"belki seversin sanacağım, sanmam
bu saatten sonra."Medya: Ezgi Akbulut
Şarkı: Ebru Yaşar - Kalmam•
Emir denilen şahsiyetin hafta boyu taciz eden bakışlarına maruz kalmıştım. Her derste yakınlarıma oturuyor ve beni izliyordu. En son, görmezden gelme kararı almıştım fakat bende ki de sabırdı ve sabrın sonu selamet hiç değil gibi görünüyordu.
Bugün öğlene doğru dersim başlayacağı için şimdilik okulun yemekhanesinde oturuyordum. Yemekler aslında fena değildi, hatta ve hatta bazısı vardı ki lokantalara filan taş çıkartırdı. Yediğim ekmek arası köfteden bir ısırık aldığımda telefonuma Tuğçe'den mesajlar yağıyordu.
Yellozlar 🧝🏼♀️
Tuğçe:
Bu bölümü seçtiğim güne lanet olsun!
4 yıl nasıl geçecek abi ya??Gizem:
Kızım bi' sus iki dk hoca bakıyor!Tuğçe:
Başlarım hocasına, mühendisine bi kurtulamadım şu matematikten 😒Ben:
Canım baban biliyor mu bunları? 😂Gizem:
Yüksel amca çıldırır hajdjajsjdkshdAniden sağ tarafımdan beliren ve ekmeğimden bir ısırarak alarak ödümü koparan çocuğa baktım. Emir; otuz iki diş sırıtırken, ellerini cebine atıp karşıma geçti.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" Kollarını masaya koydu ve bana bir bakış attı. "Tadına baktım, çok güzelmiş," diye, hiçbir şey yokmuş gibi karşılık verdiğinde telefonumu bir kenara bıraktım.
"Gidip kendine alsana, benimkini ne yiyorsun?" diye çıkıştığımda dilini şaklattı.
"Sendeki daha güzel," derken çapkınca sırıttı. Sinirle uzattım elimdekini, hayatta yiyemezdim ben şimdi onun ağzını sürdüğü ekmeği. "Al o zaman, zıkkım olsun!"
"Teşekkürler," diye gülerek elimden aldı ve benim iki ısırıkta yok ettiğim lokmayı tek ısırıkla mideye indirdi.
"Hâlâ adını bağışlamadın bana," dedi muzipçe lokmasını çiğnerken. İğrenmiş bir ifadeyle baktım, "Ağzının içindekileri görmek zorunda değilim!" Bu sefer bilerek dudaklarını ayırarak, ağzının içini gösterdiğinde isyan ederek yüzümü buruşturdum. Keyifle kahkaha attıktan sonra göz kırptı.
"Hâlâ söylemedin yalnız?" diye tekrar hatırlattığında gülümsedim.
"Önce hak etmen lazım," dedim havaya bakarak. Kaşları havalandı, "Bak, bak! Kızdaki egoya bak!" diye şaşkınca güldükten sonra masaya eğildi ve bir sır vermemi istiyormuş gibi "Ne yapmam gerekiyor bu şerefe nail olabilmek için?"
Ukalaca sırıttım ve masaya yaklaştım. "Uzak durabilirsin mesela. Gözlerinle taciz etmeyi, sürekli etrafıma oturmayı bırakabilirsin mesela!" dedim sona doğru sesimi yükselterek.
Anladım dercesine kafa salladı. "Bunu yapabileceğimi hiç sanmıyorum sevgili Ezgi. Özellikle bu güzelliği aklıma kazıdıktan sonra," diye yanağımdan makas aldı ve yerinden kalktı. Şaşkın bakışlarla yüzüne bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adı bende ya'saklı
Genç KurguAdım Ezgi... Ezgi Akbulut. Uzunca Yalnızlığın Ezgisi. Kısaca Ezgi işte. Ben o herkesin nefret ettiği kızım. Kötü kalpli, sevenleri ayıran, duygusuz sanılan... Hani sizin şu çakma sarışın olan. Ben kendi hikayemin esas kızıyım. Sevdiğim beni sevmese...