Kül Olmuş Kalpler Diyarı | 36.Bölüm'Sevdiğimiz zaman aşk o kadar büyüktür ki, bir bütün olarak içimize sığmaz. Sevdiğimiz insana doğru yayılır. Onda kendisini durduran başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur. İşte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür. Bizi gidişten daha fazla etkilemesinin büyülemesinin sebebi ise kendimizden çıktığımızı fark etmeyişimizdir.'
Ambulans şoförü son hız arabayı sürürken, şehir hastanesine doğru yol alıyordu.
Genç kız göz kapaklarının üstüne çöken ağırlıkla birlikte acıyla inledi. Başından oluk oluk kanlar akarken nefes alamadığından ağzına cihaz takılmıştı.
Diğer yandansa Amer aldığı haberle birlikte yıkılmış, hızla yola koyulmuştu. Üstünde sadece o geceki gibi karanlık olan siyah gömleği varken, esen sert rüzgar ürpermesini sağlıyordu fakat zihni umursamayacak kadar doluydu.
Titreyen bacaklarıyla bomboş yolda hızla koşuyor, ne yöne gittiğini bilmeden çaresizce sayıklıyordu. "Ha-hayırr..."Şimdi zamanı değildi. Şimdi gidemezdi. Daha yaşayacakları çok şeyleri vardı, konuşacakları çok şeyleri vardı.
Nefes nefese kalırken göğsü hızla inip kalkıyordu. Dudaklarından yeniden bir hıçkırık daha kaçtığında heybetli omuzları çöktü.
"Sozdar..." diye feryat ederek daha hızlı, tüm gücüyle koşmaya devam etti. Aldığı haber yüzünden sarhoşluğu gitmiş, adeta zihni açılmıştı.
"Sozdarr !" yaşadığı derin ızıdırapla "Böylece gidemezsin.." diye çaresizlikle devam etti sözlerine. Kaç dakika boyunca koştuğunu bilemezken, bedeninin yorulduğunu hissetti.
"Daha sana doymadım. Olmaz, gidemezsin..." diye yeniden bağırdı.
Ya giderse, o zaman ne yapardı? Ya onu diğer tarafta bulamazsa. Zihninden geçen düşünceler yüreğini yakarken ilerden gelen arabayla yolun ortasında durdu. Kollarını usulca iki yana açarken gözleri arabanın farı yüzünden kısıldı.
Araba önde duran heybetli beden yüzünden yavaşlayıp durduğunda, Amer vakit kaybetmeden şoför koltuğunun yanındaki boş koltuğa geçip kapıyı kapattı. "Hızlı ol kardeşim." Telaşlı sesi istemsizce yüksek çıkarken başını sola doğru çevirdi. Ellili yaşlarında bir adamdı.
Adam üstelemedi de sormadı da sadece hızla arabayı sürdü. Zaten bir kaç saniye sonrada Amer şehir hastenesine doğru sürmesi gerektiğini söyledi.
Diğer yandan ambulans hastanenin önünde durmuş, açılan kapıdan yetkililer gelerek sedyeyi çekmeye başlamışlardı.
"Tarafik kazası, bir ağaca çarpmış. Nabzı yavaş, başından ve sol kolundan yaralı. Kan kaybı var." ambulans hemşiresinin cümlesiyle birlikte sedyeyi hastanenin içine götürmüş ve asansöre bindirmişlerdi.
Zaman geçerken Amer hastaneye gelmişti bile. Yoğun bakımının önüne koşarak geldiğinde içeriden çıkan bir hemşireye "Durumu nasıl?" diye hızlı ve kabaca sordu.
Genç kadın "Ameliyat devam ediyor. Doktor bey çıktığında size durumu belirtir." diye uzunca cevapladıktan sonra uzaklaştı.
Amer aldığı cevaptan memnun kalmazken kaba bir şekilde iri ellerini saçlarına daldırıp ardından yanındaki duvara sert bir yumruk attı. Çaresizlik bütün bedenini hatta her hücresini ele almayı sürdürdüğünde sırtını soğuk duvara yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı)
Ficción General🦋 BİR DOĞU MASALI "Bazen bir kadın uğruna bu hale geldiğine inanamıyorum." buz gibi bir tonla konuşan abisinin sesiyle göz kapaklarını esaretle örttü Amer. O sadece bir kadın değildi. O aldığı her nefesti, yaşadığı her andı, yürüdüğü her yoldu...