KOKD•16| TEHLİKE

3.5K 176 53
                                    


Kül Olmuş Kalpler Diyarı | 16.Bölüm

Genzimi temizledim, puslu düşünceler zihnimde depart atarken kaçamak ve tedirgin bir şekilde irislerimi Karan'dan alamadım. Sarı saçları kuaföre gitmiş havası verirken, uzaktan dahi öldüğüm mavi irisleri rengini belli ediyordu. Siyah kot bir pantolonla sıkı kaslı bacaklarını sarmış, asker yeşili tişörtüyle tamamlamıştı. Bu adam nasıl bu kadar güzel olabiliyordu, aklım almıyordu bazen.

Gözleri öldürücü bir merakla etrafı seyrederken beni arıyordu. Peki ama gelmeden önce neden haber vermemişti ki? Olduğu yerde durduğunda sıkıntılı bir nefesi verdiğini gördüm. Ve cebindeki telefonunu çıkardığını.

İşte o an uykudan uyanmış gibi sallandım. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi yumup açtım. Beni araması an meselesiydi. Bu düşünceyle zehir içiyormuş gibi yutkundum.

Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Etrafımı çekingen bir tavırla seyrettim önce ve gözlerime wc çarptı. Yeniden yutkunduktan sonra çantamı elime alarak hızla ayaklandım. Bununla birlikte Amer şaşkın bir şekilde bana baktı, bir açıklama bekliyor gibiydi. "Tuvalete gitmem gerek." Tek kaşı kalkarken konuştu. "Çantayla mı ?" Sorusuyla gözlerimi devirdim ve hızlı bir şekilde cevapladım. "Evet çantayla." zaten fazlasıyla zaman kaybetmiştim.

Onun konuşmasına fırsat vermeden oradan uzaklaşıp tuvalete gittim ve anında telefonum çaldı. Heyecan ve telaşla çantanın içini karıştırmaya başladım. Telefonu elime aldığımda arayanın o olduğunu görüp derin bir soluğu dışarıya verdim.

"Efendim Karan." sesimi sabit tutmaya çalıştım.

"Güzel göz neredesin sen?" Bakışlarım aynaya kayarken yansımamla gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ten rengim bir alev gibiydi. 

"Alışveriş merkezindeyim."

"Seni bulamadım." Görmemişim gibi davranarak konuştum. "Burada mısın sen?"

"Evet..." bir kaç saniye durdu ve sonra heyecan içinde devam etti. "Gördüm." Ettiği kelimeyle kalbimin sıkıştığını hissettim. Ses tonum titrek çıktı. "Neyi?" Korku her zerremdeydi şimdi.

"Ablanı ve nişanlısı Bora beyi." Söz ettiği şahıslarla derin bir nefes aldım. Ve sonra zihnime üşüşen düşenceyle hızla konuştum. "Sakın oraya gitme. Sen... sen aşağıya in, kapının önüne çık. Ben geliyorum."

"Sen iyi misin?"

"İyiyim, lütfen dediğimi yap sen."

"Tamam mucizem, yeter ki iyi ol." sözleriyle dudaklarım kıvrıldı. "Çok bekletmeyeceğim." kelimelerimi fısıltıyla söyledikten sonra telefonu kapattım.

Fazla zaman kaybetmiştim. Hemen harekete geçmeliyim aksi taktirde Amer birazdan kapıya üşüşürdü. Derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açıp etrafa bakındım. Amer heybetli bedenini ve dirseklerini masaya yaslamış, sabırsızlıkla beni bekliyor gibiydi. Neyseki yüzü dönüktü. Fakat kapı da onun tarafında kalıyordu. Yeniden sıkıntılı bir nefesi verdim ki aklıma gelen kaçık düşünceyle gülümsedim.

Hızlı bir şekilde hareket ederek terasın kapısından çıktım. Uzun ve büyük olan bu teras bir çok restauranta bağlıydı bu sebeple Amer'in göremeyeceği başka bir restauranta girerek, rahat bir şekilde oradan çıktım.

Büyük adımlar atarak merdivenlere yönelip koşar adım indim. Sonunda alışveriş merkezinin dış kapısına geldiğimde onun orada sabırsızlıkla beklediğini gördüm. Yüzümde kocaman bir gülümseme peydah olurken nefes almayı unuttum.

KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin