KOKD•32| NİKAH

4.1K 149 86
                                    


Kül Olmuş Kalpler Diyarı | 32.Bölüm

Sanırım deliriyordum.

Kalbime yerleşen acı beni her saniye biraz daha öldürüyordu.
Zihnimde cirit atan sesler, hiç durmadan sesleniyordu. Vücudumun her yerinde bir uyuşukluk, bir halsizlik. Adeta bedenim bir ceset gibiydi.

Karan'dan döndükten sonra kendimi zorlukla taksiye atarak Amer'in söylediği adrese getirmiştim. Amer'in tuttuğu iki kadın beni nikaha hazırlamış ve ben hiç bir şey anlayamadan saat öğleni bulmuştu.
Nikahın kıyıldığı salona geçtiğimdeyse gördüklerim beni şaşırtmıştı. Neredeyse aile üyelerinden herkes buradaydı. Şehmuz bey, Tören hanım, Apo bey, Sakine hanım, Bora ve kardeşi Azat, Amer'in kardeşleri hatta babam dahi buradaydı.

Amer bunu nasıl halletmişti bilmiyorum ama umrumda da değildi.

Berfin ise biraz da olsa toparlanmış gibi duruyordu fakat duygularını dışarıya göstermemeye ne kadar çabalasada yüzüne baktığımda halen şaşkın ve korkuyor olduğunu görebiliyordum.

Geçen zamanla birlikte bir ruh gibi nikah memurun sorusunu onaylamış ve evliliği kabul ederek hayatımı cehenneme çevirecek olan imzayı siyah kapaklı deftere atmıştım.

Yorgun  ve uzun gün nihayet sona erdiğinde gündüz nöbetini geceye devrederek molaya girmişti. Ben ise yeni evimde, yeni odamdaki yatağın köşesine oturmuş olanları düşünüyordum. Allah katında evlendiğim adamla bugün resmî nikahımıda kıyarak başka yollara çıkan tüm kapılarımı kapatmıştım.

Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra elimin tersiyle tüm gün bitmeyen gözyaşlarımı silip ayaklandıktan sonra gardolaba yöneldim. Elime rastgele aldığım havlu, iç çamaşırı ve pijama takımıyla birlikte, odanın içindeki banyoya adımladım.

Elimdekileri bir köşeye bıraktıktan sonra aynanın karşısına geçerek yüzüme baktım. Gözlerim kızarmış ve yüzümün rengi gitmişti. Hissizlikle kolumu kaldırarak başımdaki tokayı çıkardım, ardından topuz halindeki saçlarımı açtım. Uzun ve dalgalı olan saçlarım anın hızıyla omuzlarıma döküldü.

Elbisenin sırt bölgesinde bulunan fermuara uzandım fakat yetişemeyen elimle sıkıntılı bir nefesi dışarıya verdim. Yeniden denedim lakin beceremediğim için yüksek bir sesle oflayarak dudaklarımı büzdüm.

"Yardıma ihtiyacın var mı?" diye kapının ardından gelen tok sesle duraksadım. Ne zamandır odada olduğundan habersizdim. Sinirden dişlerimi birbirine bastırıp yeniden denedim ve başarısız oldum. "Sozdar?" kapıyı iki kez tıklayarak benden bir cevap bekledi.

"Hayır." diye yüksek sesle dile getirdiğim cevaptan sonra ses etmedi.

Duyduğum karışık duygular içinde iki kolumuda kaldırarak elbisenin boğaz kısmına tutarak yırtmaya çabaladım lakin yeniden başarısız oldum. Sert bir şekilde burnumdan alıp verdiğim nefesler eşliğinde kollarım iki yanıma düştü.

Bir kaç saniye sonra zihnimde canlanan düşünceyle aynanın yanındaki dolapları kurcalamaya başladım. Aradığımı bulmuşluğun rahatlığıyla makası parmaklarım arasına aldım. Bir an bile tereddüt etmeden elbisenin boğaz kısmından başlayıp aşağıya doğru hırlaya, nefretle ve ağlayarak kesmeye başladım.

Sonunda içinden çıktığım için titrek bir nefes alarak küvetin içine girip ılık suyun altına girdim. Yan tarafta dizilmiş hoş kokulu, renkli şampuanlardan her hangi birini alarak biraz saçlarıma döktüm. Saçlarımın köpürmenin ardından ortama hoş bir koku yayıldı. Bununla ablam zihnime düştü ve acıyla tebessüm ederek, hıçkırığım ağzımdan kaçmaması adına dudaklarımı birbirine bastırdım.

KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin