Multimedya Karan Atagül 🥀
Kül Olmuş Kalpler Diyarı| 32.Bölüm
Kendimi yine yapayalnız hissediyordum; sanırım zaten öyleydim. Aldığım her soluğun bedenimde ki hissiyatın her zerresine kadar bunu hissedebiliyordum. İşte bunun için gökyüzüne bakıyordum. İhtiyacım olan kişi aynı yıldızların ,aynı ayın ,aynı gecenin altındaydı. Ona uzak değildim...Gökyüzüne bakmanın diğer sebebi ise onların orada olması. Çünkü beni izliyorlardı. Gündüz güneşle, gece ayla. Böylece tek olmadığım hissini yaşatıyorlardı. Onlar annem ve ablam ve bir kere dahi görmediğim kardeşimdi ...
Hayatım her geçen gün daha da çıkmaz bir hâl alıyordu. Ne olduğunu anlayamadığım, kavrayamadığım olaylar art arda geliyordu. Yoruluyorum.
Uzun zamandan beri akmak için yol gözleyen birkaç damla yaş yeniden göz kapaklarımın esaretinden kurtulduğunda sıkıntılı bir nefes verdim geceye. Akşam olmuş, yıldızlar yerini almıştı.
Gözlerimden akıp yanaklarımda can bulan tuzlu suyu elimin tersiyle silip derin bir nefes aldım yeniden, ardından ağırca oturduğum çardaktan kalktım. Çünkü biraz önce Beliz gelmiş ve akşam yemeğinin hazır olduğunu belirtmişti.
Adımlarım üst kattaki büyük avluda bulunan yere giriş yapmamı sağladı. Özenle hazırlanmış sofra tamamı ile hazır bir şekilde ev ahalisini beklerken herkes usulca masadaki yerini aldı.
Benim için ayrılan yere, mecburi Amer'in sol tarafındaki boş sandalyeye oturduktan sonra Şehmuz beyin otoriter sesiyle herkes yemeğine başladı. Bu sırada Amer hiç çekinmeden bana bakmakla meşguldü.
Sertçe yutkunup ona döndüğümde gülen gözleriyle tek kaşımı kaldırarak "Ne var?" diye fısıldadım. Zaten kıvrık olan dudakları daha fazla yukarıya doğru kalkarken "Bunun hayalini o kadar çok kurdum ki, şimdi gerçek mi değil mi emin olamıyorum." diye duru sesiyle kulağıma doğru fısıldadı. Midem kasılırken gözlerimi bana sevgiyle bakan katran karası gözlerinden çekerek önümdeki tabağa döndüm.
"Amca önündeki yemekleri yiyeceğine ne diye yengemi yer gibi bakıyorsun?" Kasım'ın neşeli sesiyle herkes bize dönerken elimde tuttuğum çatalın sapını sıkarak, sıkıntılı bir soluk aldım.
Bu çocuk daha sekiz yaşında değil miydi? Böyle konuşmayı da nereden biliyordu?
Utanmadan gülmeye başlayan Kasım'ı annesi Helin susturarak kızdı. Helin İstanbul'da ki Osman abinin eşiydi, Kasım'da tek çocukları. Göz ucuyla Amer'e baktığımda gülümseyerek, rahat tavırlarla yemeğini yediğini gördüm.
"Amer eğer sende kabul edersen senin bir haftalığına İstanbul'a gitmeni isterim." Şehmuz beyin tok sesiyle düşüncelerimden sıyrılarak merakla ona döndüm. Benim açımdan hiç fena olmazdı.
Amer ağzındaki lokmayı çiğneyip yuttuktan sonra usulca babasına doğru dönerek cevaplamak adına dolgun dudaklarını araladı. "Abim gayet güzel ilerletiyor işleri. Gitmem için bir sebep yok bence." ardından babasında olan katran karası irislerini bana çevirerek
"Hatta burada kalmam için oldukça büyük için sebebim var." diye duru sesiyle konuştuğunda manalı sözleriyle panikle önüme döndüm."Birlikte gideceksiniz zaten." Şehmuz beyin cümlesiyle yutkunamadım. Önündeki su dolu bardağı parmaklarım arasına alarak, yavaşça dudaklarıma değdirdim ve büyük bir yudum alarak içimdeki yangına son vermek istedim.
"Balayı gibi." Devran'in neşeli sesiyle kaşlarımı daha fazla çatıp ona döndüm. Gülen gözleri yüz ifademi gördüğünde anında dudakları düz çizgi halini aldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/197501476-288-k70080.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL OLMUŞ KALPLER DİYARI (Bir Doğu Masalı)
Ficção Geral🦋 BİR DOĞU MASALI "Bazen bir kadın uğruna bu hale geldiğine inanamıyorum." buz gibi bir tonla konuşan abisinin sesiyle göz kapaklarını esaretle örttü Amer. O sadece bir kadın değildi. O aldığı her nefesti, yaşadığı her andı, yürüdüğü her yoldu...