alırken Tony gelene dek alev topumun parmaklarımda dolaşmasını sağladım.

Tony gelip Linda'yı kucağına aldı ve benim dudağıma bir öpücük bıraktı.
"Sorun yok." Tekrar eski masamıza döndüğümüzde Brian da babasının diğer dizine geçti. İkisi de sırtlarını Tony'ye yaslayıp onun kendilerini kavrayan elini sıkıca tutup diğerlerine bakmaya başladılar. Böyle güvende hissettikleri çok belliydi. Linda boştaki eliyle benim elbisemin eteğiyle oynarken Tony konuşmaya başladı.

"Jarvis görüntüleri aç." Jarvis'in açtığı hologramı izlemeye başladık. Suyun her bir yanını karış karış inceledik ancak tuhaf görünen hiçbir şey yoktu. Su köpürüp yükseliyor ama bunu tetikleyen hiçbir şey görünmüyordu.
"Sen bir tuhaflık fark ettin mi Thor?"
"Hayır Hera. Suda da hiçbir tuhaflık yok. Tuhaf olacak belki ama sanki su, böyle olmasını istiyormuş gibi." Thor'un cümlesi üzerine masada bir sessizlik oldu. Çocukların birbirileriyle konuşmaya çalışması hariç.

"Önce yemek yiyip sonra tartışmaya devam etsek." Clint'in cümlesini Linda alkışlayınca herkes normale dönüp biraz rahatladı ve yemek siparişi verdik.

Yemek boyunca her şey eskisi gibiydi. Yani hiçbir sorunumuz yokmuş gibi. Çocuklar yemek yememek için türlü şebeklikler yaparak masadakileri güldürüyorlardı. Linda, Steve'e göz kırpmaya çalışıyor ancak beceremediği için iki gözünü birden kırpıyordu. Steve bu durumdan oldukça hoşnut olduğu için ikide bir kızıma göz kırpıyor onun da yapmaya çalışmasını izliyordu. Tony, Brian'a yemek yedirmeye çalışırken homurdandı.

"Kızınızın vaftiz babasını doğru seçin. Kızınızla flört etmesin." Steve, Tony'ye göz devirirken diğerleri Tony'nin kıskanmasına gülüyordu. Wanda devam etti.
"Bende Brian'ın vaftiz annesiyim ve ona aşığım Stark. Üzgünüm." Tony ukala bir sırıtma takındı.
"Herkes benim oğluma aşık olur. Şu yakışıklılığa bak. Şu ahenkli saçlara, şu mükemmel gözlere, şu endama bak. Biz yaptık diye demiyorum mükemmel çocuk."

"Kızın?" Natasha tek kaşını kaldırıp sorduğunda Tony cevap verdi.
"Neyin peşindesin Natasha? Benim prensesimde mükemmel tabiki. Her erkek ona aşık olabilir. Ama kızımdan uzak durup kendi kendine aşk acısı çeksin. Kızımla flört etmesin."
"Ya doktor Strange kızıyla ilişkisi olduğunu öğrenince seni başka bir boyuta yollasaydı Tony?" Wanda'nın sesi üzerine Tony omuz silkti.

"Ben Hera'ya kavuşmanın bir yolunu bulurdum." Dudaklarım keyifle yukarı kıvrılırken Tony bana göz kırptı.
"O zaman ileride Linda'ya aşık olacak kişi de aynı şeyi yapacak." Tony'nin kaşları çatıldı.
"Neden benim kızımın olmayan ilişkisini konuşuyoruz? O daha küçük ve hiçbir erkeği babası kadar sevmeyecek." Hiçkimse Tony'yi daha fazla kızdırmaya niyetli olmadığı için yemek sessiz devam etti.

Yemekten sonra çocukları daha fazla otelde tutamayacağımız için en azından sahilde yürümeye karar verdik. Onlar önden yürüyor küçük ayaklarının kumda çıkan izlerine bakıyorlardı. Ayak izleriyle şekiller oluşturmaya çalışıyor, yaptıkları tuhaf şekillere gülüyorlardı. Brian Steve'in ayak izlerinden yürümeye çalışıyor onun adımları Steve'in büyük adımlarına yetmediği için arada zıplıyor ve düşüyordu.

"Suyun köpürmesini anlayamazsak Tony?" Ellerini belimde birleştirip burnuma bir öpücük bıraktı. Bir yandan çocuklara bakıyor bir yandan beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Elimizden geleni yapacağız bebeğim. Ama bir şey bulamazsak evimize geri döneceğiz." O esnada ikimizinde gözleri denize koşan Linda'ya takılmış olacak ki aynı anda bağırdık.
"Linda dur!"

Biz hızla Linda'ya koşarken bizi durduran şey gördüklerimizdi. Linda denize ilerledikçe su ondan geri çekiliyordu. Linda geri gittikçe su ona doğru ilerliyordu. Kumun üzerine gelip Linda'nın çevresini sarıyor ancak ona asla dokunmuyordu. Linda eğilip avucuna su doldurdu. Ancak su damlaları avucundan akmadı. Ellerini ikna yana açtığında aldığı su bir kalıp gibi yere düştü ve akarak tekrar denize karıştı. Kızım neşeyle suyla oynarken herkes birbirine bakıyordu. Dudaklarıma bir gülüş yerleşti. Suyun köpürme sebebini bulmuştuk.

"Linda.. muhafız.." Tony şaşkınca bana döndü.
"Ne?!"
"Linda element muhafızı."

Hepiniz bir kötünün gelip olay çıkaracağını düşündünüz değil mi? 😏

Aquaman halt etmiş. Linda Stark is on

Bu arada hani Tony&Hera'nın düğününden sonra bir İnstagram bölümü yapmıştım ya. Peter bir ifşa grubu açmıştı hatta. Bu tatil içinde öyle bir bölüm yapmamı ister misiniz? Buyrun yorumlara..

Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘

Arkadaşlar, önümüzdeki iki hafta vizelerim var. Size kesin olarak bölüm gelir ya da gelmez diyemem. Ancak iki duruma da şaşırmayın olur mu? 😘

The Protector -StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin