SARHOŞ

5K 31 39
                                    


O haftayı evde film izleyerek, şarkı dinleyerek, kitap okuyarak ve evde yapılabilecek keyif veren ne varsa yaparak geçirdiler. Kızıl saçlı kız Mert'i düzen konusunda çok zorluyordu. Onu her gece mutlaka ders çalışmaya zorluyordu. Neyse ki vizeleri bitmişti de Mert rahatlamıştı. Kız onu biraz rahat bırakmıştı. Ama evdeki kurallardan taviz vermiyordu. Mert evin herhangi bir yerini dağıtsa hemen onu uyarıyor, düzeltmesini istiyordu. Mert bu duruma alışmakta güçlük çekiyordu. Ama kızı çok sevdiğinden ve o her daim mutlu olsun istediğinden onun dediklerini yapıyordu.

Vize haftası bitince üniversite öğrencileri toplu halde memlekete gittiler. Neredeyse Trabzonlu öğrenciler dışında üniversite de kimse kalmadı. Hatta bazı derslerin hocaları da bu durumu bildiklerinden onlar da derslere gelmediler. Hâlbuki kimse öğrencilere de öğretmenlere böyle bir tatil vermemişti. Ama bu öğrenciler arasında yazılı olmayan bir kural gibiydi. Vizelerden sonra birçok öğrenci memlekete giderdi. Mert gitmedi. Gitmek istemedi. Kızıl saçlı kızı nasıl bırakıp gidebilirdi ki?

Gitmediğine daha sonra sevindi. Aslında tam bir sevinç sayılmazdı. Çünkü kızıl saçlı kızın babası adamlarını Trabzon'a yollamıştı. Adamlar her yerde kızıl saçlı kızı arıyordu. Mert onları görse de sakin olmaya çalışıyordu. Onlara bir şey belli etmemeye çalışıyordu. Adamlar bir ara kırtasiyeye de gelip kızıl saçlı kızın fotoğrafını gösterip onu görüp görmediklerini sormuştu. Mert hiç görmediğini söylemişti. Patronları da kızı tanımadıklarını ve görmediklerini söylemişlerdi. Adamlar buna rağmen kırtasiyenin sokağından birkaç gün ayrılmamışlardı.

Mert eve gidip kızıl saçlı kıza olan biteni anlattığında eski sevgilisinin e-mail attığını ama kendisinin inanmadığını söylemişti. Bu sayede onun doğru söylediğini anlamışlardı. Ama Mert hala ona cevap vermemesi gerektiğini düşünüyordu. Belki de e-mail atmasını isteyen babasıdır diye düşünüyordu. O e-maillerin altında eski sevgilisinin adı yazıyor diye ille de onun yolladığı anlamına gelmezdi bu. Her ihtimale karşı tedbiri elden bırakmamak gerekirdi.

Mert bu adamları görünce aklına dayak yediği adam geldi. Mert ondan intikam alacağına dair yemin etmişti. Ama bu zamana kadar bırakın intikamı, adamı bile bir kere düşünmemişti. Şimdi aklına bir plan gelmişti. O adamlar ortalıkta öylece dolaşacaklarına bir işe yarayabilirlerdi. Mert kafasında bir plan kurdu. Planından kızıl saçlı kıza bahsetmedi. Çünkü biliyordu ki o bunu öğrenirse onu vazgeçmesini istedi. Mert sırf o istiyor diye vazgeçerdi. Bu durumda kıza söylemek mantıklı değildi.

Plan şöyleydi. Mert bu adamların onu göremeyecekleri bir yerden onlara kâğıda sarılı bir taş atacaktı. Kâğıtta kızın adamın yurdunda kaldığı şimdi de adamın yanında saklandığı yazılacaktı. Mert onlara görünmeden taşı attı ve hemen koşup kırtasiyeye girdi. Adamlar onun daha önceden kırtasiyede çalıştığını bildiğinden ondan şüphelenmedi. Sokakta iki tanesi taşı kimin attığını ararken iki tanesi de kâğıdı okuyorlardı. Kâğıdı okuduklarında diğer ikisini de çağırdılar. Hemen yurda doğru koştular. Mert gizlice onları takip etti. Adamlar yurttan içeri girdiler. Baskın yapan özel hareket polisleri gibiydiler. Ellerinde silahları yurda girdiklerinde Mert de büyük bir keyifle olacakları izliyordu.

İçeriden bağırış çağırışlar geliyordu. Yurt sahibesi onların dışarı çıkması için bağırıp çağırıyordu. Ama adamlar çıkmıyordu. Mert yurdun karşı kaldırımına oturmuş, bir sigara yakmış keyif içinde olan biteni izliyordu. Kadının bağırtıları beş dakika sonra kesildi. Mert onun susmasının nedenini tahmin etti. Beş dakika sonra da tahmini doğru çıktı. Onu bir güzel benzeten adam bir arabayla ve yanında üç adamla içeri girdi. Mert onların da silahlı oldukları görünce tedirgin oldu. İçeride çatışma çıkmasından korktu. Onun yüzünden birileri ölürse kendisini affetmezdi. Bunu yapmamalıydı. Bu adamlar tehlikeliydi.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin