Sabah uyandığında içinde bir heyecan hissetti Mert. Sanırım hayatının en heyecanlı anlarından biriydi. İlk defa okula üstünde bir üniforma olmadan gidecek, yeni ve her biri farklı şehirlerden gelmiş bir sürü arkadaş edinecekti. Hem de bu arkadaşları ona dört yıl aynı sınıfta eşlik edecekti. İlk gün herkesi tanımaya çalışacaktı. Herkesi gözlemleyecek sonra anlaşabildiği kişiler varsa onlarla yakınlaşacaktı. Bazı insanlar gibi hemen samimi olmayı çok yapmacık bulurdu Mert. Zaten her seferinde hemen samimi olanların arkadaşlıklarının çok kısa sürdüğüne şahit olmuştu.
Kahvaltı yurdun zemin katındaki kantinde veriliyordu. Mert oraya gittiğinde dışarıya göre daha ucuz olduğunu fark etti. Devletin bunda bir payı olmalıydı. Galiba devlet fiyatlar konusunda belirli bir düzenleme yapmıştı. Yoksa lisedeki kantinin üç liraya sattığı kolayı buradaki kantinin iki buçuk liraya vereceğini tahmin etmiyordu. Hem Trabzon genel olarak Gaziantep'ten daha pahalı bir şehirdi. Bu yüzden bu fiyatlarda kesinlikle devlet katkısı olmalıydı. Kantin işletmecilerinin ne kadar uyanık olduğunu bilmeyen de yoktu zaten.
Mert kahvaltısını yaptıktan sonra dün akşam Berk'ten öğrendiği yola saptı. Yurdun hemen karşısında kapalı bir spor salonu, biraz çaprazında kalacak biçimdeyse bir halı saha vardı. Kapalı spor salonuyla halı sahanın arasından ise merdivenler iniyordu. Bu merdivenler aşağıda öğrencilerin Obam kantin dedikleri yere iniyordu. Berk oradan aşağı inmeye devam etmesini önce solda B bloğu göreceğini onun biraz aşağısında çaprazında ise A bloğu göreceğini söylemişti. Mert onun söylediği yolu hiç sektirmeden takip etti.
Yaklaşık beş dakika sonra kendisini A blok yazılı binanın önünde buldu. Mert kapıdan içeri girdi. Berk'in söylediği gibi girişten sağa döndü. Sağda büyük bir öğrenci kitlesi vardı. Mert oraya gitti. Üst üste yığılmalarına bakılırsa onlar kendisi gibi gelen yeni öğrenciler olmalıydılar. Mert kendi ders programını aradı. İlk panoda yazılı olduğunu görünce telefonuyla fotoğrafını çekti. Onun yanında birileri deftere yazmayla uğraşıyorlardı. Mert'in fotoğraf çektiğini görünce onlarda deftere yazmayı bırakıp fotoğraf çektiler. Mert gülümseyerek yanlarından ayrıldı.
İnsanoğlu alışkanlıklarından kolay kurtulamazdı. Lisedeyken telefon kullanmak yasak olduğundan herkes önemli bir şey gördüğünde not almak için çabalardı. Ancak üniversite de böyle değildi. Kimse size telefon kullanmayın demiyordu. Bu yüzden Mert telefonuyla fotoğraf çekebileceğini düşünmüştü ve öyle de yapmıştı.
A bloktan dışarı çıktı. Hemen yanda bloğun önünde sigara içen öğrenciler gördü. Mert de onların yanına gitti. Bir sigara yakıp bir nefes çekti. Sonra çektiği fotoğrafa baktı. Pazartesi saat sekiz ile on arasında "Anatomi" dersi koymuşlardı. Mert şaşırdı. Anatomi de neydi acaba? Yoksa o hengâmede yanlış bölümün fotoğrafını mı çektim, diye düşünmekten kendini alamadı. Hemen fotoğrafın en üstündeki bölüm adına baktı. "Okul öncesi öğretmenliği Bölümü" yazıyordu. Öyleyse doğruydu. Sonra tekrar ders saatine baktı. Dersin başlamasına iki dakika vardı. Sigarasından son bir nefes çekti ve attı.
Ders F bloktaydı. Mert onu aramaya başladı. Sonra en mantıklısının birisine sormak olduğuna karar verdi. Öğrencilerden biri ona yardımcı oldu. Mert F bloğun da yakında olmasına sevindi. Dersi zemin kattaydı. Saatine baktığında beş dakika geciktiğini gördü. Umarım hoca derse girmemiştir de daha ilk günden derse geç kalmam dedi içinden. Umduğu gibi de oldu. Sınıfa girdiğinde henüz hoca yoktu.
Sınıftan müthiş bir gürültü yükseliyordu. Mert bunun sebebini merak etti. Sonra herkesin birbirini tanımak için sürekli konuştuğunu fark etti. En arkalardan bir sıraya geçip tek başına oturdu. Mert bugünlük sadece gözlemlemek istiyordu. Sınıfta ne kadar çok öğrenci olduğunu etrafı izlerken fark etti. Sonra merak edip saydı. Kırk beş kişi vardı sınıfta. Mert bu sayıyı çok kalabalık buldu. Bu kadar fazla ses çıkmasının sebebi bu olmalıydı. Mert az sonra bir şey daha fark etti. Sınıfta kendisiyle birlikte yalnızca dokuz erkek vardı. Ne yani otuz altı kız öğrenci mi var burada diye şaşırdı. Tekrar saymak istedi. Ancak sonuç değişmedi. Mert bu kadar kadın bir arada olup da konuşmadan duramaz tabi diye düşündü. Bu düşüncesi onu gülümsetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR-TAMAMLANDI
Teen FictionÖzgürlüğü için ailesi de dahil herkesi karşısına alan bir adam; Mert Çağan. 18 yaşında hayatı kendi istediği gibi özgürce yaşamak için il dışına üniversiteye gidiyor. Üniversite de onu bekleyen sürprizler var. Ailesinden uzakta olmak için tercih ett...