KOKD •11| CENNET BAHÇESİ

4.3K 205 59
                                    


Kül Olmuş Kalpler Diyarı|11.Bölüm

Kan kırmızı olan kar alevleri düşünün. Bedeninizin küçücük bir kısmı bile değdiğinde canınız dayanamayacağınız kadar acır. İşte ben tam olarak böyle hissediyordum. Canım o denli yanıyor benim. Gözlerim gördüklerine inanmak istemiyor, ihanet etmek istiyordu ama lakin. Capcanlı bir şekilde Amer 'in bir kaç metre ötesinde öylece durmuş, bizi izliyordu. O öldüğüm okyanusları irislerim de takılı kalırken şaşkın olduğu apaçık ortadaydı. Hüzün vardı orada. Kırgınlık vardı. Sanki... sanki ona ihanet etmişim gibi.

Boğazıma koca bir yumru oturmuş, geçmek bilmezken Amer'in göğsünün üstünde duran ellerim yumruk halini aldı. Usulca ellerimi çekip adımlarım geriye doğru ilerledi. Ve karşımdaki adamın gölgesi de üzerimden çekildi.

Sesim kaybolmuş, sadece deli gibi çırpan şu bahtsız yüreğimin sesi yankılanıyordu. Nefes alış sesim dahi çıkmıyordu şu ay ışığının misafir olduğu yeryüzünde. O ,öylece irislerime bakıyordu, Yükleyemediğim anlamlarla. Tepkisiz, göz kapaklarını dahi kapatmayıp sadece izliyordu. Ve bu beni olduğundan daha da korkutuyordu.

"Ne yaptın bana böyle? Kalbimde tarifi imkansız bir mutluluk var." Amer 'in tok sesiyle bakışlarımı ona yönlendirdim. Ay ışığı yüzüne vurarak muazzam bir görüntü oluşmuşmasına sebep vermişti. Dudaklarında silinmesi mümkün olmayan bir tebessümle birlikte göz kapaklarını kapatmıştı. Aramızdaki mesafe fazlasıyla azdı. Öyle ki verdiği her nefes yüzüme çarptıktan sonra havaya karışıyordu. Sanki tenimden izin alıyordu.

"Dudaklarım dudaklarının arzusuyla ölüyor." Derinlerde gezinen bir sesi vardı.

Göz kapaklarını açtı ve ani bir şekilde belimden kavrayarak kendisine doğru çekti. Burnum burnuyla sürtünürken yüzlerimiz hizalandı. Bir eli bel boşluğumda diğer eli ensemdeydi. Davranışı zorlayacı ama aynı zamanda yumuşaktı. "Dilbirinam..." Nefeslerimiz karışırken, kalbime kötü hissiyatlar dolup taştı.

"Artık teslim ol... Hayalden çıkarak gerçek ol." Ayak parmaklarımdan başlayıp saç diplerime kadar hissettiğim eşsiz korkuyla titrek bir nefes çektim içime.

"Seni istiyorum. Bir tek seni." Kaşlarım çatılırken burnumdan sert bir nefesi verdim. Bakışlarım hızla Amer'in arkasına kaydığında zorlukla yutkundum. Bu olduğum durum yanlıştı. Çok yanlış. Karan bizi görüp kendince yargıladıktan sonra gitmişti. Göğsündeki elimle onu sertçe itekleyerek uzaklaştırmak istedim fakat izin vermedi. Dişlerimi sıkarak "Bırak." diye inledim. Ensemdeki eli sertleşti. "Gitmek istiyorum." diye ağlamaklı sesimle devam ettim.

Bunu duyduktan sonra yavaşça ellerini bedenimden çekti. Kalbim titrerken direncim sarsıldı. "Sen gitsen de benden gitmiş olmazsın Dilbirinam." Derince bir nefes çektiğini işittim. Ve başımı kaldırarak siyah irislerine diktim gözlerimi. "Gideceğim...Bir gün herkesten her şeyden gideceğim. Duydun mu? Ve bana asla engel olamayacaksın!" Sesim sona doğru yükselmişti.

Kollarını hızla bana sararak saçlarımı öptü. Yaptığı hareketi algılayazken konuştu. "Ben gittiğim her yere seni de götürürken senin beni götürmemen haksızlık. Sol yanım seninle dolup taşmışken senin sol yanının boş olması haksızlık..." ağlamam hıçkırıklara dönüşürken yeniden ondan ayrılarak uzaklaştım. Baş parmağımı kaldırarak ona doğru uzattım. "Acımasızsın Dağdelen!" Başımı iki yana sallayarak "Sen.. sen sadece yönetmeyi ve hükmetmeyi seviyorsun. İstediğin her şeye sahip olacağını düşünerek bencillik eden bir yitiksin."

Hayatımı yaşamama izin vermiyordu ve canım yanıyordu.

"Bir gün izim silinecek bu şehirden!" Sesim titrek ama güçlü çıkmıştı. Şimdi kendimi bıraksam çöker deli gibi ağlardım ama direniyordum. Tıpkı ona direndiğim gibi.

KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin