Medya Sozdar'ın kombini 🥀
Kül Olmuş Kalpler Diyarı | 38.Bölüm
İnsanlardan şaşkınlık nidası dökülürken kendimi berbat bir kabusun ortasında gibi hissediyordum, asla uyanamadığımından.
Çaresizlik bütün bedenimi ele aldığında öylece olduğum yerde dikilmeye devam ettim. Başımı usulca arkaya doğru çevirdiğimde okyanus irislerin odağının arkamda olduğunu farkettim , Amer'i görmüş olmalıydı çünkü son derece soğuk ve boş bakıyordu. Güvenlik görevlileri ise yeniden her hangi bir sorun çıkmasına engel olmak adına Karan'ın yanında durmayı sürdürüyordu.
Sertçe yutkunup başımı geri çevirdiğimde harelerim anında katran karalarla buluştu. Tedirginlikle elbisemin eteğini sımsıkı kavradım. Her ne kadar bu olanları umursamamak istesemde az önce yaşananların son derece yanlış olduğunu biliyordum. İsteğim dışı olsada evliydim ve başka bir adama aşkımı itiraf etmiştim. Bunun için kimseye bir açıklamam yoktu. Kendimi savunacak tek bir sözüm dahi yoktu.
Sesler giderek yükselirken kulaklarım uğuldadı, midem kasıldı. Ağzımın içinde berbat, kavruk bir tat hissettim. Amer sonunda heybetli bedenini hareket ettirerek yanıma kadar geldi ve hiç vakit kaybetmeden sağ elimi kavradı. Adımlamaya başladığında sertçe yutkunarak ona ayak uydurdum.
İnsanların yanından geçerken bize olan bakışlarını görmemek adına hızla başımı eğdim, bunu farkeden Amer "Başını eğme." diye kısık bir sesle tısladı. "Her ne olursa olsun başını eğme." başımı usulca kaldırıp sağa doğru çevirdim, aynı anda Amer'de çevirerek bana baktı. Uzun kirpikleri nemli, gözleri buğuluydu.
İçimi yakan kor ateş daha da harlanırken başımı çevirip arkamı döndüm. Karan, mucizem tükenmişlikle bize, tutulu elimize bakıyordu.
Allah'ım benim nasıl bir kaderim vardı böyle? Kime dokunsam yakıyordum. Kime elimi uzatsam mafediyordum.
Gözlerimden cayır cayır yanan Tutku okyanuslara doğru giderken sertçe yutkunup önüme döndüm. Kirpiklerimin dibinde can bulmuş yaşlar teker teker düşerken, yüreğime tarifi imkansız bir sızı girdi.
****
O günün üzerinden iki gün geçmişti. Olanlar ne unutulmuş ne de konuşulmayı bırakılmıştı. He şey dün yaşanmışlık kadar yakınımızdaydı.
Amer hiç konuşmamış, hatta yüzüme dahi bakmamıştı. Karan ise bir daha görmemiş, sesini işitmemiştim. Ev ahaliside aynı şekilde soğuk davranıyordu. Haklılarda, onlara bunu yaşatmaya hakkım yoktu.
Oturduğum yataktan uyuşuk bir şekilde kalkarak adımlayıp, odanın kapısını araladım. Tam karşımdaki çalışma odasının kahve tonundaki kapısının önünden geçecektim ki duyduğum sözlerle duraksadım.
"Sana beni aramamanı söylemedim mi?!" kaba ve son derece sertti ses tonu. Kiminle bu şekilde konuştuğunu merak etsemde umursamamaya çalışarak yeniden adımladım fakat söylediği isimle ikinci defa duraksadım. "Kes sesini Kasım!"
"Ya başkası telefonu açsaydı!" kaşlarım istemsizce çatılırken geriye doğru adımlayıp daha iyi duymak adına kapının kenarına doğru saklandım.
"Para konusunu Bora'yla konuş aptal herif!" Korkuyla hafif aralık olan kapıdan yavaşça içeriye baktım.
Amer çalışma masasının önünde yan profilinden gözüküyordu. Tedirginlik ve öfke sinmişti yüzüne. Onu bu hale getiren kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı)
Fiction générale🦋 BİR DOĞU MASALI "Bazen bir kadın uğruna bu hale geldiğine inanamıyorum." buz gibi bir tonla konuşan abisinin sesiyle göz kapaklarını esaretle örttü Amer. O sadece bir kadın değildi. O aldığı her nefesti, yaşadığı her andı, yürüdüğü her yoldu...