Kül Olmuş Kalpler Diyarı || 22.BölümBir adamdan çıkan kısık sesler zonklayan kulaklarımda ağırlık yapıyordu ve uykumu bölerek kapısını aralıyordu. Tatlı bir mahmurlukla göz kapaklarımı aralamak için çabaladım fakat bunu engelleyen ağırlıkla acıyla inledim. Yorgun vücudumun her kemiği sızım sızım sızlıyor, her uzvum terliyordu.
Dilimle kurumuş olan dudaklarımı yalayıp ıslattım, bir an sonra zihnimde can bulan tok sesle kalbim korku içinde kasıldı. "Dilbirinam..." telaşlı sesi kulaklarımda yankılandı. Bir kabusun içinde olmayı deneyerek göz kapaklarımı mahmurlukla araladım. İlkten kısık ışık göz bebeklerimi doldurarak yaktı ardından yanı başımda gördüğüm simayla korku boğazımda attı ve anladım ki intihar eylemim başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Katran karası irisleri yüzümün her ayrıntısı ezberlemek ister gibi esefle baktı ardından kirpiklerini kaldırıp gözlerime bakındı. Sol elini usulca kaldırıp avuç içini yanağıma bastırdığında hissettiğim sıcaklıkla zorluk içinde yutkundum. "İyi misin?" göz bebeklerindeki korkuyu, telaşlı görebiliyordum.
Çaresizlik içinde aldığım bir diğer nefesi tutarken göz kapaklarımı kapatıp yeniden açtım. Ne yazık ki beklediğimin aksine karışımdaydı. Bu bir hayal değil gerçekti.
Yamaklarıma bastırdığı avuç içini yukarıya doğru kaydırıp alnıma bastırdı, ateşimi kontrol eder gibiydi. "Çok şükür." dudaklarından çıkan kelimelerin ardından buruk bir gülümsemeyle bana baktı. Harelerim yanaklarında oluşan çukurlara kaydığında tuttuğum nefesi verdim.
"İyisin..." duraksadı. Gözleri uzağa daldı. "Çok korktum. İlk defa kendimi o denli çaresiz hissettim gönül yaram." son iki kelimesini gözlerimin en derinine bakarak fısıldadı. Bununla göz kapaklarım kendini kaybederek korkuyla titremeye başladı.
Hissettiğim halsizlik kabiliyetimi indirgese de onun yardımıyla bacaklarımı karnıma çekerek doğruldum. Beyaz rengindeki pike bununla üzerimden sıyrılırken gördüğüm şeyle neye uğradığımı şaşırdım.
Üstümde benim giymiş olduğum kıyafetlerin aksine lacivert rengindeki gecelikti. Ellerimi hızla uzatıp pikeyi parmaklarımla sararak çıplak kalan bacaklarımı sardım. İçinde kalmış olduğum durumu yorumlayamıyor, anlayamıyordum.
"Kim üstümü değiştirdi?" diye sordum korkuyla. Yüreğim ağzımda atıyordu. Ağzımdaki kavruk tatla kaşlarımı çattım. "Ne işim var burda?" Zihnimde yankılanan binlerce soru kahredici bir sessizlikle cevapsız kalmıştı.
Onun iki elide omuzlarımı bulduğunda dudaklarını araladı. "Sakin ol..." kısık sesliyle güven verici bir tonda konuştu. Fakat bu bile beni korkumdan çekmedi. "Dokunma bana!" diye öfke içinde bağırdım.
Ellerim saç diplerime gittiğinde, hızla nefes alıp veriyordum. Kendimi savunmasız hissediyordum. Kirpiklerimi yeniden kaldırdığımda kara gözlerin bana bakıyor oluşuyla yatakta yan dönerek, bacaklarımı sarkıp ayaklarımı çıplak zemine değdirdim. Üstümdeki lacivert gelinlik dizlerimin biraz üzerine geliyordu bu beni fazlasıyla tedirgin ediyor olsada takmamaya çalışarak ayaklarımın üstünde adımlayarak gördüğüm kapıya doğru ilerledim.
Fakat onun kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım. "Dinlenmen gerek, geri yatağına gir." Ses tonu sakin olsada ürkütücüydü.
"Bırak kolumu." Çığlığım odada yankı yaparken onun bu tepkim karşısında dahi sakin kalmasıyla şaşırdım.
"Yatağına gir."
"Bırak beni!"diye yeniden bağırıp kolumu onun kıskaçlarından kurtarmak için çabaladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı)
General Fiction🦋 BİR DOĞU MASALI "Bazen bir kadın uğruna bu hale geldiğine inanamıyorum." buz gibi bir tonla konuşan abisinin sesiyle göz kapaklarını esaretle örttü Amer. O sadece bir kadın değildi. O aldığı her nefesti, yaşadığı her andı, yürüdüğü her yoldu...