MESAJ

2.6K 434 69
                                    


Mert yüzsüzlükten korkmuyordu. Kıza sesini duyurmak istiyordu. Kızın duygularını bilmesini istiyordu. Belki gelirdi belki gelmezdi. Ama onun duygularını bilip bir şeyler söylemesini arzuluyordu. Gitmişti o. Büyük ihtimalle de dönmezdi. Ama yine de şansını denemek istiyordu. Biraz olsun içinde bir umut ışığı yanıyordu. Bu umut ışığına güvenerek kıza mesaj attı.

Bundan sonrası tam bir işkenceydi. Telefonu elinden bırakamıyordu. Kıza itiraf sayfasına yazdıklarını yazmıştı. Bulduğu her fırsatta nerede olursa olsun telefona bakıyordu. İçinde bir umut vardı. Ya bu umut da diğerleri gibi sönecekti ya da bu kez istediği olacaktı. Mert sabırsızlıktan kafayı yemek üzereydi. Aklında bin tane senaryo kuruyordu. Kızın cevap verdiğini hayal ediyor, ne yazacağını planlıyordu. Bu iş biraz daha uzun sürerse Mert'in keçileri kaçırması işten bile değildi.

Beklediği yanıt akşam saatlerinde kırtasiyedeyken geldi. Filiz mesaja cevap vermişti. Mesaj şöyleydi : "Etkilendim...". Bu ne demek oluyordu şimdi. İçi şenlik yerine döndü birden. Yoksa hayal ettiği şey gerçek mi oluyordu? Acaba Filiz ona mı gelecekti? Hemen bir mesaj daha attı. "Seni seviyorum." Yazdı.

Defalarca kez söylemek istiyordu. Burada yüz yüze söyleyememişti. Acısını mesajda sürekli söyleyerek çıkaracaktı. Filiz'den yanıt geldi: "İtirafı yapan da sendin değil mi?" diye sormuştu. Mert heyecanlandı. Elleri titreyerek yazmaya çalıştı. "Ben görmediğini sanıyordum." Dedi.

Filiz "Aslında ben görmedim. Arkadaşlarım görmüş. Onlar söylediler, ben de girip baktım." Dedi. Mert'in aklına bir soru takıldı "Peki ama gördüysen neden bir şey demedin?" diye sordu. Filiz'den gelen yanıt şöyleydi "Çünkü benim sevgilim var. Daha kırtasiyede konuşmak istediğinde bile görmüştün sevgilimi. Neden bu kadar zorluyorsun?" diye sordu.

Mert bu sözlerden dolayı utandı. Bunu yapmaması gerekirdi. Bu yaptığı yüzsüzlük, onursuzluktu. Kız ona kibarca durumu anlatmıştı. Şimdi yapması gereken bu işe hemen bir son vermekti. "Özür dilerim. Bunu yapmamalıydım. Size bir daha mesaj atmayacağım. Kendinize iyi bakın." Yazdı Filiz'e. Filiz'in yanıtı ise "Teşekkür ederim." Oldu.

Mert bir daha yazmadı ona. Ama yaklaşık yarım saat sonra bir mesaj daha geldi Filiz'den. Mert'in kalbi güm güm atmaya başladı birden. Ne olabilirdi ki bu? Acaba ne yazıyordu mesajda? Hemen açtı mesajı. "Bak kardeşim! Ben Filiz'in sevgilisiyim. Yaptığın terbiyesizlik. Sevgilisi olduğunu bilmen rağmen ne diye kıza yazıyorsun? Eğer birazcık onurun varsa artık Filiz'e yazmazsın. Eğer yazarsan da olacaklara katlanırsın. O Trabzon'a gelir, senin o mesaj yazan parmaklarını tek tek kopartır, uygun bir yerine monte ederim. Bir daha sakın yazma.".

Mert tam bir hayal kırıklığı içindeydi. Aynı zamanda sinirlenmişti. Bu aşağılık herif kendisiyle böyle konuşma hakkını nereden buluyordu. Kalbi onu sakinleştirmeye çalıştı. İlk defa onu utanırken görüyordu. "Hak ettik. Sevgilisi olan bir kıza yazacak kadar alçalmamalıydık. Bu bize yakışmadı Mert. Belki kızı kendimizden soğutmuş bile olabiliriz. Seni bu utanç dolu duruma düşürdüğüm için özür dilerim. Bütün bunlar benim suçum. Adama da kızma boşuna. Biri aynısını bizim sevgilimize yapsa biz de ona böyle tehdit ve küfür içeren mesajlar atardık." Dedi.

Beyin "Uzun zamandan sonra ilk kez haklısın." Dedi. İç sesi de ona hak verdi. Bu yaptıkları yanlıştı. Ne toplumsal ahlak kurallarına ne de Mert'in yapısına uymayan bir hareketti. Ama son pişmanlık fayda etmiyordu. Hem Mert şimdi böyle söylüyordu ama kızı da hala seviyordu. Hala onun bir gün kendisine gelme ihtimali olduğunu düşünüyordu.

Bu reddediliş Mert'e ağır geldi. Mert yurda gizliden alkol sokmaya başladı. Alkolle kendisini avutuyordu. Bir haftaya yakın zaman içip durdu. Kimse onun içtiğini fark etmedi. Çünkü gece yarısı herkes uyuduktan sonra içiyordu. Yangın merdiveninde gizliden gizliye içiyordu. Kimse onu göremezdi. Odaya geldiğinde ise doğrudan yatağına gidip uyuyordu. Sadece bazı geceleri Mustafa ayakta oluyordu. O da durumu fark etmesin diye onunla hiç konuşmuyordu. Zaten oyun oynamak dışında bir şey yaptığı da yoktu onun.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin