Mert kahvaltısını yapıp dersliğe doğru yola koyuldu. Yolda bir sigara yakmayı da ihmal etmedi. Zaten ne zaman iki lokma bir şey yese hemen sigara içesi geliyordu. Sigara sanki midesinde bir bekçi gibi duruyor ve içeri bir şeyler girmesini bekliyor gibiydi. Yiyecek bir şeyler içeri girer girmez de hemen beynine sigara içmesi için sinyaller gönderiyordu. Eğer bunu hemen yerine getirmezse bir saat sonra baş ağrılarıyla yerine getirmek zorunda kalıyordu.
Mert obam kantinin önüne geldiğinde bazı sınıf arkadaşlarını orada çay içerken gördü. Saatine baktı sekize on dakika vardı. Gidip bir selam vermek için yeteri kadar vakti vardı. Mert arkadaşlarının yanına gitti ve onlara selam verdi. Ama arkadaşları onu fark etmedi. Mert bu kadar yakındayken nasıl fark edilmediğini anlamadı. Biraz daha yaklaştı ve tekrar selam verdi. Ancak arkadaşlarından yine bir tepki alamadı. Mert "Beni duymuyor musunuz?" diye sordu. Sanki hayalet olmuştu. Arkadaşları hiçbir tepki vermiyorlardı.
Mert büyük bir şaşkınlık içerisinde onlara bakıyordu. Bir soru daha soracaktı ki biri onun kolundan tutup çekti. Sınıf arkadaşlarından Elvan isminde bir kızdı. Doğrusu bu kıza ilk gün gıcık olmuştu. Çünkü kız çok fazla konuşuyordu ve her şeye cevap vermeye çalışan bir tipti. Şimdi kendisinin kolundan tutup çekmesine şaşırmıştı. "Ne oldu?" diye sordu. Ses tonunda suç işlemiş bir çocuğun korkusu vardı. Neden böyle olduğunu kendisi de anlamadı. Çünkü ortada hiçbir suç yoktu.
Elvan "Yanlış insanlara selam verdin." Dedi gülümseyerek. "Neden? Selam vermek için insan mı seçmem gerekiyor?" dedi şaşkın bir tavırla. Elvan "Ne yazık ki evet, seçmen gerekiyor." Dedi. "İyi ama neden? Selam vermenin nesi kötü?" diye sordu. Sanki Elvan onun merakını artırmak için bilerek ağırdan alıyordu. Aslında Elvan onun anlamazlıktan geldiğini düşündüğü için parça parça cevaplıyordu. Ancak Mert'in yüzündeki ifadeden onun cidden anlamadığını fark etti. "O kızlar cemaatçi." Dedi. Bu kez Mert'in anlamasını bekliyordu.
Mert yine anlamadı. "Bunun konumuzla ne ilgisi var. Biz basit bir selam vermeden bahsediyoruz." Dedi. Elvan "Onların hocası kızların sesinin erkeklere haram olduğunu söylüyormuş vaazlarında. Bu yüzden onlar senle konuşmazlar." Dedi. "Ama sen sadece nezaketen selam verdim. Bunda yanlış bir şey yok ki. Hem bana bunu işaretlerle de anlatabilirlerdi ya da en azından içlerinden birisi selamıma karşılık verip durumu anlatabilirdi. Gerçi durumu anlatsalar bile bunun son derece saçma olduğunu onlara söylerdim." Dedi. Elvan'ın gülümsemesi arttı.
"Belki inanmayacaksın ama onların hocası bekâr kadınların erkeklerin selamını almasının da doğru olmadığını söylemiş. Ona göre bu da haram olabilirmiş. Ancak tam olarak emin değilmiş." Dedi. Buna Mert'te güldü "Peki bu insanlar hiç peygamberin "Selam vermek sünnet almak ise farzdır." Dediği hadisini duymamışlar mı?" diye sordu. Elvan "İllaki duymuşlardır." Dedi. Mert "Duymuşlar ama hadisi uygulamak yerine hocalarının dediklerini uyguluyorlar. Üstelik hadiste herhangi bir cinsiyet ayrımı da yapılmıyor. Neyse onlara bundan sonra selam vermeyeceğim. O kafadaki insanların arkadaşlığının uzak olmasını tercih ederim. Ancak üzüldüğüm bir şey var. O da bu insanların ileride öğretmen olacak olması. Yani ileride bir çocuğun babası geldiğinde de mi onla konuşmayacaklar? Ne kadar saçma bir düşünce." Dedi.
Elvan'ın da yüzü düştü "Umarım bu işi yapmazlar. Çünkü ben de ileride çocuğum bunlardan birinin öğrencisi olsun istemem." Dedi. Mert "Umarım." Demekle yetindi. Çünkü onların cemaat dedikleri oluşumunun soruları üyelerine verdiğini daha önce duymuştu. Belki o tuhaf düşünceli insanlar kendilerinden daha önce atanacaklardı. Mert ve Elvan sınıfa girdiklerinde sınıfın çoğunluğu gelmişti.
Mert sınıfın amfi şeklinde olmasını sevdi. En arkaya geçip oturdu. Elvan da onun bir önündeki sıraya oturdu. Dersin hocası gelene kadar aralarında sohbet etmeye devam ettiler. Mert Elvan'ın sürekli birlikte takıldığı gruptan Deniz, Rukiye ve Hümeyra ile de tanıştı. Mert onlarla tanıştığına gerçekten memnun oldu. Çünkü bu kızların sohbeti erkeklerinkinden çok daha iyiydi. En azından bu kızlarla vakit geçirilebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR-TAMAMLANDI
Teen FictionÖzgürlüğü için ailesi de dahil herkesi karşısına alan bir adam; Mert Çağan. 18 yaşında hayatı kendi istediği gibi özgürce yaşamak için il dışına üniversiteye gidiyor. Üniversite de onu bekleyen sürprizler var. Ailesinden uzakta olmak için tercih ett...